Ona ne şüphe?..

Bütün sırların ayan-beyan ortaya çıkacağı bir günün geleceğinden zerre kadar şüphemiz yok.

Bir milim dahi şaşmayacak olan adalet terazilerinin kurulacağı ve iğneden ipliğe her şeyin tartılacağı kıyamet gününün vuku bulacağı elbette mutlak bir hakikattir.

"Biz kıyamet gününe mahsus, öyle doğru ve hassas teraziler koyacağız ki, hiçbir kimseye zerre kadar haksızlık edilmez. Hardal tanesi ağırlığınca da olsa, yapılan iyi veya kötü işi oraya getirip tartarız. Hesap görücü olarak Biz fazlasıyla yeteriz."(Enbiya:47)

Bu dünyada zevkten dört köşe, yetimin-yoksulun, mazlumun hakkı ile, alın teri ve emeği ile bir eli yağda bir eli balda yaşayanların; 'ellerini ısırarak keşke falanca ile dost olmasaydım' diyeceği bir gün var önümüzde.

"O gün, zalim kimse ellerini ısırıp: 'Keşke Peygamberle beraber bir yol tutsaydım, vay başıma gelene; keşke falancayı dost edinmeseydim. And olsun ki beni, bana gelen Kur'an'dan o saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımcısız bırakıyor' der."(Furkan:27-29)

Kişinin amel defteri, hesap defteri önüne konduğu zaman, yapıp ettiklerinin zerresi dahi asla atlanmadan kayda geçtiğini gördüğü zaman; 'keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim, malım-mülküm, evladu iyalim hiçbir fayda vermedi' diyeceği hesap gününe mutlak inanıyoruz.

Bütün bu hakikatler Kitab-ı Kerim'in haber verdiği değişmez hakikatlerdir ve mutlaka vaat edilen o günler gelecektir, ama insanız ya, sabrımız kıt ya, istiyoruz ki zalimin cezasını çektiğini görelim, istiyoruz ki hırsızın çalıp hortumladığı kul hakları burnundan nasıl fitil fitil geliyormuş biz de şahit olalım.

İnsanız ya, sabrımız oldukça sınırlı ya, istiyoruz ki, zalimler mazlumlara nasıl çektirmişlerse kat kat fazlasını çekerlerken kıvranmalarına biz de şahit olalım.

İnsanız ya, biraz da aceleciyiz ya, istiyoruz ki, ortalarda takva rollerine soyunup el altından milleti soyup-soğana çevirenler, takva pozlarının ardına saklanarak akıl almaz fırıldaklar çevirenler elleriyle kazandıkları cezalara çarptırıldıklarına biz de şahit olalım.

İstiyoruz ki cümle hortumcular, cümle vurguncular, cümle yalancılar ve talancılar, cümle fırıldakçılar hak ettikleri cezalarını çekerlerken lastik gibi katlanıp açılmalarını biz de görelim.

Yoksa o günlerin geleceğinden zerre kadar şüphemiz yok.