Öğretim üyesinin taş koleksiyonu göz kamaştırıyor

Öğretim Üyesi Dr. Cihan Önen, çocukluğundan bu yana taş toplamaya başladığını ifade ederek, değişik ülkelerinden ve doğadan topladığı yüzlerce taşla koleksiyon oluşturduğunu belirtti. Topladığı taşların bir kısmını koleksiyonuna ayıran Önen, bir kısmını ise tespih, kolye ve bileklik yapımında kullanıyor. Önen, merakının çocuk yaşta başladığını, taşlarda yaradılışın izlerini bularak doğanın insanlara sunduğu güzellikleri tanımak ve tanıtmak istediğini söyledi.



Son 3 yıldan beri uzay bilimleri ve değişik hobilere yönlendiği için taş toplamadığını ifade eden Önen, topladığı taşları da ileride başta lise öğrencileri olmak üzere gençlere ışık göstermesi için sergilemek amacında olduğunu belirtti. Orta Asya'daki birkaç ülkeden, Güney Amerika'dan ve Türkiye'nin değişik illerinden topladığı yüzlerce taşı ofisinde ve evinde biriktiren Cihan Önen, yaptığı mini torna makinesi ile de bazı taşları işleyerek tespih ve takı yapıyor. Öğretim Üyesi Dr. Cihan Önen, asıl uzmanlık alanının sağlık olduğunu, ancak uzmanlık alanının yanında astronomi, elektrik-elektronik cihaz tasarımı ve bunun yanında doğal taşlar olduğunu belirterek, 'Çocukluğumdan beri içimde hep bir keşfetme duygusu var. İnsanoğlunun yaşadığı evrende o kadar çok güzellik var ki, ömrü boyunca bu güzelliklerin çok azına tanıklık edebilmektedir. Bu güzellikleri görebilmek için şehrin kalabalığından sıyrılıp, uzayın yıldızlarıyla, doğanın canlılarıyla, bitkilerin çeşitliliğiyle bunun yanında çeşit çeşit taşlarla yüzleşebiliyoruz. Her bir taş bende farklı bir merak uyandırdı. Önce doğa sevgisi ve canlı türlerini tanıma sevgisi, zamanla doğadaki taşları tanıma sevgisine dönüştü' dedi.



Önen, taşların içindeki kristallere, renklere ve sanata bakarak Allah'ın güzelliklerini gördüğünü ifade ederek, 'Topladığım taşları incelerken, bunlardan takı yapma fikri ortaya çıktı. Bunun içinde kendi imkanlarımla küçük bir torna yaptım. Tespih, takı gibi çalışmalar da yaptım. Bu taşların bazı özellikleri insan sağlığı için de önemlidir. Vücudu rahatlatan, stresi alan bir sürü taş var. Mesela fosillere baktığınızda sizi milyonlarca yıl öncesine götürüyor. Bazı taşların üzerinde deniz yıldızı, deniz kabuğu, deniz kestanesi gibi figürler var. Bu yöredeki doğada böyle bir şey olması ihtimalini düşündürüyor. Demek ki yüzyıllar önce bu bölge sular altındaymış fikri ortaya çıkıyor. Doğadaki her şey insanı geçmişine götürüyor" ifadelerini kullandı.



Doğada 3 tür taş olduğunu belirten Dr. Cihan Önen, kendisinin yarı değerli taşlarla ilgilendiğini, taşlarla zengin olmak amacında olmadığını belirterek, 'Yarı değerli taşları bulmak da kolay değil, onları bulmak için de dağ bayır gezmek gerekir. Bazen de akşamın karanlığına ultraviyole ışıkla tespit ettiğim bir taşı kırarak içindeki madeni ortaya çıkarıyorum. Elimde birçok yarı değerli taş var. Bunlardan birkaçı ise kuvars, ametist, obdisyen, ametist, akik, yeşim, lapis lazuli, malakit, pirit, sitrin, florit, kalsit, aragonit, lüle, üleksit, yakut, hematit, inci, kurnakovit, boraks, inderit, tünelit, kolemanit, kernit, dolomit kireç, bor, kehribar, reçinedir' diye konuştu.

Önen, taşları sadece bu bölgeden değil, dünyanın çeşitli ülkelerinden de elde ettiğini ifade ederek, 'Dünyanın çeşitli ülkelerinden getirdiğim taşlar da var. Mesela, Uruguay'dan, Tibet'ten, Çin gibi ülkelerinden tutun da Dubai ve Güney Amerika'ya kadar uzanan bir çeşitlilik var. Bazılarını da doğada kendim dolaşarak elde ettiğim taşlardır. Son 3 yıldır da taşları edinmekten vazgeçtim. Astronomi ve elektronik cihaz tasarımlarına yöneldiğimi için taş toplamaktan şimdilik vazgeçtim. Ben istiyorum ki lise ve ortaokul öğrencileri bundan faydalansın. İstiyorum ki onlarda da çevresel bir farkındalık olsun. Elimdeki taşları şimdilik bir kenarda bekletiyorum. Ancak ileride imkan doğarsa özellikle lise öğrencilerine yönelik, onları meraka itecek gelecekle ilgili bilgilendirmek için bir sergi açmak istiyorum' şeklinde konuştu.İHA