Oğan ve Kılıçdaroğlu seçim güvenliğini konuştu
ATA İttifakı'nın 13. Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, CHP Genel Merkezi’nde Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. Oğan ile Kılıçdaroğlu'nun "Seçim güvenliği" konusunu görüştüğü belirtildi.
12.04.2023 15:10:00
Oğan ve Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Merkezi'ndeki görüşmesi yaklaşık 25 dakika sürdü. Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Oğan, şunları söyledi:
"Bugün seçim güvenliği ile ilgili endişelerimizi paylaşmak için kendisini ziyaret ettik. Kendisinin Millet İttifakı olarak yaptıkları çalışmalardan bahsettiler. Karşılıklı veri alışverişinde bulunmak için arkadaşları görevlendirdik. Bu seçimin selameti için bundan sonra da diyalog kapılarını açık tutacağımızı ifade ettik. Seçmen listesinde oldukça fazla sayıda Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı, Pakistanlı, başka bölgelerden seçmenlerin olduğunu tespit ettik. Bu yönde endişelerimiz var.
Depremzede seçmeler
Diğer endişe kaynağımız: Deprem dolayısıyla bölgeyi terk eden 2 milyonun üzerinde seçmenin sadece 450 bininin kayıt altına alınması. Yani oy kullanacak noktaya getirilmesi. Ama 1 milyon 626 bin seçmenin kayıt yaptırmamış olmasıdır. Bu hem demokrasiye ve seçmen iradesinin sandığa yansıma noktasında büyük bir sıkıntıdır hem de seçimlerde seçim güvenliğini sıkıntıya sokacak bir konudur.
Depremde kayıpların açıklanan sayıların daha üzerinde olduğunu düşünüyoruz. Deprem brifingi aldığımda Sayın Naci Görür'ün de kayıp sayısının çok daha fazla olduğu yönünde ifadeleri vardı.
"Mühürsüz oy konusunda..."
Mühürsüz oy konusunda da son yayınlanan yönetmelikte yine açıkların olduğunu görüyoruz. Deniyor ki; 'Eğer sandık görevlileri iyi niyetle mühür basmayı unutmuşsa o zaman oylar geçerli sayılacak.' Sandık görevlilerinin iyi niyetini nasıl tespit edecek Yüksek Seçim Kurulu. Doğrusunu isterseniz biz merak ediyoruz. Biz Türkiye'nin demokratik bir ortamda seçim güvenliğinin sağlanmış olduğu ve vatandaşların aklında herhangi bir soru işaretinin olmadığı bir seçime gitmek istiyoruz.
Bizim öngörülerimiz ülkemizin bu en önemli seçiminde hala karanlık noktaların gri alanların olduğu yönündedir. Bunun ortadan kaldırılması için hem Sayın Muharrem İnce'den hem Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan da randevu talep edip; kabul ettikleri takdirde kendilerini ziyaret edeceğiz. Gündemimiz tek bir başlıktadır. Seçim güvenliği ile ilgilidir. Onun dışında herhangi bir konuda ne sayın Kılıçdaroğlu ile ne de diğer sayın adaylarla görüşmemiz olmadı. Ve diğerleriyle de başka konuları görüşmeyeceğiz.
"Bize dönük medya ambargosu var"
Bunu burada söylemek istemezdim ama maalesef bize dönük medya ambargosu var. Bu medya ambargosunun artık kaldırılması gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde RTÜK önünde bir itiraz mitingi toplantısı yaptık. RTÜK'e çağrıda bulunduk. Anayasal olarak bizim de diğer bütün adaylar kadar bizim de televizyonlarda gösterilme hakkımız var. Ancak Türkiye'de maalesef bu sağlanmıyor. Biz parmak boyasını da defalarca Yüksek Seçim Kurulu'na önerdik ama kabul edilmedi. Başka bir çaremiz kalmadı.
"4 cumhurbaşkanı adayı olarak çıkalım konuşalım"
Diyoruz ki: Bütün medyanın seçilmiş kişileri önünde 4 cumhurbaşkanı adayı olarak çıkalım konuşalım. Madem bizi göstermiyorsunuz. O zaman hepimizi birden davet edin, memleketin meselelerini biz konuşalım; vatandaşın kalbi, aklı, gönlü terazisidir. Doğrusunu onlar değerlendirecektir diye düşünüyorum. Gelin Türkiye'nin demokrasisini eşit şartlarda beraber yükseltelim. Sayın cumhurbaşkanı ile eşit şartlarda yarışmıyoruz.
"Buradan YSK'yı uyarıyorum"
Muhtemelen o yönde bir karar alınacak. ATA İttifakı'nı oluşturan siyasi partilerin de Sandık Kurulu temsiliyeti yok. Buradan YSK'yı uyarıyorum. Daha önceki seçimlerde bu yaşandı. Seçim hakimi ilk bulduğu vatandaşa 'seni sandık görevlisi ilan ediyorum' diyebiliyor. Buradan uyarıyorum. AKP'den ya da herhangi yandaş birisini yedekte bekletip onu da 5. sandık görevlisi olarak orada kullanmasınlar."
"Bugün seçim güvenliği ile ilgili endişelerimizi paylaşmak için kendisini ziyaret ettik. Kendisinin Millet İttifakı olarak yaptıkları çalışmalardan bahsettiler. Karşılıklı veri alışverişinde bulunmak için arkadaşları görevlendirdik. Bu seçimin selameti için bundan sonra da diyalog kapılarını açık tutacağımızı ifade ettik. Seçmen listesinde oldukça fazla sayıda Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı, Pakistanlı, başka bölgelerden seçmenlerin olduğunu tespit ettik. Bu yönde endişelerimiz var.
Depremzede seçmeler
Diğer endişe kaynağımız: Deprem dolayısıyla bölgeyi terk eden 2 milyonun üzerinde seçmenin sadece 450 bininin kayıt altına alınması. Yani oy kullanacak noktaya getirilmesi. Ama 1 milyon 626 bin seçmenin kayıt yaptırmamış olmasıdır. Bu hem demokrasiye ve seçmen iradesinin sandığa yansıma noktasında büyük bir sıkıntıdır hem de seçimlerde seçim güvenliğini sıkıntıya sokacak bir konudur.
Depremde kayıpların açıklanan sayıların daha üzerinde olduğunu düşünüyoruz. Deprem brifingi aldığımda Sayın Naci Görür'ün de kayıp sayısının çok daha fazla olduğu yönünde ifadeleri vardı.
"Mühürsüz oy konusunda..."
Mühürsüz oy konusunda da son yayınlanan yönetmelikte yine açıkların olduğunu görüyoruz. Deniyor ki; 'Eğer sandık görevlileri iyi niyetle mühür basmayı unutmuşsa o zaman oylar geçerli sayılacak.' Sandık görevlilerinin iyi niyetini nasıl tespit edecek Yüksek Seçim Kurulu. Doğrusunu isterseniz biz merak ediyoruz. Biz Türkiye'nin demokratik bir ortamda seçim güvenliğinin sağlanmış olduğu ve vatandaşların aklında herhangi bir soru işaretinin olmadığı bir seçime gitmek istiyoruz.
Bizim öngörülerimiz ülkemizin bu en önemli seçiminde hala karanlık noktaların gri alanların olduğu yönündedir. Bunun ortadan kaldırılması için hem Sayın Muharrem İnce'den hem Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan da randevu talep edip; kabul ettikleri takdirde kendilerini ziyaret edeceğiz. Gündemimiz tek bir başlıktadır. Seçim güvenliği ile ilgilidir. Onun dışında herhangi bir konuda ne sayın Kılıçdaroğlu ile ne de diğer sayın adaylarla görüşmemiz olmadı. Ve diğerleriyle de başka konuları görüşmeyeceğiz.
"Bize dönük medya ambargosu var"
Bunu burada söylemek istemezdim ama maalesef bize dönük medya ambargosu var. Bu medya ambargosunun artık kaldırılması gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde RTÜK önünde bir itiraz mitingi toplantısı yaptık. RTÜK'e çağrıda bulunduk. Anayasal olarak bizim de diğer bütün adaylar kadar bizim de televizyonlarda gösterilme hakkımız var. Ancak Türkiye'de maalesef bu sağlanmıyor. Biz parmak boyasını da defalarca Yüksek Seçim Kurulu'na önerdik ama kabul edilmedi. Başka bir çaremiz kalmadı.
"4 cumhurbaşkanı adayı olarak çıkalım konuşalım"
Diyoruz ki: Bütün medyanın seçilmiş kişileri önünde 4 cumhurbaşkanı adayı olarak çıkalım konuşalım. Madem bizi göstermiyorsunuz. O zaman hepimizi birden davet edin, memleketin meselelerini biz konuşalım; vatandaşın kalbi, aklı, gönlü terazisidir. Doğrusunu onlar değerlendirecektir diye düşünüyorum. Gelin Türkiye'nin demokrasisini eşit şartlarda beraber yükseltelim. Sayın cumhurbaşkanı ile eşit şartlarda yarışmıyoruz.
"Buradan YSK'yı uyarıyorum"
Muhtemelen o yönde bir karar alınacak. ATA İttifakı'nı oluşturan siyasi partilerin de Sandık Kurulu temsiliyeti yok. Buradan YSK'yı uyarıyorum. Daha önceki seçimlerde bu yaşandı. Seçim hakimi ilk bulduğu vatandaşa 'seni sandık görevlisi ilan ediyorum' diyebiliyor. Buradan uyarıyorum. AKP'den ya da herhangi yandaş birisini yedekte bekletip onu da 5. sandık görevlisi olarak orada kullanmasınlar."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
