O, Ehl-i Beyt’inin üstün liderlerinden biriydi
Muhammed; el-Cevad (cömert), el-Kâni (kanaat eden) ve el- Murtaza (beğenilen) lakaplarıyla anılırdı. Peygamber’in (s.a.a.) Ehl-i Beyt’inin üstün liderlerinden biriydi. Cömertlikle nitelenenlerden biriydi. Bu yüzden el-Cevad lakabını almıştı
22.04.2024 08:43:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Zehebî şöyle anlatıyor: "Muhammed; el-Cevad (cömert), el-Kâni (kanaat eden) ve el- Murtaza (beğenilen) lakaplarıyla anılırdı. Peygamber'in (s.a.a.) Ehl-i Beyt'inin üstün liderlerinden biriydi. Cömertlikle nitelenenlerden biriydi. Bu yüzden el-Cevad lakabını almıştı."
İbn Sabbağ el-Mâlikî (öl. 855) onun hakkında şunları söylemiştir:
"Dokuzuncu imamdır... Ebû Ca'fer es-Sâni (İkinci Ebû Ca'fer) olarak biliniyordu. Yaşı küçüktü ama değeri yüksekti, şânı yüceydi. Ali b. Mûsâ er-Rızâ'dan sonra imamlık görevini üstlendi.
Çünkü babası onun İmam olacağını açık bir şekilde bildirmiş ve işaret etmişti. Nitekim güvenilir ve âdil kişilerden oluşan bir topluluk bunu haber vermişlerdir."
Şeyh Abdullah b. Muhammed b. Amir eş-Şebravî eş-Şafiî (öl. 1154), "İmamların dokuzuncusu Muhammed el-Cevad..." dedikten sonra, İmam'ın nesebini ve Hicrî-Kamerî 190 yılında dünyaya geldiğini anlatıyor ve şunları söylüyor:
"Onun (Allah ondan râzı olsun) kerametleri çoktur, menkıbeleri meşhurdur."
Sonra bazı menkıbelerini anlatıyor ve sözlerini şu ifadelerle bitiriyor:
"Bunlar onun göz kamaştırıcı kerametlerinden ve güzel menkıbelerinden bazılarıydı."
Yûsuf İsmail en-Nebhanî onunla ilgili olarak şunları söylüyor:
"Muhammed el-Cevad b. Ali er-Rızâ, büyük İmamlardan, ümmetin aydınlatıcı lambalarından biriydi. Efendilerimiz olan Ehl-i Beyt'e mensuptu."
Mahmud b. Vuheyb el-Bağdadî onu vasfederken şunları söylüyor:
"İlim ve fazilet bakımından babasının vârisiydi. Değer ve kemâl bakımından kardeşlerinin en üstünüydü."
Fazl b. Ruzbehan (öl. 927), Hz. Peygamber'in (s.a.a.) ve onun tertemiz Ehl-i Beyt'inin faziletlerini açıklamak maksadıyla kaleme aldığı salâvatları şerh ederken onun hakkında şu değerlendirmede bulunuyor:
"Allah'ım! Çokça yakaran, secde eden, cömertlikte her cömerdin üstünde olan, bütün kullara bağışlarda bulunup onları yararlandıran, sapkınlık ve inatçılığı silip bertaraf eden, azgınlık ve fesat erbabını ezen, doğru yola ileten hidayet ve irşad alametlerinin sahibi, ilimlerinin nurundan abdallar ve erenlerden oluşan bütün efradın (Allah'ın seçkin kullarının) derlediği dokuzuncu İmam Ebû Ca'fer Muhammed et-Takî el-Cevad b. Ali er-Rızâ'ya salât ve selâm eyle!
O ki en güzel yaşayışla Cennet bahçesine yerleşmiş, Kureyş mezarlığında dedesinin yanına gömülmüştür.
Allah'ım! Efendimiz Muhammed'e, Efendimizin Ehl-i Beyt'ine, özellikle çok secde eden İmam Muhammed et-Takî el-Cevad'a salât ve selâm eyle!"
Hayruddin ez-Zerkülî onun hakkında şunları söylüyor:
"Ataları gibi saygın bir konuma ve değere sahipti. Zekiydi; akıcı, güçlü ve açık bir hitabeti vardı. ed-Dubeylî Muhammed b. Vehban'ın, 'Ahbar-u Ebî Ca'fer es-Sâni' adında onun siyeri ile ilgili bir kitabı vardır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Taki eserinden)
İbn Sabbağ el-Mâlikî (öl. 855) onun hakkında şunları söylemiştir:
"Dokuzuncu imamdır... Ebû Ca'fer es-Sâni (İkinci Ebû Ca'fer) olarak biliniyordu. Yaşı küçüktü ama değeri yüksekti, şânı yüceydi. Ali b. Mûsâ er-Rızâ'dan sonra imamlık görevini üstlendi.
Çünkü babası onun İmam olacağını açık bir şekilde bildirmiş ve işaret etmişti. Nitekim güvenilir ve âdil kişilerden oluşan bir topluluk bunu haber vermişlerdir."
Şeyh Abdullah b. Muhammed b. Amir eş-Şebravî eş-Şafiî (öl. 1154), "İmamların dokuzuncusu Muhammed el-Cevad..." dedikten sonra, İmam'ın nesebini ve Hicrî-Kamerî 190 yılında dünyaya geldiğini anlatıyor ve şunları söylüyor:
"Onun (Allah ondan râzı olsun) kerametleri çoktur, menkıbeleri meşhurdur."
Sonra bazı menkıbelerini anlatıyor ve sözlerini şu ifadelerle bitiriyor:
"Bunlar onun göz kamaştırıcı kerametlerinden ve güzel menkıbelerinden bazılarıydı."
Yûsuf İsmail en-Nebhanî onunla ilgili olarak şunları söylüyor:
"Muhammed el-Cevad b. Ali er-Rızâ, büyük İmamlardan, ümmetin aydınlatıcı lambalarından biriydi. Efendilerimiz olan Ehl-i Beyt'e mensuptu."
Mahmud b. Vuheyb el-Bağdadî onu vasfederken şunları söylüyor:
"İlim ve fazilet bakımından babasının vârisiydi. Değer ve kemâl bakımından kardeşlerinin en üstünüydü."
Fazl b. Ruzbehan (öl. 927), Hz. Peygamber'in (s.a.a.) ve onun tertemiz Ehl-i Beyt'inin faziletlerini açıklamak maksadıyla kaleme aldığı salâvatları şerh ederken onun hakkında şu değerlendirmede bulunuyor:
"Allah'ım! Çokça yakaran, secde eden, cömertlikte her cömerdin üstünde olan, bütün kullara bağışlarda bulunup onları yararlandıran, sapkınlık ve inatçılığı silip bertaraf eden, azgınlık ve fesat erbabını ezen, doğru yola ileten hidayet ve irşad alametlerinin sahibi, ilimlerinin nurundan abdallar ve erenlerden oluşan bütün efradın (Allah'ın seçkin kullarının) derlediği dokuzuncu İmam Ebû Ca'fer Muhammed et-Takî el-Cevad b. Ali er-Rızâ'ya salât ve selâm eyle!
O ki en güzel yaşayışla Cennet bahçesine yerleşmiş, Kureyş mezarlığında dedesinin yanına gömülmüştür.
Allah'ım! Efendimiz Muhammed'e, Efendimizin Ehl-i Beyt'ine, özellikle çok secde eden İmam Muhammed et-Takî el-Cevad'a salât ve selâm eyle!"
Hayruddin ez-Zerkülî onun hakkında şunları söylüyor:
"Ataları gibi saygın bir konuma ve değere sahipti. Zekiydi; akıcı, güçlü ve açık bir hitabeti vardı. ed-Dubeylî Muhammed b. Vehban'ın, 'Ahbar-u Ebî Ca'fer es-Sâni' adında onun siyeri ile ilgili bir kitabı vardır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Taki eserinden)