‘O, diriler arasındaki ölü gibidir’
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kötülüklere karşı kalbi, eli ve diliyle itiraz etmeyen bir kimse, diriler arasındaki ölü gibidir"
27.12.2020 23:50:00
H. OKAN EGESEL
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sizden her kim bir kötülüğü görürse, eliyle onu değiştirmelidir. Eğer buna gücü yetmezse diliyle bunu değiştirmeye çalışmalıdır (itiraz etmelidir). Eğer buna da gücü yetmezse kalbiyle onu inkâr etmelidir ve bu imanın en düşük mertebesidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sizden her kim bir kötülük görür de eli ve diliyle inkâr etme gücünü kendinde göremediği için sadece kalbiyle inkâr eder, Allah da onun bu işteki sadakatini bilirse; şüphesiz o kötülüğü inkâr etmiş sayılır. (Allah inkârını kabul eder ve o da göreviyle amel etmiş olur)."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah, benden önce gönderdiği peygamberlere insanlar arasından birtakım havariler ve yardımcılar kılmıştır. Onlar peygamberlerin sünnetiyle amel eder, emirlerine itaat ederlerdi. Ama onlardan sonra bir grubu onların yerine geçtiler. Bunlar söyledikleri şeyle amel etmediler ve kendilerine emredilmeyen birtakım şeyleri yaptılar. O halde, her kim eliyle onlara karşı savaşırsa mü'mindir. Her kim de diliyle onlara karşı savaşırsa mü'mindir. Her kim de onlara karşı kalbiyle savaşırsa mü'mindir. Her kim de böyle yapmazsa, hardal tanesi kadar imana sahip değildir."
İmam Ali (a.s), hutbesini yarıda keserek, "Bizler için diriler arasındaki ölüden bahset" diyen birisine şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kötülüğü kalbi, dili ve eliyle inkâr ederse iyiliğin tüm hasletlerini elde etmiş olur. Her kim de bir kötülüğü kalbi ve diliyle yasaklar ama eliyle onu değiştirmeyi amaçlamazsa iyi olan iki hasleti elde etmiş sayılır. Her kim de bir kötülüğü kalbiyle inkâr eder, eli ve diliyle ona karışmazsa sadece iyi hasletlerden birine sahip olmuş olur. Her kim de kalbi, dili ve eliyle kötülüğe karışmazsa o da diriler arasında ölüdür."
İmam Ali (a.s), konuşurken kendisine, "Diriler arasındaki ölü kimdir?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Evet, Allah peygamberlerini müjdeleyici ve korkutucu olarak göndermiştir. O halde bir grubu onu tasdik etmiş ve bir grubu ise yalanlamıştır. Yalanlayanlar, onaylayanlarla savaşa kalkıştılar. Allah onaylayan kimseleri galip kıldı. Bir müddet sonra peygamberler vefat ettiler. Yerine geçenler ve sonraki nesiller arasında bazı kimseler kötülüklere karşı; eli, dili ve kalbiyle itirazda bulundular. Bunlar güzel hasletlerin tümünü kendilerinde bir araya getirmişlerdi.
Diğer bazıları ise kötülükler karşısında dili ve kalbiyle itiraz ettiler ama elleriyle ona karşı koymadılar. Bu da, bu grubun elde ettiği iki güzel haslettir. Daha üstün olan diğer hasleti ise kaybetmiş oldular.
Bir grubu ise kalpleriyle kötülüğü inkâr ettiler ama elleri ve dilleriyle onlara karışmadılar. Onlar da üç hasletten iki değerli hasleti kaybettiler ve birini elde ettiler.
Bazıları da ne dilleriyle, ne elleriyle ve ne de kalpleriyle kötülüğe itirazda bulundular. Bunlar diriler arasındaki ölüler gibidirler."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kötülüklere karşı kalbi, eli ve diliyle itiraz etmeyen bir kimse, diriler arasındaki ölü gibidir." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sizden her kim bir kötülüğü görürse, eliyle onu değiştirmelidir. Eğer buna gücü yetmezse diliyle bunu değiştirmeye çalışmalıdır (itiraz etmelidir). Eğer buna da gücü yetmezse kalbiyle onu inkâr etmelidir ve bu imanın en düşük mertebesidir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Sizden her kim bir kötülük görür de eli ve diliyle inkâr etme gücünü kendinde göremediği için sadece kalbiyle inkâr eder, Allah da onun bu işteki sadakatini bilirse; şüphesiz o kötülüğü inkâr etmiş sayılır. (Allah inkârını kabul eder ve o da göreviyle amel etmiş olur)."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah, benden önce gönderdiği peygamberlere insanlar arasından birtakım havariler ve yardımcılar kılmıştır. Onlar peygamberlerin sünnetiyle amel eder, emirlerine itaat ederlerdi. Ama onlardan sonra bir grubu onların yerine geçtiler. Bunlar söyledikleri şeyle amel etmediler ve kendilerine emredilmeyen birtakım şeyleri yaptılar. O halde, her kim eliyle onlara karşı savaşırsa mü'mindir. Her kim de diliyle onlara karşı savaşırsa mü'mindir. Her kim de onlara karşı kalbiyle savaşırsa mü'mindir. Her kim de böyle yapmazsa, hardal tanesi kadar imana sahip değildir."
İmam Ali (a.s), hutbesini yarıda keserek, "Bizler için diriler arasındaki ölüden bahset" diyen birisine şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kötülüğü kalbi, dili ve eliyle inkâr ederse iyiliğin tüm hasletlerini elde etmiş olur. Her kim de bir kötülüğü kalbi ve diliyle yasaklar ama eliyle onu değiştirmeyi amaçlamazsa iyi olan iki hasleti elde etmiş sayılır. Her kim de bir kötülüğü kalbiyle inkâr eder, eli ve diliyle ona karışmazsa sadece iyi hasletlerden birine sahip olmuş olur. Her kim de kalbi, dili ve eliyle kötülüğe karışmazsa o da diriler arasında ölüdür."
İmam Ali (a.s), konuşurken kendisine, "Diriler arasındaki ölü kimdir?" diye sorulunca şöyle buyurmuştur: "Evet, Allah peygamberlerini müjdeleyici ve korkutucu olarak göndermiştir. O halde bir grubu onu tasdik etmiş ve bir grubu ise yalanlamıştır. Yalanlayanlar, onaylayanlarla savaşa kalkıştılar. Allah onaylayan kimseleri galip kıldı. Bir müddet sonra peygamberler vefat ettiler. Yerine geçenler ve sonraki nesiller arasında bazı kimseler kötülüklere karşı; eli, dili ve kalbiyle itirazda bulundular. Bunlar güzel hasletlerin tümünü kendilerinde bir araya getirmişlerdi.
Diğer bazıları ise kötülükler karşısında dili ve kalbiyle itiraz ettiler ama elleriyle ona karşı koymadılar. Bu da, bu grubun elde ettiği iki güzel haslettir. Daha üstün olan diğer hasleti ise kaybetmiş oldular.
Bir grubu ise kalpleriyle kötülüğü inkâr ettiler ama elleri ve dilleriyle onlara karışmadılar. Onlar da üç hasletten iki değerli hasleti kaybettiler ve birini elde ettiler.
Bazıları da ne dilleriyle, ne elleriyle ve ne de kalpleriyle kötülüğe itirazda bulundular. Bunlar diriler arasındaki ölüler gibidirler."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kötülüklere karşı kalbi, eli ve diliyle itiraz etmeyen bir kimse, diriler arasındaki ölü gibidir." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).