Numan Kurtulmuş: İsrail-Filistin çatışmasında Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız
"Dünya barışının kapısı Orta Doğu barışı, Orta Doğu barışının kapısı ise özgür Filistin kuruluncaya kadar Filistin davasının çözüme kavuşturulmasıdır."
İhlas Haber Ajansı





TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail ile Filistin arasında yaşanan çatışmaya dair yaptığı açıklamada, "Dünya barışının kapısı Orta Doğu barışı, Orta Doğu barışının kapısı ise özgür Filistin kuruluncaya kadar Filistin davasının çözüme kavuşturulmasıdır. Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız." dedi.
İsrail-Filistin çatışmaları
İsrail-Filistin çatışmalarının sadece bugüne ait bir gelişme olmadığını belirten Kurtulmuş, bu çatışmaların, 1948'den bu yana devam eden, sürekli haksızlıklarla beslenen, 1967 sonrasında ilhakla, işgallerle, yeni yerleşimcilerle Filistinlileri yok sayan bir anlayışın getirdiği son nokta olduğunu söyledi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu büyük mücadele devam ederken, çok yoğun çatışmalar devam ederken Türkiye olarak biz, her iki tarafa da barış ve esenlik içerisinde bir Orta Doğu'nun kurulması için sükuneti tavsiye ediyoruz. Türkiye olarak, bu meselenin insaniyet ekseninde çözülebilmesi için çaba sarf edilmesini ifade ediyoruz. Ancak aynı şekilde dünyanın birçok yerinde, özellikle Batı ülkelerinde ortaya konulan çifte standardı, haksızlıkları, oradaki taraflardan birini yok sayan anlayışı da esefle takip ediyoruz.
Son iki gündür Gazze Şeridi'nde belki artık sayıları binleri bulmuş olan çocuk, kadın, masum insanların öldürülmesine sessiz kalanlar, ondan evvelki sürede insanların iş yerlerinin gasbedilerek yeni yerleşimciler vasıtasıyla el konulmasına sessiz kalanlar, evlerinden çıkarılmasına sessiz kalanlar ne yazık ki dünyanın başka yerinde aynı şeyler yaşandığında sonuna kadar seslerini çıkarabiliyorlar. Bu çifte standardın ortadan kaldırılması lazım."
"Bütün insanlığı öldürmek gibidir"
Bir tek masum insanın ölmesine dahi rıza gösterilemeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Hangi ırktan olursa olsun, hangi dine mensup olursa olsun, hangi kültüre ait olursa olsun bir masumun, bir yaşlının, bir çocuğun öldürülmesi bütün insanlığı öldürmek gibidir. Onun için bütün bunların hepsine karşı tavır almak mecburiyetindeyiz. Ancak ortaya konulan bu çifte standardı da burada, bir akademik platformda sizler vasıtasıyla dünyanın gündemine taşımak da vazifemizdir.
Filistinliler öldürüldüğü zaman, Filistinli bebekler yakıldığı zaman, Filistinliler evlerinden çıkartılıp evlerine el konulduğu zaman buna hiç ses çıkarmayanlar, Filistin topraklarının işgal ve ilhakı karşısında sessiz kalanlar, milyonlarca Filistinlinin vatanını terk ederek göçmen durumunda kalmasına seyirci kalanlar, dünyanın başka yerlerinde başka şeyler yaşandığı zaman sonuna kadar konuşmasını biliyorlar.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini tanımayan bir ülke olarak çok rahatlıkla konuşuyorum, hakkaniyet ve adaletin savunucusu olan TBMM'nin Başkanı olarak çok rahatlıkla konuşuyorum, Rusya'nın Ukrayna topraklarını, Kırım'ın ilhakı karşısında yüksek sesle konuşanlar, siyaset geliştirenler, 1948'den bu yana İsrail'in sürekli Filistin topraklarını işgal ederek ilhak etmesine niye seyirci kalıyorlar' Orta Doğu'da herkesin yaşama hakkı var da gariban Filistinlilerin yaşama hakkı yok mudur' Orta Doğu'da İsrail'in var olma hakkı var da Orta Doğu'da tam manasıyla bağımsız bir Filistin Devleti'nin var olma hakkı yok mudur' Bu çifte standartların ortadan kaldırılması, bir an evvel barışın, sükunetin yeniden sağlanması şarttır."
"Orta Doğu barışının kapısı Filistin davasının çözüme kavuşturulmasıdır"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, dört asır boyunca Filistin topraklarında Müslümanların, Yahudilerin ve Hristiyanların barış içinde yaşadığını, bunu sağlayan en temel özelliklerinden birinin, burada, Batılıların "Pax Ottomana" dediği "Osmanlı barış düzeni"nin kurulabilmesi olduğunu belirtti.
Bugün, üçüncü dünya savaşına doğru koşar adım giden dünyanın zembereğinin Kudüs'te kurulu olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu zemberek, tarih boyunca, iyi çalıştığı zaman dünya barışı yerinde olmuştur. Dünya barışının kapısı Orta Doğu barışı, Orta Doğu barışının kapısı ise tam manasıyla özgür bir Filistin devleti kuruluncaya kadar Filistin davasının hakkaniyet içerisinde bir çözüme kavuşturulmasıdır. Bu açıdan Türkiye olarak bu konuda hassasiyetimizi bir kere daha ifade ediyoruz. Bu çatışmaların bir an evvel durdurulması, insani kayıplara son verilmesi, uluslararası camianın bu noktada da üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesini temenni ediyoruz. Türkiye olarak bu konuda üzerimize düşen sorumlukları sonuna kadar yerine getirmeye kararlıyız."
Kurtulmuş, 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması, yasa dışı yerleşimcilerin işgal ettikleri yerlerden çekilmesi ve buraların Filistinlilere iade edilmesi ile başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal mekanların masumiyetinin korunması hallolmadan Filistin-İsrail arasındaki barışın sağlanmasının mümkün görünmeyeceğini söyledi.
Zaman zaman Filistin'de kutsal mekanlara saygısızlıklar yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, "Maalesef hiçbir dinin kutsalına, kim olursa olsun kimseye bir saygısızlık yapılması kabul edilemez, açık bir insanlık suçudur. Mescid-i Aksa başta olmak üzere yapılan saldırıları şiddetle kınadığımızı ve bunun sonlandırılmasının Filistin barışının, Filistin-İsrail arasındaki barışın sağlanması için esas hususlardan birisi olduğunun altını çizmek isterim." ifadesini kullandı.
- İsrail-Filistin çatışmaları
İsrail-Filistin çatışmalarının sadece bugüne ait bir gelişme olmadığını belirten Kurtulmuş, bu çatışmaların, 1948'den bu yana devam eden, sürekli haksızlıklarla beslenen, 1967 sonrasında ilhakla, işgallerle, yeni yerleşimcilerle Filistinlileri yok sayan bir anlayışın getirdiği son nokta olduğunu söyledi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu büyük mücadele devam ederken, çok yoğun çatışmalar devam ederken Türkiye olarak biz, her iki tarafa da barış ve esenlik içerisinde bir Orta Doğu'nun kurulması için sükuneti tavsiye ediyoruz. Türkiye olarak, bu meselenin insaniyet ekseninde çözülebilmesi için çaba sarf edilmesini ifade ediyoruz. Ancak aynı şekilde dünyanın birçok yerinde, özellikle Batı ülkelerinde ortaya konulan çifte standardı, haksızlıkları, oradaki taraflardan birini yok sayan anlayışı da esefle takip ediyoruz.
Son iki gündür Gazze Şeridi'nde belki artık sayıları binleri bulmuş olan çocuk, kadın, masum insanların öldürülmesine sessiz kalanlar, ondan evvelki sürede insanların iş yerlerinin gasbedilerek yeni yerleşimciler vasıtasıyla el konulmasına sessiz kalanlar, evlerinden çıkarılmasına sessiz kalanlar ne yazık ki dünyanın başka yerinde aynı şeyler yaşandığında sonuna kadar seslerini çıkarabiliyorlar. Bu çifte standardın ortadan kaldırılması lazım."
- "Bütün insanlığı öldürmek gibidir"
Bir tek masum insanın ölmesine dahi rıza gösterilemeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Hangi ırktan olursa olsun, hangi dine mensup olursa olsun, hangi kültüre ait olursa olsun bir masumun, bir yaşlının, bir çocuğun öldürülmesi bütün insanlığı öldürmek gibidir. Onun için bütün bunların hepsine karşı tavır almak mecburiyetindeyiz. Ancak ortaya konulan bu çifte standardı da burada, bir akademik platformda sizler vasıtasıyla dünyanın gündemine taşımak da vazifemizdir.
Filistinliler öldürüldüğü zaman, Filistinli bebekler yakıldığı zaman, Filistinliler evlerinden çıkartılıp evlerine el konulduğu zaman buna hiç ses çıkarmayanlar, Filistin topraklarının işgal ve ilhakı karşısında sessiz kalanlar, milyonlarca Filistinlinin vatanını terk ederek göçmen durumunda kalmasına seyirci kalanlar, dünyanın başka yerlerinde başka şeyler yaşandığı zaman sonuna kadar konuşmasını biliyorlar.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalini tanımayan bir ülke olarak çok rahatlıkla konuşuyorum, hakkaniyet ve adaletin savunucusu olan TBMM'nin Başkanı olarak çok rahatlıkla konuşuyorum, Rusya'nın Ukrayna topraklarını, Kırım'ın ilhakı karşısında yüksek sesle konuşanlar, siyaset geliştirenler, 1948'den bu yana İsrail'in sürekli Filistin topraklarını işgal ederek ilhak etmesine niye seyirci kalıyorlar' Orta Doğu'da herkesin yaşama hakkı var da gariban Filistinlilerin yaşama hakkı yok mudur' Orta Doğu'da İsrail'in var olma hakkı var da Orta Doğu'da tam manasıyla bağımsız bir Filistin Devleti'nin var olma hakkı yok mudur' Bu çifte standartların ortadan kaldırılması, bir an evvel barışın, sükunetin yeniden sağlanması şarttır."
- "Orta Doğu barışının kapısı Filistin davasının çözüme kavuşturulmasıdır"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, dört asır boyunca Filistin topraklarında Müslümanların, Yahudilerin ve Hristiyanların barış içinde yaşadığını, bunu sağlayan en temel özelliklerinden birinin, burada, Batılıların "Pax Ottomana" dediği "Osmanlı barış düzeni"nin kurulabilmesi olduğunu belirtti.
Bugün, üçüncü dünya savaşına doğru koşar adım giden dünyanın zembereğinin Kudüs'te kurulu olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu zemberek, tarih boyunca, iyi çalıştığı zaman dünya barışı yerinde olmuştur. Dünya barışının kapısı Orta Doğu barışı, Orta Doğu barışının kapısı ise tam manasıyla özgür bir Filistin devleti kuruluncaya kadar Filistin davasının hakkaniyet içerisinde bir çözüme kavuşturulmasıdır. Bu açıdan Türkiye olarak bu konuda hassasiyetimizi bir kere daha ifade ediyoruz. Bu çatışmaların bir an evvel durdurulması, insani kayıplara son verilmesi, uluslararası camianın bu noktada da üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesini temenni ediyoruz. Türkiye olarak bu konuda üzerimize düşen sorumlukları sonuna kadar yerine getirmeye kararlıyız."
Kurtulmuş, 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulması, yasa dışı yerleşimcilerin işgal ettikleri yerlerden çekilmesi ve buraların Filistinlilere iade edilmesi ile başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal mekanların masumiyetinin korunması hallolmadan Filistin-İsrail arasındaki barışın sağlanmasının mümkün görünmeyeceğini söyledi.
Zaman zaman Filistin'de kutsal mekanlara saygısızlıklar yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, "Maalesef hiçbir dinin kutsalına, kim olursa olsun kimseye bir saygısızlık yapılması kabul edilemez, açık bir insanlık suçudur. Mescid-i Aksa başta olmak üzere yapılan saldırıları şiddetle kınadığımızı ve bunun sonlandırılmasının Filistin barışının, Filistin-İsrail arasındaki barışın sağlanması için esas hususlardan birisi olduğunun altını çizmek isterim." ifadesini kullandı.