Nereye kadar avunup dövüneceğiz!

Sadece ülkemizde değil bütün dünyada ekonomik ve siyasi krizler tırmanmakta, insanlık yaşama zevkini kaybetmektedir. Memurlar, işçiler, dar gelirliler, toplumda en fazla çile çeken kesim olmaya devam etmektedirler. İktidar sahipleri bağımlı oldukları kapitalizmin ve batılı küresel güçlerin elinde oyuncak olmuş, çözüm noktasında tıkanmıştır. Memuruna, işçisine, gereken maaş artışını dahi verememektedir.
Aslında milletin önünde çözüm vardır, ancak çözümü görmekte ve anlamakta istenilen seviyeye gelememekte, başı dara düştükçe de "Ya Rabbi bize bir sahip" gönder diye dua ve yakarışta bulunmaktadır.
Yeni Mesaj Gazetesindeki köşemizde daha önce dile getirdiğimiz 7. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresinde Azerbaycan'dan gelen Bakü Devlet Üniversitesinden Prof. Dr. Rovsen Qulıyev bir fıkra anlatmışlardı. Önemine binaen tekrar aktarmakta fayda gördüm:?"Adamın birine başka bir adam gelerek, "birazdan yağmur yağacak sel olacak, gel seni arabama alayım da kurtulursun" demiş. Adam da ben "Allah'tan bir delil beklerim" demiş. Aradan bir miktar zaman geçmiş, yağmur yağmaya başlamış, sular yavaş yavaş yükselmeye başlamış. Kayık içerisinde bulunan bir adam "gel seni kayığıma alayım, birazdan sel suları daha da yükselecek" demiş. Adam da "ben Allah'tan bir delil bekliyorum" demiş. Sel suları iyice yükselmiş, adam tam boğulacağı sırada bir helikopter gelmiş ip uzatmış, "tut ucundan kurtaralım seni" demiş. Adam gene aynı inat "ben Allah'tan bir delil bekliyorum." demiş. Biraz sonra da Azrail gelmiş adamın canını almaya… Adam acı acı feryat etmiş, "ya Azrail ben Allah'tan bir delil bekledim bir türlü gelmedi, neden benim canımı alıyorsun" demiş…
Azrail de "bire adam Allah sana bir değil üç delil gönderdi. Önce araçlı adamı, sonra kayıkçıyı, sonra helikopterli adamı gönderdi, sen hala anlamadın, onun için senin canını almak sana hak oldu" demiş ve canını almış… ?Nüktedan ve çok zeki bir kişiliğe sahip olan Sayın Rovsen Bey, nükteyi yapıştırmıştı;
"Dünya krizlerle boğuşuyor, her geçen gün kan kaybediyor. Allah bize Prof. Dr. Haydar Baş gibi bir delil göndermiş. O da "Milli Ekonomi Modelini", sonra da "Sosyal Devlet Milli Devlet" eserlerini bizlere sunmuş, siz hala Allah'tan delil mi bekliyorsunuz!?İşte size delil… Biz bu delili bulduk, gördük elhamdülillah!?Bu delil ki hem dünyamızın hem ahretimizin kurtuluşudur." ?Sayın Prof. Dr. Rovsen Bey'in anlattığı kıssa, üzerinde çok düşünülmesi ve çok önemli dersler alınması gereken bir kıssadır. İnsanların hali bu değil mi? Başı dara düşünce hep; "Ya Rabbi bize bir sahip gönder" diye dua etmez mi?
Sahip gelir, sahibi görmez, hala "Ya Rabbi bize sahip gönder" ya da "ben Allah'tan sahip bekliyorum" diye feryat eder…
Allah muhafaza ayıkmadan başımıza bir felaket gelirse bizim de hala, "Ya Rabbi biz bir sahip bekliyorduk ama göndermedin" demeye hakkımız olur mu? Sahip meydandadır, sahip Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Bize düşen de O sahibe, sahip çıkmaktır. Yoksa da avunur, dövünür dururuz!