BTP, geçenlerde interaktif video konferans yoluyla MYK'nın 131 üyesinin tamamı fikir ve görüşlerini gerekçeleriyle ortaya koyarak, oybirliği ile hukukçu Hüseyin Baş'ı genel başkanlığa getirmiştir.
Hukukçu Hüseyin Baş'ın 131 MYK üyesinden biri olarak, genel başkanlığa en uygun kişinin olduğunu gerekçelerimle ortaya koymadan önce bu ara bize akıl veren bizim adımıza düşünen dostlara bir çift sözüm var. Sonra gerekçelerimi bir bir ifade etmeye çalışacağım.
1) Siyasi gücü hangi yolla olursa olsun ele geçirerek meydan okumak, birilerine istikbal sağlamak, iktidarımız döneminde kendi zenginimizi yaratmak, çelik çomak oynamak için siyaset yapmadık ve yapmayacağız.
2) Toplumun yerli yabancı karar vericilerine, sermaye sahiplerine yaranmak, köprüyü geçene kadar dayı diyelim sonra bakarız anlayışında bir siyaset yapmadık ve yapmayacağız.
3) Algı yönetimiyle oluşan ve üniter yapımıza zarar verecek her türlü düşüncenin ve oluşturulan reflekslerin hep karşısında olduk. Bu algı, halkın tamamını etkisi altına alarak, çoğunluk böyle istiyor dayatmalarına karşın, halka rağmen halk için çözüm üreten siyaset yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.
4) Vizyona sürülen, oynatılan oyunları bozmak, olayların arka planına ışık tutmak için çok uğraştık, çok da bedeller ödedik; başarılı da olduk, bunu yaparken de hiçbir karşılık beklemedik. O algının yarattığı kirli pis suyu fırsat bilip siyasi olarak yelken açmadık ve açmayacağız.
5) Biz maslahata göre siyaset yapmadık, biz maslahatı ortadan kaldırmak, değiştirmek için siyaset yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz.
Bu bir iki tespitten sonra bizim adımlarımıza yön verme sevdasında olan dostlarımıza birkaç soru soralım.
1) M. Kemal Atatürk'e hakaret etmenin, iftira atmanın, küfürle itham etmenin revaçta olduğu ve pirim yaptığı bir dönemde "Hoş geldin Atatürk" demek reel politik değildir, değil mi?
2) Mezhep ve Sünni taassubunun pik yaptığı, halkın çoğunluğunun tartışmasız kabul ettiği ve dokunanın yandığı bu sahada reel siyasi politik olmak, bu anlayışa su taşımak değil miydi?
3) Sakife'den bu tarafa üstü örtülen gerçeklerin ortaya çıkması ve Allah'ın razı olduğu gerçek İslam'ın adresini göstermek uğruna İmam Hüseyin Efendimiz, bile isteye şehit olmadı mı?
Kerbela vakasından bu tarafa örtülen gerçeklerin yüzünü açmak, gerçeklerle yüzleşmek adına Ehl-i Beyt İslam anlayışını ortaya koyarak Alevi, Sünni, Caferi vs. kardeş yapmak uğraşı, çok mu reel politik?
4) Etnik milliyetçiliğin puan getirdiği ortamda, Osmanlı'nın bakiyesi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde birliğin sağlanması için Hacı Bektaş-ı Veli'den ve Atatürk'ten hareketle Müslüman olan herkes Türk'tür tezini ortaya koymak çok mu reel politik?
5) Sol ve solcunun dinsiz olduğu tartışmasız kabul edildiği Türkiye'de, Deniz Gezmiş'lere, Hüseyin İnan'lara sahip çıkmak "Sol da Müslüman, sağ da Müslümandır, demokratik siyasi bir tercih nasıl İslam olur" fikrini temellendirmek için bütün olumsuzluklara meydan okumak çok mu reel politik?
6) Osmanlı'nın ve padişahların dinin yerine konulduğu, haklı ve doğru hiçbir eleştirinin kabul görmediği ve de yeni Osmanlıcılığın ayakta alkışlandığı durumda "Osmanlı İslam'sa Cumhuriyet daha fazla İslam'dır" tezini savunmak ne kadar reel politik?
7) Kapitalizmin temel prensiplerinin bütün dünyada özellikle de halkı Müslüman ülkelerde tartışmasız ön şartla kabullenildiği, hâşâ Allah'ın ayetleri imiş gibi algılandığı ve iktidarları belirleyen kapitalizmin kurucularına başkaldırmak, tez yazmak çok mu reel politik?
Burada ifade ettiğim, buna benzer birçok şeyi biz bilerek ve isteyerek siyasi olarak reel politik olmamasına rağmen yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz.
Biz, Cumhuriyetin fabrika ayarlarına 21. asrın donanımıyla döndürecek ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini Kâinat devleti yapacak teze, kadroya, kaynağa, Prof. Dr. Haydar Baş'ın mirasına, bize bıraktığı medeniyete sahibiz. Prof. Dr. Haydar Baş hocam yukarıda ifade ettiğim asırlar boyu sürüklenen bütün sorunları bir matematik problemi gibi çözmüş ve çözümü uygulayacak kadroyu da yetiştirmiştir.
Biz siyasetimizi karşılık beklemeden yapıyoruz. Bizim vatan sevdamız, hizmet aşkımız, bu uğurda çektiğimiz çilemiz de Allah içindir. Biz yaptığımız ve yapacağımızın karşılığını Allah'tan bekliyor ve umuyoruz.
Bu koşullar altında şimdi sizleri yürüyüşe davet ediyorum, buyurun efendiler sizleri önden alalım.
Bu kısmı Haydar Hocamın "Bizim siyasetimiz son nefesimiz içindir." söylemiyle bitirip başa dönerek niçin Hukukçu Hüseyin Baş?
1) Türkiye nüfusu genç bir nüfus. Üst bant olarak 40-43 yaş alındığında Türkiye nüfusunun %70'ine tekabül eden bir genç nüfus var. Etkin siyasi aktörlerin yaşı herkesin malumudur. Hüseyin Baş'ın bu genç kitleye rahat ulaşabileceğinin, o kitlenin de kendisini rahatlıkla ifade edeceği ve karşılık bulacağına inandığım için.
2) Özellikle okumuş, donanımlı, sosyal medyayı çok efektif kullanan bizim yaş grubuna göre bir o kadar da sorunlu olan bu gençliğin siyasi olarak "Milli Ekonomi Modeliyle" Hüseyin Baş'ta kendilerine gelecek göreceklerine inandığım için.
3) Hemen hemen üniversite eğitimi görmüş üç kişiden birinin işsiz olduğunu ve mevcut siyasilerin seyirci kaldığını da düşünürsek Hüseyin Baş'ın sığınılacak en iyi liman olacağına inandığım için.
4) Ortak dili konuşmak anlaşmanın olmazsa olmazıdır. Her kuşağın donanımı, eğilimleri, zevkleri, arayışı, sorunlara yaklaşım biçimi ve bir dili vardır. Arada kuşak farkı doğmuş liderlerden gelecek adına, umut adına ve çözüm adına gençlerin beklentisi azalırken Hüseyin Baş'a olan inancın artacağını düşündüğüm için.
5) En fazla yara alan ve bizim de en fazla ihtiyaç duyduğumuz saha yargı, yani hukuk. Hüseyin Baş idealist iyi bir hukuk nosyonuna sahip, hukuki davaların göbeğinde mücadele ederek yetişmiş biri olarak haksızlıkların karşısında dimdik duracak ve hakkı teslim edecek kişi olduğuna inandığım için.
6) Prof. Dr. Haydar Başın yetiştirdiği ve her ilde bir kabine kuracak kadar zengin kadronun değerini en iyi bileceği için.
7) Şunu da görmek lazım biz bir sistem, bir fikir partisiyiz ülkenin önünde duran ve ileride çıkacak olan bütün sorunların çözümünü Prof. Dr. Haydar Baş Hocam önümüze yazarak koydu ve kadrosunu yetiştirerek emanet etti.
Gençliğin özelliklerinden bahsettik, o bizim artımızdır doğrudur ama Hüseyin Baş sadece gençlere değil yediden yetmişe "Milli Ekonomi Modeliyle" doğan çocuktan gencine, anneden babaya, emekliye, yaşlıya hatta ölüm anında vatandaşına sosyal devlet olarak ne yapacaklarının kitabı önünde uygulamaya hazır duruyor.
8) Bizim aramızdaki dostluklar Allah içindir. Sevgimiz de, aşkımız da, nefretimiz de onun içindir. Biz ahiretteki dostlarımızı sarraf hassasiyetiyle dünyada seçeriz. Aramıza iki veya çok yüzlüler giremez ve de barınamazlar da.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamla ortaokul son sınıfta başlayan 47 yıllık beraberliğimizde yetişmemde, fikrimin, dünyaya bakışımın, gönlümün şekil almasında ödenemez, karşılığı, bulunamaz değeri vardır. Yeni Genel Başkanım Hüseyin'in soyadının BAŞ olması benim için yeni moda tabiriyle çok büyük bir keyif.
Allah yolunu bahtını açık eylesin…
- Cumhuriyet Bayramı’nın hatırlattıkları / 30.10.2024
- Samimiyetinizin turnusolü, Said Nursi’dir / 28.10.2024
- Birliğimizi planlı olarak bozuyorlar / 27.10.2024
- Sayın Özel, vatandaşlarımızı niye ayrıştırıyorsunuz? / 26.10.2024
- ABD kurulan Kürt devletini bizden resmen tanımamızı istiyor / 25.10.2024
- FETÖ, Atatürk’ü deccal olarak görüyordu / 23.10.2024
- FETÖ, Atatürk’ü deccal olarak görüyordu / 23.10.2024
- Anayasayla uğraşmayın altında kalırsınız / 22.10.2024
- 1453’ü anlamlı kılan zafer / 08.10.2024