logo
17 MAYIS 2024

Neden Ehl-i Beyt’ten olmayan başka birisinin imam olması câiz değildir?

‘Neden Ehl-i Beyt’ten olmayan başka birisinin imam olması câiz değildir?’ diye soracak olursa şöyle yanıt verilir
10.03.2024 17:05:00
Haber Merkezi
Neden Ehl-i Beyt’ten olmayan başka birisinin imam olması câiz değildir?
Neden Ehl-i Beyt’ten olmayan başka birisinin imam olması câiz değildir?
'Neden Ehl-i Beyt'ten olmayan başka birisinin imam olması câiz değildir?' diye soracak olursa şöyle yanıt verilir:

'Birçok sebeplerden dolayıdır; itaati farz olan imamın, imametine delalet edecek bir nişânesi olmalı ve onunla da başkalarından ayırt edilebilmelidir.

O da çok iyi bilinip meşhur olan yakınlık, onu başkalarından seçip ayırarak âşikâra vasiyet etmesidir. Böylece kendisinin tam olarak tanınıp insanların da ona doğru yönlendirilmesi içindir.

Başka bir sebebi ise eğer Resûlullah'ın (s.a.v.) Ehl-i Beyt'inden olmayan başka birisinin imam olması câiz olsaydı, resul olmayan, resul olana üstünlük bulacaktı. Çünkü Resûlullah'ın (s.a.v.) evlatları Ebu Cehil, İbn-i Ebu Muit gibi düşmanlarına tâbi olması gerekecekti.

Çünkü onlar, eğer evlatları mü'min olurlarsa imametin geçmesinin (imam olabilmeleri) câiz olduğunu tasarlıyorlardı. Bu durumda Resûlullah'ın (s.a.v.) evlatları; izleyici, Allah ile Resulünün düşmanlarının evlatları ise izlenen olacaktır. Oysa Resûlullah (s.a.v.) bu faziletle başkalarından daha üstün ve layıktır.

Başka bir sebebi ise, insanlar Resûlullah'ın (s.a.v.) risaletine iman edip itaat için teslim olsalar, bu durumda onlardan hiçbiri Peygamberin (s.a.v.) çocuğu ve zürriyetine tâbi olup uymak için kibirlenmeyeceklerdir.

Dolayısıyla, insanların itaat etmeleri, ağır gelmeyecektir. Ama Peygamberin (s.a.v.) Ehl-i Beyt'inden başkalarında olsaydı, herkes kendisini o makam için diğerlerinden daha üstün görecekti.

Bu yüzden kibirlenip kendilerini o makama başkalarından daha layık bileceklerinden itaat için teslim olmayacaklardır. Bu konu, o zaman insanları fesada, nifaka ve bozgunculuğa götüren bir sebep olacaktır.'

'Neden Allah'ı tanıyıp, birliğini ikrar edip iman getirmek farzdır?' diye soracak olursa şöyle cevap verilir: 'Birçok sebeplerden dolayıdır; eğer Allah'ı tanıyıp, birliğini ikrar edip iman etmek farz olmasaydı birçok yaratıcı, tedbir eden düşünülebilirdi.

Eğer bu câiz olsaydı, insanlar diğerlerinden (şeriklerden) gerçek yaratıcıya gidip ulaşamayacaklardı. Çünkü, her insan hangisinin sebep ve yaratıcı olduğunu bilmeyeceklerdi. Bu durumda onu yaratmayana ibadet, emretmeyene ise itaat edecekti.

Çünkü gerçek yaratanın hangisi olduğunu bilemeyeceklerdir. Yine aynı şekilde, onlar için emredenin emri, nehyedenin ise nehyi sabit olup bilinmeyecektir. Çünkü bu durumda gerçek emir ve nehyeden diğerlerinden (şeriklerden) ayırt edilip tanınmamaktadır.

Diğer bir sebebi ise, eğer iki yaratıcının olması câiz olsaydı, o şeriklerden hiçbirisi ibadet olunup itaat edilmeye diğerinden üstün olmayacaktır. O şerik olana ibadet, Allah'a itaatsizliktir.

Allah'a itaatsizliğin câiz olması, Allah'a, kitap ve resullerine kâfir olmaktır. Bu bâtılı ispat edip hakkı terk etmek, haramı helal, helali ise haram etmektir. Bütün günahlara girmek, itaatten çıkmak, fesadı helal (mubah) bilmek hakkın ise iptal olunması demektir.

Diğer bir sebebi ise; eğer yaratıcının birden fazla olması câiz olmuş olsaydı, İblis'in de bir başka ilah olduğunu iddia etmesi câiz olacaktı. Allah ile bütün hükümlerinde ters ve zıt olacak, kulları da kendi tarafına çağıracaktı. İşte bu, en büyük kâfirlik en şiddetli nifaktır.'

'Neden Allah'a, O'nun eşi ve benzeri olmadığına ikrar edip inanmak vaciptir?' diye soracak olsa, şöyle cevap verilir: 'Birçok sebepten dolayıdır; başlıcaları şundan ibarettir: Allah'a doğru ibadet etmeye yönelmek, O'ndan başkasına itaat etmemek içindir.

Başka bir sebebi ise; eğer Allah'ın eşi ve benzeri olmadığına inanmasalardı; rab ve yaratıcılarının, babalarının inanmış oldukları güneş, ay, ateş ve putlar gibi olduklarından sakınmayacaklardı. Eğer Allah'ın eşi ve benzeri olduğunu bilmek câiz olursa, bu durumda fesat, bütün ibadetlerin terk edilmesi ve bütün günahların da işlenilmesi tabi olacaktır. Bu da rablerinden onlara emir ve nehyin ulaştığı miktarcadır.

Başka bir sebebi ise; eğer insanların Allah'ın eşi ve benzeri olmadığına inanıp, O'nu bu şekilde tanımaları vacip olmasaydı, mahlukları düşündükleri gibi, Allah'ı da aynı şekilde âciz, cahil, değişen, yok olan, fâni, yalan söyleyip düşmanlık güden ve sıradan bir varlık olduğu biçiminde düşünmeleri câiz olacaktı.

Her ne varlıkta bu sıfatların olması mümkün olursa, yok olmaması için imtihan olunmaz, adaletine güvenilmez; sözü, emri, nehyi, vaadi, müjdesi, sevabı ve azabı gerçekleşmeyecektir. Böyle olursa insanlar fesat, rububiyet ise iptal olacaktır.' (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)
İsrail'in zulmü 224 gündür sürüyor
Gazze'de can kaybı 35 bin 303'e yükseldi
'İstatistiklerle Gençlik 2023' araştırması yayımlandı
Türkiye'de genç nüfus azalıyor
Sıkı para politikası etkisini gösterdi
Konut satışları çakıldı
"Planlarımızın uyuşmadığı sonucuna vardık"
Panathinaikos defteri kapandı
Kobani davası, adaylık, normalleşme, özelleştirme...
Roma'da gündemi değerlendirdi
Saadet Partili iki müşahidi öldürmüştü
AKP'li başkanın babasına özel af
Tüm bu çaba ehliyet alabilmek için
Casusluk gibi kopya düzeneği
Dışişleri Bakanlığı'na MİT damgası
Hakan Fidan'a 3 yeni yardımcı
Normalleşme adımı
Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti
'Verilen cezaların bazıları istenene göre çok düşük ama...'
Özel'den Kobani Davası çıkışı
Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
İsrail'in zulmü 224 gündür sürüyor
Gazze'de can kaybı 35 bin 303'e yükseldi
'İstatistiklerle Gençlik 2023' araştırması yayımlandı
Türkiye'de genç nüfus azalıyor
Sıkı para politikası etkisini gösterdi
Konut satışları çakıldı
"Planlarımızın uyuşmadığı sonucuna vardık"
Panathinaikos defteri kapandı
Kobani davası, adaylık, normalleşme, özelleştirme...
Roma'da gündemi değerlendirdi
Saadet Partili iki müşahidi öldürmüştü
AKP'li başkanın babasına özel af
Tüm bu çaba ehliyet alabilmek için
Casusluk gibi kopya düzeneği
Dışişleri Bakanlığı'na MİT damgası
Hakan Fidan'a 3 yeni yardımcı
Normalleşme adımı
Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti
'Verilen cezaların bazıları istenene göre çok düşük ama...'
Özel'den Kobani Davası çıkışı
Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti

28 Şubat Davası'nda hüküm giyen hasta ve ileri yaştaki komutanlar AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararıyla affedildi.
17.05.2024 00:55:00 / Güncelleme: 17.05.2024 01:26:15
Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat tutuklularını affetti
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Şubat davasından ceza alan Çevik Bir, Çetin Doğan, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri ve Yıldırım Türker'in de aralarında olduğu generallerin cezalarını kaldırdı. Karara, Adli Tıp'ın generallere yönelik 'sürekli hastalık' ve 'bunama' raporları gerekçe gösterildi.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre cezası kaldırılan isimler şöyle:

Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Cevat Temel Özkaynak, Erol Özkasnak, Çevik Bir, Haci Sülük, Aliefter Aslan, Avni Yılmaz, Sevda Yüksel, Gülbey Sarıoğlu, Süleyman Tuna, Abdulhekim Yılmaz, Çetin Doğan ve Aydan Erol.


Özel: Gecikmiş ama doğru bir adım

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kararla ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. 

Özel paylaşımında, "İleri derecede hastalıkları bulunan hükümlü generaller Çetin Doğan, Çevik Bir, Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Cevat Temel Özkaynak ve Erol Özkasnak'ın cezalarının kaldırılma kararları gecikmiş ama doğru bir adımdır.Ailelerinin gözü aydın." ifadelerini kullandı.

Özgür Özel, hükümlü generallerin durumunu AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'la konuştuğunu açıklamıştı. Erdoğan'ın Özel'e konuyla ilgili talimat verdiğini söylediği iddia edilmişti.

Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında gözaltına alınan polislerden biri serbest bırakıldı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ayhan Bora Kaplan soruşturması kapsamında şüphelilerden K.G.Ö.'nün "yurtdışına çıkış yasağı" adli kontrolü uygulanarak serbest bırakıldığını açıkladı.
16.05.2024 20:29:00
İhlas Haber Ajansı
Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında gözaltına alınan polislerden biri serbest bırakıldı
Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında gözaltına alınan polislerden biri serbest bırakıldı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, "Devam eden soruşturma kapsamında şüphelilerden K.G.Ö. 'yurtdışına çıkış yasağı' adli kontrolü uygulanarak mevcut delil durumuna göre serbest bırakılmıştır. Soruşturma kapsamında halen gözaltında 7 şüpheli bulunmaktadır. Tüm şüphelilerin dijital materyal incelemeleri devam etmektedir. Şüphelilerle ilgili Masak raporu temin edilmiştir. Şüphelilerin ifadelerinin alınmasına yönelik işlemler Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Tem Şube Müdürlüğü'nce yapılmaktadır. Soruşturmaya titizlikle devam olunmaktadır" ifadelerine yer verildi.

Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu: Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak

AK Parti TBBM Grup Başkanı Abdullah Güler, kripto varlıklarına ilişkin düzenlemeler içeren 19 maddelik kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sunduklarını belirterek, “İzinsiz kripto varlık hizmeti sağlayıcılığı faaliyeti’ başlığı altında bir suç olarak yeniden teklifimizde düzenlenmiş ve cezası da 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak görülmüştür” dedi.
16.05.2024 18:26:00
İhlas Haber Ajansı
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu: Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
Kripto düzenlemesi Meclis'e sunuldu: Yabancı borsaların kullanımı sonlandırılacak
AK Parti TBMM Grubu tarafından kripto varlıklarına ilişkin düzenlemeler içeren 19 maddelik kanun teklifi, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Konuyla ilgili AK Parti TBMM Grup Salonu'nda açıklamalarda bulunan AK Parti TBMM Grup Başkanı Abdullah Güler, yasa ile ilgili izinsiz kripto faaliyetleri yürütenler hakkında 5 yıla kadar hapis cezası uygulanacağını ifade etti. Halihazırda faaliyet gösterenlerin ise izin alması gerektiğini söyleyen Güler, izin alamayan kurumların tasfiye edileceğini dile getirdi.

"Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kurulabilmesi için SPK'dan izin almaları zorunlu hale gelmektedir"

Güler, kanun tasarısında kripto varlık ekosisteminde yer alan cüzdan, kripto varlık hizmet sağlayıcı ve platform gibi kavramların tanımlarının yer aldığını belirterek, "Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kurulabilmesi ve faaliyete geçebilmesi için SPK'dan izin almaları zorunlu hale gelmektedir. Böylece hizmet sağlayıcılarda işlem yapan kullanıcıların SPK denetiminde güvenli bir şekilde işlem yapmaları amaçlanmaktadır. Kripto varlık, hizmet sağlayıcıların sistemlerini güvenli kılmakla yükümlü kılmaktadır. Bu anlamda bilgi sistemleri ve teknolojik altyapıları konularında TÜBİTAK'ın belirleyeceği kriterler de bu teklifimizde yer almaktadır" diye konuştu.

Güler, kripto varlıkların satış ve dağıtımının SPK tarafından belirleneceğini belirterek, kripto varlık ihracında TÜBİTAK'tan ön rapor alınacağını kaydetti. Güler, platformlarda gerçekleştirilen makul ve ekonomik bir gerekçeyle açıklanamayan ve platform nezdindeki işlemlerin güven, açıklık ve istikrar içerisinde çalışmasını bozacak nitelikte eylem ve işlemlere ilişkin de tedbirler öngörüldüğünü sözlerine ekledi.

İzinsiz kripto varlık hizmeti sağlayıcılığı faaliyetine 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası

Yeni düzenlemeyle kripto varlıklarında izinsiz faaliyete karşı tedbirlerin artacağını söyleyen Güler, "İzin alınmaksızın sermaye piyasalarında faaliyetlerde bulunan kurum, kuruluş ve şahıslara yönelik her türlü tedbiri almaya, gerekli görüldüğü takdirde hukuki ve cezai süreci takip etmeye de SPK'yı yetkili kılıyoruz. İzinsiz sermaye piyasası faaliyetlerinin internet aracılığıyla yürütüldüğü hallerde yurtiçi ve yurtdışı ayrımı kaldırılmakta ve kurulun internet üzerinden gerçekleştirilen hukuk dışı etkinlikler üzerindeki etkinliği de kaldırılmıştır. 'İzinsiz kripto varlık hizmeti sağlayıcılığı faaliyeti' başlığı altında bir suç olarak yeniden teklifimizde düzenlenmiş ve cezası da 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak görülmüştür" açıklamasında bulundu.

Güler, halihazırda faaliyet gösteren kurumlara yönelik de geçiş süreci olacağını belirterek, faaliyet gösterenlerin 1 ay içerisinde kurula başvurması gerektiğini, aksi takdirde 3 ay içerisinde tasfiye edileceklerini dile getirdi. Yurtdışında faaliyet gösteren kripto borsaların kullanımının sonlandırılacağını da ifade eden Güler, kanun tekliflerinde vergilendirmenin söz konusu olmadığını kaydetti.

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Zonguldak'ta sempozyumda konuşan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Rusya'nin yeniden bir Bizans olma sevdası olduğunu söylerken 'Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır' dedi.
16.05.2024 15:21:00 / Güncelleme: 16.05.2024 15:26:02
İhlas Haber Ajansı
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından 'Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu' gerçekleştirildi.

Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde açılış töreni gerçekleştirilen sempozyuma, Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan konuk olarak katıldı.

Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunduğu sempozyumda konuşan düzenleme kurulu başkanı Doç. Dr. Yücel Namal, dünyada yaşanan hızlı değişim ve dönüşümün sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılması gerekli kıldığını söyledi.

Sempozyumun bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak, bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlendiğine dikkat çeken Namal şöyle dedi:
'Günümüz şartları ve dünyada yaşanan hızlı değişim, dönüşüm, sosyal bilimlerde yenilikçi veya sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle Türkiye Yüzyılı olacağına inandığımız bu asırda Atatürk'ün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefi doğrultusunda üniversitemizde sosyal bilimler alanında kültür ana teması etrafında şekillenen Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu düzenlenmiştir. Bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak ve yeni bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlediğimiz sempozyumumuzda arkeolojiden, felsefeye, tarihten, edebiyata, sosyolojiye, psikolojiye kadar pek çok disiplinde alanında uzman araştırmacılarla ortak bir zeminde buluşma fırsatını bizlere sundu.'



'Türkiye'nin kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor'

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Melih Geniş, Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olmasının, ulaşım ve ticaret yollarının kesişim noktasında olmasının Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyduğunu söyledi.

Geniş, Zonguldak'ın yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasında öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade ederek şu ifadelere yer verdi:
'Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olması, Karadeniz'de kıyısı bulunan ülkelerin sıcak denizlere inebilmeleri ve dünya ile deniz yolu vasıtasıyla ticaret yapabilmeleri, Türkiye'nin ulaşım ve ticaret yollarının kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor. Türkiye Yüzyılı süresince ülkemizin öncelikli hedefleri arasında milli enerji politikası çerçevesinde yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasının yer almasıyla bilhassa bölgemiz ve Zonguldak önemini bir kere daha ortaya koymuştur. Bu durum neticesiyle kamu otoritelerine kuruluşlarınaa, sektör ve kamu iş birliklerinin yanı sıra yüksek öğretim kurumlarının da bölgenin sosyal, kültürel, ekonomik değerlerin değişiminde rol oynayacak yeni politikaların geliştirilmesi noktasında önemli bir rol ve sorumluluklar düşmektedir. Sempozyum ile bölgenin sosyal ve kültürel anlamda gelişiminin desteklenerek toplumun işleyişine katkı sağlanması hedeflenmiştir.'

'Necip milletimiz toplumsal ağına her hususta önem vermiştir'

ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer de Türk Milleti'nin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Özölçer, 'Her toplum kendi iç dinamiklerinden hareketle geçmişten gelen kültürü, günceli takip ederek korumaya güzelleştirmeye zenginleştirmeye çalışır. Kadim milletimizin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde çok mühim bir yere sahip olduğu aşikardır. Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren necip milletimiz; insanı yaşamın merkezine almış onu tanımaya çalışmış ve insanın potansiyelini sonuna kadar kullanması gerektiğini sosyal bilimlerin hemen tüm dallarıyla anlatmaya çalışmıştır. Kısacası toplumsal ağına her hususta önem vermiş edebiyat, psikoloji, tarih, felsefe, arkeoloji, sosyoloji gibi disiplinlerde hep çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemiştir. Elbette bununla birlikte sadece insanı konu alan değerlere yönelmemiştir. Tabiata da olması gerektiği gibi davranmış, yeşili, toprağı, hayvanları, kısaca tüm doğayı benimsediği insanlık ülküsü çerçevesinde öncelemiştir' dedi.

Zonguldak'ı çocuk yaşta çizim kitabındaki kömürü bulan Uzun Mehmet'in hikayesiyle tanıdığını anlatan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, milli mücadele döneminde şehrin nefes borusu olduğunu ancak yeterince anlatılamadığını söyledi.

'Milli mücadele yıllarında ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilememiştir'

Turan, Zonguldak'ın milli mücadele yıllarında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizerek şöyle dedi:

'Ülkemin pek çok yerini daha henüz tanımazken bilmezken Zonguldak ile o muhabbetli buluşmamı o kitapla sağladım. Daha sonraki yıllarda dünya tarihinin de gördüğü en kutsal mücadelelerden birisi olan milli mücadele yıllarında da ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilmemiştir, görememiştir. Bunu belki biz tarihçilerin de bir kusuru vardır elbette. Ama ne yürekten ne gayretle destek verdiğini, katkı verdiğini yıllar sonra bazı araştırmalarımda da öğrendim. Anadolu hakikaten dört bir taraftan sarılmıştır. Doğu Cephesi vardır. Urfa, Antep, Antakya, Diyarbakır'a uzanan güney cephesi vardır. Akdeniz İtalyanlarla sarılmıştır. Batı'da Yunanlılar vardır, İngiliz armadası Çanakkale'den maalesef geçmiş, İstanbul'a gelmiş, çökmüştür. Sadece bir nefes borusu kalmıştır. İnebolu ve Zonguldak. İşte o nefes aldıran boru nefes aldıran yer olarak Zonguldak'a ayrı bir muhabbetim daha oldu. Daha da pekişti.'

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Rusya'nın politikacılarından Vladimir Jirinovski'nin sözlerini hatırlatarak bugün Rusya'nın Suriye'deki varoluş gerekçesini anlatan Turan sözlerini şöyle tamamladı:

'Rusların Vladimir Jirinovski adında bir politikacıları vardı. Renkli bir politikacı, genelde muhalefette oynuyor. Nasyonalist bir Rus politikacısı. Birgün gazetecilerden birisi röportaj yapmış. Sözünü de esirgemiyor. Türkiye'ye de birkaç sefer geldi. Diyor ki 'Siz Türkler, dünyanın en suçlu, en kabahatli milletisiniz. Niçin denildiğinde, Orta Çağ'ın o zaman ki en büyük medeniyetini yıktınız. Daha bundan büyük kabahat olur mu' Hangi medeniyet deyince Bizans, Roma Medeniyeti'ni yıktınız' diyor. Her büyük milletin bir gelecek sevdası, ideali vardır. Bugün Rus Milliyetçiliğinin de gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır. Hala o devam ediyor. Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır.'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.