Bu sütunlarda kaç yıldır feryad ediyorum. Milletlerarası bir komplo karşısındayız. Bazen kendi kendime durumu benden başka gören yok mu, herkes kör de sen mi kaldın diye sorduğum oluyor. Ama her geçen gün manzara karanlıklaşıyor. Gençlerin çıkardığı bu dergide Yahya Düzenli, Necip Fazıl Kısakürek üstadın kırk küsur sene önce koyduğu bir teşhise işaret ediyor. Çünkü deha, sadece zekâ ve zihinle alâkalıdır. Bu teşhiste aynı zamanda milleti, vatanı, imanı için çırpınan bir müm'in kalbin pırıltıları belki daha da göz kamaştırıcı.Üstad ve bugünkü manzara ÜSTADIN bazı satırlarını bugünkü manzarayı o günden ne kadar şaşırtıcı ve canhıraş bir şekilde çizdiğini göstermek için aşağıya aktarıyorum:- Asıl talihsizlik, yâni hâdiseler tarafından himaye edilmek imtiyazından mahrum kalma vaziyeti, daha doğrusu tam istihkakına rücu ânı, yarın bir (yeni) dünya muvazenesi (dengesi) kurulduğu zaman belli olacak ve o vakit günlük ölçüler içinde bile bu milleti ayakta tutabilmek zorluğu birden bire ortaya çıkacaktır. Bakalım o zamanda başımızda kim ve ne, hangi idare bulunacaktır.Üstad kırk sene öncesinden birkaç yıldır yeni kurulmaya başlayan dünya dengesinde, artık konjonktürün rol oynamayacağı gün, milletimizin ne kadar müşkil vaziyette kalacağını ve başımızda da Cumhuriyet hükumetlerinin 59'uncusunun yâni en zayıfının bulunacağını görmüş bulunmaktadır. Hele şu satırlara bakınız:- Amerika'nın bütün yardımını, bizden, hiç olmazsa bazı ivazlar (ödünler) almadan yapmak istemeyeceği veya büsbütün keseceği, Batı piyasasının piyasamızdan hiçbir şey çekemeyeceği ve bütün kaynaklara malik Garp demokrasyalarının bize 180 derece arka çevireceği, Çin ve Hint pazarlarına giden hava ve kara yollarının belli başlı zabıtalar altına alınmak isteneceği, Türk Milleti'nden ise boşlukta mekân işgal etme hassası adına hangi şahsiyet ve ehliyete malik bulunduğu sorulduğu gün başımızda bulunacak olan devlet mümessilleri, eğer hâlâ dünkü ölçünün bir devam veya istihalesini (değişik şeklini) ifade edeceklerse hâlimiz duman olacaktır. Evet halimiz üstadın dediği gibi duman olmuştur. Üstad bu dumanı geçen yüz yıldan görmüş olmanın basiretini temsil etmektedir. Haberi veren beyefendi, üstadın velâyet ve kerametine atıfta bulunmaktadır. Gerek üstadın dini vecd derinliği, gerek ihbarın kesinliği ve evvelliği buna layıksa da biz yine halkımızla beraber keskin zekâ keramete kıç attırır sözünü hatırlatarak üstadın dehasına işaret edelim. Çünkü bu sözler akl-ı selime hitap etmektedir. Nitekim aynı dergide Genelkurmay eski Başkanı'nın yazısı bunun bir göstergesidir. Sayın Güreş'in yazısı, tam bir feryat yazısıdır ama geç kalmıştır. Bir Genelkurmay Başkanı, kahvesine emir erinin zehir koyduğu gün feryad koparmadan işin vahametini anlayacak ve gereğini yapacaktı. Şairimizin kırk sene öncesinden gördüğünü, Sayın Genelkurmay Başkanı maalesef görememiş. Bu öngörüş, hâdiseler tarafından korunma imtiyazı değil, hâdiseler tarafından bir yana itilmiş ve tu kaka edilmiş olsa bile bir dehanın imtiyazıdır. Ergun Göze / Tercüman
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.