Sakın ha, "değişime" uğradığımı sanmayın.
O bir evredir. Bir başka ifadeyle "evrim".
İnsan sormadan edemiyor; ne diye içine almıyor bizi şu AB?
Nemiz eksik?
Ya da şöyle şairsel bir yaklaşımla;
"Nemiz kaldı fezailden?
Nemiz eksik rezailden?
Meraklısına not: "Fezail" faziletlerin toplamı, "rezail" de rezilliklerin toplamı.
Siz söyleyin nemiz eksik?
Noel babamız mı?
Kaç asırdır Hz. İsa (as) inecek diye dikilen, hatta önce ekilen, sonra kesilen sonra süslenen sonra da en uygun yere dikilen çam ağacımız mı?
Çılgın yılbaşı kutlamalarımız mı?
Siz söyleyin nemiz eksik?
Dansözümüz mü?
Havai fişeklerimiz mi?
Bir gecede tüketilen tonlarca içkimiz mi?
Fışkımız mı?
"Dış" ve "kımız" mı?
Burada "dış" ve "kımız" etiksel açıdan ayrı yazılmıştır, siz birlikte okuyabilirsiniz?
Sahi nemiz eksik?
Tombalamız mı?
Hoppalamız mı?
Eski çağlarda arenalarda boğazlanan insanları seyretmeyi bir eğlence şekli kabul edip, bununla zevklenen Batılıdan nemiz eksik?
Biz de aynen bu misal, şöyle okkalı cinsten kahvaltımızı yaparken seyretmiyor muyuz insanların ölümünü?
Komşumuzu, dindaşımızı.
Sahi içine bir türlü dahlolamadığımız AB'den nesi eksik şu ülkenin.
Hatta ben iddia ediyorum, gidin bir AB ülkesine, varın bir Hıristiyan devletine, halkının yüzde 99'u(!) Müslüman şu ülkede yılbaşı gerekçesiyle işlenmiş rezilliklerin, kepazeliklerin o ülkelerde işlenmediğini göreceksiniz?
Yılbaşı öyle de yıl..cı farklı mı?
Biz aslında yıl on iki ay, tam bir Batı ülkesi gibiyiz ama yine de giremedik, giremiyoruz şu AB'ye.
Giremeyince de AB'ye,
gayretler gidiyor haybeye.
İş kalıyor vay beye
Kızıyoruz Yaşar beye.
Ne yapsın adam ağla dediler ağladı, yalvar deselerdi yalvaracaktı.
Amuda kalk deselerdi onu bile yapacaktı da, gözü çıksın şu tansiyonun.
Siz söyleyin, taraf tutmadan söyleyin.
Yıl on iki ay şu ülkede işlenenler hangi Batı ülkesinde var?
Ekonomide, siyasette, hayat standardında yakalayamamış olsak da şirretlikte ve densizlikte solladık bile Batıyı.
Seçimde, geçimde ve o biçimde adam gönderip bizi teftiş eden Batılı dostlar, niye yılbaşını nasıl kutladığımız denetlemez?
Denetleyip de ona göre tarih vermez?
Tarih vermeyip de bizi üzerler.
Üzerler, büzerler ve...
Niye bekletirler bizi kapılarında?
Gözümüz mü var yapılarında?
Dahası var.
Son on yıldır şu ülkede tüketilen İncil sayısı hangi Hıristiyan Batı ülkesinde tüketilmiştir acep?
Söylesene Recep?
Buradaki Recep sadece kafiye olarak seçilmiştir.
Dahası var.
Her gün ateizme kayan Hıristiyan Batı aleminin aksine, yine son on yıldır, ama özellikle de birkaç yıldır şu ülkede binlerce genç Hıristiyan olmuştur.
Adamların dini bizimkilere emanet ama hala almıyorlar bizi.
Hüü, hüüü, hüüüüü.
Benim ağlamamın bir yararı olmaz sanmayın.
Normalidir Batılı gençlerin ateist olmaları.
Zira, ateizme, müstehcenliğe ve uyuşturucuya karşı amansız bir mücadele(!) veren ruhaniler ve dahi tuzruhanîler ilk olarak Müslüman Türk gencini Hıristiyan yaparak işe başladı.
Ne alaka demeyin, şansınız deneyin.
"Ateizme karşı Hıristiyanlıkla beraber olmayı vacip(!) görenler", ateizmin kalesi komünizm yıkıldıktan sonra Hıristiyan dünyanın komünizmle bile yapmadığı savaşı İslam'a karşı verdiğini görünce ne düşünüyor acep?
Söylesene Recep demiyorum.
Şurası da bir ilmî gerçektir ki, gerek ateizm gerek müstehcenlik ve gerekse de uyuşturucu Batı dünyasının insanlığa büyük ikramıdır.
İlk ateistin bir papaz olması manidardır.
Konuyla ilgili olarak Aytunç beyin "Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri" isimli eserini okuyabilirsiniz.
Şunu der, her hal, derhal birileri; burada verilen savaş teröre karşıdır
İslam'a karşı değil. Amma velakin, dur şöyle sakin, İslam eğer teröre bulaştıysa o zaman yapacak başka bir şey yok.
Bulaşıp bulaşmadığını Usama'ye sorun.
Sırası gelmişken.
Top yekun Batı alemi, -son olarak Avustralya Başbakanı muhbirlere ödül vereceğini açıkladı- ama özellikle de ABD, halkını Müslümanlara karşı muhbirlik yapmaya teşvik ederken ve özellikle de ABD'de ismi İslamî standartlara uygun herkesi önce fişlenip sonra da şişlediği bir zamanda bir "zatın" bu ülkede "özel" ortamlarda korunması ne hikmettir sizce?
Batı bize haksızlık yapıyor.
Biz son birkaç yıldır ileri derecede Batılılaşmış bir millet olduk.
Eskiden varlığı tartışılan Noel bey artık ülkede her evin oturma odasında bile var.
Çam ağaçlarımız ışıl ışıl, Müslümanlar uyuyor mışıl mışıl.
Şarap viski kadeh kadeh, insanımız mı? ebleh mi ebleh.
Ne diye ağlarsın? Yakış'maz sana.
Bu saydıklarımı sen de Batılı dostlara anlatsana.
Sahi ne diye almıyor bizi bu AB içine?
Nemiz eksik?
Ha! Nemiz eksik?
Almıyorsa şunu derim:
Ama bu haksızlııık!
Yine de yeni yılınız hayırlı olsun.
O bir evredir. Bir başka ifadeyle "evrim".
İnsan sormadan edemiyor; ne diye içine almıyor bizi şu AB?
Nemiz eksik?
Ya da şöyle şairsel bir yaklaşımla;
"Nemiz kaldı fezailden?
Nemiz eksik rezailden?
Meraklısına not: "Fezail" faziletlerin toplamı, "rezail" de rezilliklerin toplamı.
Siz söyleyin nemiz eksik?
Noel babamız mı?
Kaç asırdır Hz. İsa (as) inecek diye dikilen, hatta önce ekilen, sonra kesilen sonra süslenen sonra da en uygun yere dikilen çam ağacımız mı?
Çılgın yılbaşı kutlamalarımız mı?
Siz söyleyin nemiz eksik?
Dansözümüz mü?
Havai fişeklerimiz mi?
Bir gecede tüketilen tonlarca içkimiz mi?
Fışkımız mı?
"Dış" ve "kımız" mı?
Burada "dış" ve "kımız" etiksel açıdan ayrı yazılmıştır, siz birlikte okuyabilirsiniz?
Sahi nemiz eksik?
Tombalamız mı?
Hoppalamız mı?
Eski çağlarda arenalarda boğazlanan insanları seyretmeyi bir eğlence şekli kabul edip, bununla zevklenen Batılıdan nemiz eksik?
Biz de aynen bu misal, şöyle okkalı cinsten kahvaltımızı yaparken seyretmiyor muyuz insanların ölümünü?
Komşumuzu, dindaşımızı.
Sahi içine bir türlü dahlolamadığımız AB'den nesi eksik şu ülkenin.
Hatta ben iddia ediyorum, gidin bir AB ülkesine, varın bir Hıristiyan devletine, halkının yüzde 99'u(!) Müslüman şu ülkede yılbaşı gerekçesiyle işlenmiş rezilliklerin, kepazeliklerin o ülkelerde işlenmediğini göreceksiniz?
Yılbaşı öyle de yıl..cı farklı mı?
Biz aslında yıl on iki ay, tam bir Batı ülkesi gibiyiz ama yine de giremedik, giremiyoruz şu AB'ye.
Giremeyince de AB'ye,
gayretler gidiyor haybeye.
İş kalıyor vay beye
Kızıyoruz Yaşar beye.
Ne yapsın adam ağla dediler ağladı, yalvar deselerdi yalvaracaktı.
Amuda kalk deselerdi onu bile yapacaktı da, gözü çıksın şu tansiyonun.
Siz söyleyin, taraf tutmadan söyleyin.
Yıl on iki ay şu ülkede işlenenler hangi Batı ülkesinde var?
Ekonomide, siyasette, hayat standardında yakalayamamış olsak da şirretlikte ve densizlikte solladık bile Batıyı.
Seçimde, geçimde ve o biçimde adam gönderip bizi teftiş eden Batılı dostlar, niye yılbaşını nasıl kutladığımız denetlemez?
Denetleyip de ona göre tarih vermez?
Tarih vermeyip de bizi üzerler.
Üzerler, büzerler ve...
Niye bekletirler bizi kapılarında?
Gözümüz mü var yapılarında?
Dahası var.
Son on yıldır şu ülkede tüketilen İncil sayısı hangi Hıristiyan Batı ülkesinde tüketilmiştir acep?
Söylesene Recep?
Buradaki Recep sadece kafiye olarak seçilmiştir.
Dahası var.
Her gün ateizme kayan Hıristiyan Batı aleminin aksine, yine son on yıldır, ama özellikle de birkaç yıldır şu ülkede binlerce genç Hıristiyan olmuştur.
Adamların dini bizimkilere emanet ama hala almıyorlar bizi.
Hüü, hüüü, hüüüüü.
Benim ağlamamın bir yararı olmaz sanmayın.
Normalidir Batılı gençlerin ateist olmaları.
Zira, ateizme, müstehcenliğe ve uyuşturucuya karşı amansız bir mücadele(!) veren ruhaniler ve dahi tuzruhanîler ilk olarak Müslüman Türk gencini Hıristiyan yaparak işe başladı.
Ne alaka demeyin, şansınız deneyin.
"Ateizme karşı Hıristiyanlıkla beraber olmayı vacip(!) görenler", ateizmin kalesi komünizm yıkıldıktan sonra Hıristiyan dünyanın komünizmle bile yapmadığı savaşı İslam'a karşı verdiğini görünce ne düşünüyor acep?
Söylesene Recep demiyorum.
Şurası da bir ilmî gerçektir ki, gerek ateizm gerek müstehcenlik ve gerekse de uyuşturucu Batı dünyasının insanlığa büyük ikramıdır.
İlk ateistin bir papaz olması manidardır.
Konuyla ilgili olarak Aytunç beyin "Vatikan ve Tapınak Şövalyeleri" isimli eserini okuyabilirsiniz.
Şunu der, her hal, derhal birileri; burada verilen savaş teröre karşıdır
İslam'a karşı değil. Amma velakin, dur şöyle sakin, İslam eğer teröre bulaştıysa o zaman yapacak başka bir şey yok.
Bulaşıp bulaşmadığını Usama'ye sorun.
Sırası gelmişken.
Top yekun Batı alemi, -son olarak Avustralya Başbakanı muhbirlere ödül vereceğini açıkladı- ama özellikle de ABD, halkını Müslümanlara karşı muhbirlik yapmaya teşvik ederken ve özellikle de ABD'de ismi İslamî standartlara uygun herkesi önce fişlenip sonra da şişlediği bir zamanda bir "zatın" bu ülkede "özel" ortamlarda korunması ne hikmettir sizce?
Batı bize haksızlık yapıyor.
Biz son birkaç yıldır ileri derecede Batılılaşmış bir millet olduk.
Eskiden varlığı tartışılan Noel bey artık ülkede her evin oturma odasında bile var.
Çam ağaçlarımız ışıl ışıl, Müslümanlar uyuyor mışıl mışıl.
Şarap viski kadeh kadeh, insanımız mı? ebleh mi ebleh.
Ne diye ağlarsın? Yakış'maz sana.
Bu saydıklarımı sen de Batılı dostlara anlatsana.
Sahi ne diye almıyor bizi bu AB içine?
Nemiz eksik?
Ha! Nemiz eksik?
Almıyorsa şunu derim:
Ama bu haksızlııık!
Yine de yeni yılınız hayırlı olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024