Müslüman Allah düşmanına dost olmaz

Araplar İslam gelmeden önce Hz. İbrahim ve İsmail'in tebliğ ettiği Hanif Dini üzere olan Araplar sahip oldukları bu inançlarını tahrif ederek, tevhidden vazgeçerek, şirke düşerek putlara tapmaya başlamışlardı. Tevhid'in kıblesi olan Kabe putlarla dolduruldu. Helvadan yaptıkları putlara taparlardı. Sahrada aç kalıp yemek bulamadıklarında helvadan yapmış oldukları tapındıkları bu putları yerdiler.
Araplar büyük ahlaki çöküş ve yozlaşma içinde yaşıyorlardı. Kadın haklarından söz etmek olanaksızdı. Orta ve aşağı tabakadaki kabilelerin kadınları daha doğuştan ikinci sınıf insan muamelesine uğruyordu. Bir kişi erkek çocuğu olduğunda sevinip şenlik düzenlerken, kız çocuğu doğduğunda utanır, suç işlemiş gibi pişmanlık duyardı. Özellikle aşağı tabakalarda kadının, kocasının gözündeki değeri, sahip olduğu bir eşyadan daha fazla değildi. Bu dönemde Arap erkeği, hayız gören kadınla aynı odada oturmaz, onunla yemek yemez hatta kadın geçici olarak evden kovulurdu. Evliliklerin temel amacı da sevgiden daha çok, ailedeki erkek evlat sayısını çoğaltmak, böylece düşmanlara karşı daha güçlü olabilmekti. Köle veya cariyelere genelde son derece merhametsizce davranılır, kendileri hayvanlardan daha aşağı tutulurdu. Bir köle veya cariye sahibi onları istediği gibi, kayıtsız şartsız her türlü muameleye tâbi tutabilirdi. İsterse onu öldürünceye kadar dövebilir, elini, kulağını, burnunu keser, gözünü çıkarır, hatta öldürürdü. Bundan dolayı da hiç kimseye sorumlu olmazdı.
İslam öncesi  Arap yarımadasında putperestlik hakim olmakla beraber Yahudilik ve Hıristiyanlık, yıldızlara tapma, Mecusilik ve az da olsa Haniflik yaşanıyordu. Bu kadar yoz ve ahlaktan yoksun toplumu alemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.a) İslam ile müşerreflendirerek bu toplumu cahillikten kurtardı. Ancak Resûlullah (s.a.a) rıhletinden sonra Araplar yine eski adetlerine dönmeye başladı. Resûlullah (s.a.a) veda hutbesinde "Ashabım! Muhakkak Rabbınıza kavuşacaksınız. O da sizi yaptığınızdan sorguya çekecektir. Sakin benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar, bulunmayanlara ulaştırsın.
Müminler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman'a kardeşinin kani da, mali da helal olmaz" buyurmuştur.
Şura 23. ayet-i kerimede Allah (cc), "Ey Muhammed! De ki: Ben bu tebliğime karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum sadece Ehl-i Beyt'i mi sevmezi istiyorum. Her kim bir iyilik yaparsa biz onun iyiliğini artırırız."  Resûlullah (s.a.a) emanet ettiği Ehl-i Beyt'ini şehit ettiler. İktidar hırsları ve cahiliyeden kalma öç alma sapıklıkları yüzünden 30 bin kişi ile İmam Hüseyin'i ve 72 masum Müslümanı Kerbela'da hunharca katlederek şehit ettiler. Bu katliamı Bedir'in intikamı olarak saydılar. Araplar, Resûlullah (s.a.a)'den sonra ancak Müslümanlarla savaştılar ve savaşıyorlar. 30 bin kişilik ordu ile 72 masum Müslümana hiç uğruna savaş açanlar, Allah'ın kafir, düşmanı ilan ederek lanetlediği Yahudilerin Arapların tam ortasında sinek kadar yer kaplamasına rağmen Müslümanları katledip mukaddeslerine saldırmasına neden ses çıkarmaz. Suudi Arabistan Müftüsü ve Ulema Heyeti Başkanı Abdülaziz Al-i Şeyh verdiği fetvada İsrail'le savaşmanın caiz olmadığını belirtirken Hizbullah'a karşı İsrail ordusuyla iş birliği yapılabileceğini de savundu. (14 Kas 2017).
"Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez." (Maide 51). Bu insanlar ya İslam kisvesine bürünmüş Yahudi'dir ya da insan cildine girmiş şeytandır. Allah'ın düşmanı ile beraber olup, Allah diyen Allah rızası için mücadele edenlerle savaşıyor. Allah'ın düşmanı ile kol kola nerede Müslüman var ise onlara savaş açıyorlar. Bunlar Resûlullah (s.a.a.) Mekke'yi fethinden sonra Müslüman olduk diyerek kendilerini gizleyen münafıkların neslidir. Aksi halde hiçbir Mü'min Allah'a düşman olana dost olamaz onların safında yer almaz.
ABD, İsrail ikisi de Müslüman düşmanıdır. Arap devletleri bunların karşısında el pençe tam teslimdir. Son zamanlarda bizim idarecilerin de bunlardan geri kalan tarafı yoktur. Ne hikmetse siyasiler ABD'ye gidip geldikten sonra iktidar oluyor. Müslüman Allah'a kul olana denir. Allah'ın düşmanlarına kul ve köle olana değil. Bu olanların tek suçlusu Müslüman olan milletlerdir.