Mursi alelacele defnedildi
Pazartesi günü mahkeme salonunda hayatını kaybeden Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş 67 yaşındaki ilk ve tek Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin cenazesi, yoğun güvenlik önlemleri altında Salı sabahı yerel saatle 05.00'te Kahire'de defnedildi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı cenazeye, Mursi'nin ailesi ve avukatının dışında kimse katılmadı
18.06.2019 00:00:00





Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi (67), ülkesinde 17 Haziran 2012'de yapılan demokratik seçimlerle cumhurbaşkanlığını kazandığı günün 8'inci yıl dönümünde çıkarıldığı mahkeme salonunda hayatını kaybetti.
Mursi'nin vefatı Türkiye'de üzüntüyle karşılanırken, Avrupa ülkelerinin liderleriyle ABD'li yetkililer ölüme duyarsız kaldı. Yerel basında yer alan haberlerde, Mursi'nin duruşma esnasında hâkimden söz alarak konuştuğu, duruşmanın sona ermesinin ardından mahkeme salonunda bayıldığı ve yaşamını yitirdiği belirtildi.
Mısır devlet televizyonunda, "Muhammed Mursi'nin iyi huylu bir tümörü bulunduğu, sürekli tıbbi gözetim altında olduğu ve ölümünün kalp krizinden kaynaklandığı" iddia edildi. Mursi, kamuoyunda 'Hamas adına casusluk' olarak bilinen dava için 17 Haziran'da hâkim karşısına çıkmıştı.
'Kasten öldürüldü'
Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) ise yaptığı yazılı açıklamada, Mursi'nin kasten öldürüldüğünü ileri sürerek Mursi'nin ölümüyle ilgili uluslararası araştırma komisyonu kurulması çağrısında bulundu. Muhammed Mursi'nin, Mısır halkının haklarını mahkemede savunduğu ve şehit olduğu ifade edilen açıklamada, "Mursi, çok ağır şartlarda hücre hapsinde tutularak tedavi hakkı gibi en sıradan haklardan dahi mahrum edilerek ölüme terk edildi. Ölümünden Mısır yönetimi sorumludur" ifadesine yer verildi.
Mursi, hapishanede günde 23 saat boyunca küçük bir hücrede kalıyordu ve sadece bir saat dışarı çıkmasına izin veriliyordu. Mahkeme salonunda hayatını kaybeden Mursi, iki yıl önce sağlık durumunun iyi olmadığını belirtmiş ancak bu uyarı mahkeme tarafından dikkate alınmamıştı.
Kahire Ceza Mahkemesinde, 'yargıya hakaret' suçlamasıyla 6 Mayıs 2017'de hâkim karşısına çıkarılan Mursi, yaklaşık dört yıl boyunca görüşmediği ailesi ve savunma heyeti ile görüşme talep etmiş ayrıca 'hayatını tehdit eden bazı durumlar' olduğunu belirterek bu meseleyi avukatı ile görüşmek istediğini dile getirmişti.
Öte yandan Mursi'nin ailesi, bu yıl Ramazan münasebetiyle yaptığı yazılı açıklamada, Mursi'nin hukuksuz şekilde, tek başına hücrede tutulmasından şikâyet etmiş ve sağlık durumu hakkında bilgileri olmadığına dikkati çekmişti.
Mursi'nin ölüm haberinin ardından ilk açıklama oğlundan geldi. Mursi'nin en büyük oğlu Ahmed, sosyal medya hesabı Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından yaşamını yitiren babasını kaybetmiş olmanın acısını, "Babam! Allah'ın huzurunda buluşacağız" şeklinde ifade etti.
Ailesini bile göremedi
Mursi'nin cezaevinde bulunduğu süre içerisinde ilk kez 4 Haziran 2017'de ailesi ve avukatının ziyaretine izin verildi. Mursi'nin bir akrabası, 4 Haziran'da Mursi'nin eşi ve kızını sadece 30 dakika görmesine izin verildiğini, 4 oğlu ve diğer akrabalarıyla görüşmesinin engellendiğini ortaya koydu.
Aynı tarihte, Mursi avukatıyla Ocak 2015'ten sonra ilk kez 10 dakika görüşebildi. Mursi, Temmuz 2013'ten beri hapishanede bulunuyordu.
Ülkede alarm
Mısır İçişleri Bakanlığı, darbeyle görevinden uzaklaştırılan eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin vefatının ardından ülkede alarm durumu ilan etti.
Bakanlık, planlamalarını kapsamlı şekilde gözden geçirerek ülke genelinde sabit ve mobil binlerce güvenlik devriyesi konuşlandırdı. Subay ve emniyet görevlilerinin izinlerini de iptal eden bakanlık, kamu ve özel kuruluşlar ile kilise ve otellere yönelik güvenlik önlemlerini artırdı.
Mursi'nin cenazesi, Kahire'de yoğun güvenlik önlemleri altında yerel saatle 05.00'te Kahire'de defnedildi. Mursi'nin defni sırasında yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Mursi'nin cenazesi, Kahire'nin doğusunda, Medinet Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler'in (İhvan) mensuplarının defnedildiği kabristanda toprağa verildi. Defne, Mursi'nin ailesi ile avukatından başka kimsenin katılmasına izin verilmedi.
Mursi, 3 Temmuz 2013'te dönemin Savunma Bakanı ve ardından Cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından ABD'nin ve bazı Avrupa ülkelerinin desteğiyle gerçekleştirilen askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştı.
ABD, AB ve Körfez ülkeleri sessiz kaldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nakkaştepe Millet Bahçesi'ni ziyaretinde bir gazetecinin Mursi'nin hayatını kaybetmesine ilişkin sorusunu cevapladı.
Haberi arabadan inerken aldığını belirten Erdoğan, "Maalesef mahkeme salonunda bu cereyan etmiş. Ben öncelikle Mursi kardeşimize, şehidimize, Allah'tan rahmet diliyorum" ifadesini kullandı.
Erdoğan, demokratik yollarla yüzde 52 gibi bir oy almak suretiyle Mısır'a cumhurbaşkanı olan merhum Mursi'yi, demokrasiyi bir tarafa koyarak, işgalci bir edayla, tamamıyla bir darbe ile Mısır'ın başına geçen Abdulfettah es-Sisi'nin, 50'ye yakın Mısırlıyı idam ettirdiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Mursi'nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesine ilişkin, "Darbe onu iktidardan uzaklaştırdı ancak hatırası gönüllerimizden silinmeyecek. Ümmet dik duruşunu unutmayacak!" değerlendirmesinde bulundu.
Mursi'nin, mahkeme salonunda hayatını kaybetmesine ilişkin Arap dünyasındaki farklı ülkelerden taziye mesajları geldi. Ürdün, Kuveyt, Libya, Tunus, Fas, Cezayir ve Filistin taziye mesajları yayımladı. Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, Mursi için "Ölmedi, yavaş yavaş öldürüldü" değerlendirmesinde bulundu.
ABD yönetimi Mursi'nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesine sessiz kaldı. Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri yönetimlerinden de bir açıklama yapılmadı. Katar ise taziye mesajı yayınladı. Avrupa Birliği (AB) yetkilileri ve üye ülke hükümetlerinin, Mursi'nin vefatına ilişkin herhangi bir taziye yayımlamaması ve tepki göstermemesi dikkati çekti.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de (OHCHR), Mursi'nin ölümüne ilişkin açıklama yapmadı.
SELİM AYANOĞLU / DETAY HABER
Mursi'nin vefatı Türkiye'de üzüntüyle karşılanırken, Avrupa ülkelerinin liderleriyle ABD'li yetkililer ölüme duyarsız kaldı. Yerel basında yer alan haberlerde, Mursi'nin duruşma esnasında hâkimden söz alarak konuştuğu, duruşmanın sona ermesinin ardından mahkeme salonunda bayıldığı ve yaşamını yitirdiği belirtildi.
Mısır devlet televizyonunda, "Muhammed Mursi'nin iyi huylu bir tümörü bulunduğu, sürekli tıbbi gözetim altında olduğu ve ölümünün kalp krizinden kaynaklandığı" iddia edildi. Mursi, kamuoyunda 'Hamas adına casusluk' olarak bilinen dava için 17 Haziran'da hâkim karşısına çıkmıştı.
'Kasten öldürüldü'
Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) ise yaptığı yazılı açıklamada, Mursi'nin kasten öldürüldüğünü ileri sürerek Mursi'nin ölümüyle ilgili uluslararası araştırma komisyonu kurulması çağrısında bulundu. Muhammed Mursi'nin, Mısır halkının haklarını mahkemede savunduğu ve şehit olduğu ifade edilen açıklamada, "Mursi, çok ağır şartlarda hücre hapsinde tutularak tedavi hakkı gibi en sıradan haklardan dahi mahrum edilerek ölüme terk edildi. Ölümünden Mısır yönetimi sorumludur" ifadesine yer verildi.
Mursi, hapishanede günde 23 saat boyunca küçük bir hücrede kalıyordu ve sadece bir saat dışarı çıkmasına izin veriliyordu. Mahkeme salonunda hayatını kaybeden Mursi, iki yıl önce sağlık durumunun iyi olmadığını belirtmiş ancak bu uyarı mahkeme tarafından dikkate alınmamıştı.
Kahire Ceza Mahkemesinde, 'yargıya hakaret' suçlamasıyla 6 Mayıs 2017'de hâkim karşısına çıkarılan Mursi, yaklaşık dört yıl boyunca görüşmediği ailesi ve savunma heyeti ile görüşme talep etmiş ayrıca 'hayatını tehdit eden bazı durumlar' olduğunu belirterek bu meseleyi avukatı ile görüşmek istediğini dile getirmişti.
Öte yandan Mursi'nin ailesi, bu yıl Ramazan münasebetiyle yaptığı yazılı açıklamada, Mursi'nin hukuksuz şekilde, tek başına hücrede tutulmasından şikâyet etmiş ve sağlık durumu hakkında bilgileri olmadığına dikkati çekmişti.
Mursi'nin ölüm haberinin ardından ilk açıklama oğlundan geldi. Mursi'nin en büyük oğlu Ahmed, sosyal medya hesabı Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından yaşamını yitiren babasını kaybetmiş olmanın acısını, "Babam! Allah'ın huzurunda buluşacağız" şeklinde ifade etti.
Ailesini bile göremedi
Mursi'nin cezaevinde bulunduğu süre içerisinde ilk kez 4 Haziran 2017'de ailesi ve avukatının ziyaretine izin verildi. Mursi'nin bir akrabası, 4 Haziran'da Mursi'nin eşi ve kızını sadece 30 dakika görmesine izin verildiğini, 4 oğlu ve diğer akrabalarıyla görüşmesinin engellendiğini ortaya koydu.
Aynı tarihte, Mursi avukatıyla Ocak 2015'ten sonra ilk kez 10 dakika görüşebildi. Mursi, Temmuz 2013'ten beri hapishanede bulunuyordu.
Ülkede alarm
Mısır İçişleri Bakanlığı, darbeyle görevinden uzaklaştırılan eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin vefatının ardından ülkede alarm durumu ilan etti.
Bakanlık, planlamalarını kapsamlı şekilde gözden geçirerek ülke genelinde sabit ve mobil binlerce güvenlik devriyesi konuşlandırdı. Subay ve emniyet görevlilerinin izinlerini de iptal eden bakanlık, kamu ve özel kuruluşlar ile kilise ve otellere yönelik güvenlik önlemlerini artırdı.
Mursi'nin cenazesi, Kahire'de yoğun güvenlik önlemleri altında yerel saatle 05.00'te Kahire'de defnedildi. Mursi'nin defni sırasında yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Mursi'nin cenazesi, Kahire'nin doğusunda, Medinet Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler'in (İhvan) mensuplarının defnedildiği kabristanda toprağa verildi. Defne, Mursi'nin ailesi ile avukatından başka kimsenin katılmasına izin verilmedi.
Mursi, 3 Temmuz 2013'te dönemin Savunma Bakanı ve ardından Cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından ABD'nin ve bazı Avrupa ülkelerinin desteğiyle gerçekleştirilen askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştı.
ABD, AB ve Körfez ülkeleri sessiz kaldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nakkaştepe Millet Bahçesi'ni ziyaretinde bir gazetecinin Mursi'nin hayatını kaybetmesine ilişkin sorusunu cevapladı.
Haberi arabadan inerken aldığını belirten Erdoğan, "Maalesef mahkeme salonunda bu cereyan etmiş. Ben öncelikle Mursi kardeşimize, şehidimize, Allah'tan rahmet diliyorum" ifadesini kullandı.
Erdoğan, demokratik yollarla yüzde 52 gibi bir oy almak suretiyle Mısır'a cumhurbaşkanı olan merhum Mursi'yi, demokrasiyi bir tarafa koyarak, işgalci bir edayla, tamamıyla bir darbe ile Mısır'ın başına geçen Abdulfettah es-Sisi'nin, 50'ye yakın Mısırlıyı idam ettirdiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Mursi'nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesine ilişkin, "Darbe onu iktidardan uzaklaştırdı ancak hatırası gönüllerimizden silinmeyecek. Ümmet dik duruşunu unutmayacak!" değerlendirmesinde bulundu.
Mursi'nin, mahkeme salonunda hayatını kaybetmesine ilişkin Arap dünyasındaki farklı ülkelerden taziye mesajları geldi. Ürdün, Kuveyt, Libya, Tunus, Fas, Cezayir ve Filistin taziye mesajları yayımladı. Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, Mursi için "Ölmedi, yavaş yavaş öldürüldü" değerlendirmesinde bulundu.
ABD yönetimi Mursi'nin mahkeme salonunda hayatını kaybetmesine sessiz kaldı. Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri yönetimlerinden de bir açıklama yapılmadı. Katar ise taziye mesajı yayınladı. Avrupa Birliği (AB) yetkilileri ve üye ülke hükümetlerinin, Mursi'nin vefatına ilişkin herhangi bir taziye yayımlamaması ve tepki göstermemesi dikkati çekti.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de (OHCHR), Mursi'nin ölümüne ilişkin açıklama yapmadı.
SELİM AYANOĞLU / DETAY HABER
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.