Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'Din Tahripçilerine Kur'an-ı Kerim'in Cevabı' eserinde İslam'ın müesseseleri hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
"1- Kapsam olarak İslam'ın yapısı:
İslam en geniş çerçevesiyle başlıca dört bölümde mütalaa edilebilir.
1- İtikat
2- İbadet
3- Muamelat
4- Ahlak.
Bütün ilmihallerde ve muteber kaynaklarda bu tasnifi görmek mümkündür. (Bkz. Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, s.3 Bilmen yay. 1990; A. Hamdi Akseki, İslam Dini s.4, Nur Yay. 1989).
Bu tasnif bizi şu tespite de götürür: İslam'ın söz sahibi olmadığı hiçbir saha mevcut değildir. İslam bir bütündür; zahir-batın, dünya-ukba, madde-mana gibi kesin bir ayrım yapılamaz. Bunlar iç-içe bir bütünü oluşturmakta ve bu bütün pek çok delillerle muhkemleşmektedir. O bakımdan İslam'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar etmenin küfrü gerektirme sebebi de budur. Ve yine aynı sebeple İslam'da parçalanmış ve zaafa uğramış bir iman makbul değildir. İslam, Allah'ın muhkem binası olduğuna göre elbette kusur ve ayıptan uzak bir mükemmellik onun değişmez karakteri olacaktır.
İslam, bu ilahi vasfıyla, bütün azalarıyla, ruh ve beden birlikteliği taşıyan sağlam bir bünyeye benzer. Tıpkı insan gibi... İslam'ın yapısında ki bütünlük bize şunu da anlatmaktadır. İslam Cenâb-ı Hakk'ın eseri olarak yine Cenâb-ı Hak tarafından bize nasıl tanıtılmışsa öyle idrak edilmelidir. Yoksa insanın kendi şahsi anlayış ve yorum tarzı gerçek İslam'ı yansıtmaz. Böyle bir anlayış ve itikat tarzı, aynı zamanda insanı da asla kurtaramaz. Günümüzde İslam'ın yapısındaki bu ilahi karakter dikkate alınmadan; Resûlullah'ın (sav) İslam'ı algılama, yaşama ve yorum tarzına uyulmadan, insanların kendi rey ve kanaatleriyle İslam'ı anlama ve anlatmaya çalışmaları, hem en büyük sapıklık hem de buhran ve felaket sebebidir.Günümüz Müslümanlarının temel hastalığı da budur.
2- İslam'da üç temel ilim:
İlahi rahmetin kaynağı olan İslam; hem ilim ve hikmettir, hem de amel ve haldir. İslam'ın nazari ve müşahhas boyutu olduğu gibi hakikat ve marifet zenginliği ve kuşatıcılığı da vardır. İslam'ın zahir-batın diye kesin hatlarla bir ayrım kategorisine tabi tutulması yanlış olmakla beraber, onun bir zahiri bir de batınî boyutunun olduğunu da kabul etmek gerekir. Asli kaynaklara indiğimiz de İslam'da üç temel ilim olduğunu görüyoruz. Bu üç temel ilmin kaynağı, Cibril hadisidir. "Bir gün Resûlullah (sav) açıkta oturuyordu. Yanına biri gelip: "İman nedir?" diye sordu. "İman: Allah'a ve meleklerine, kitaplarına Allah'a mülâki olmaya (Ru'yetûllah'a), peygamberlerine, öldükten sonra dirilmeye ve kadere inanmandır" cevabını verdi. "Ya İslam nedir?" dedi. "İslam: Allah'a ibadet edip hiçbir şeyi O'na ortak koşmamak, namaz kılmak, zekat vermek, oruç tutmaktır ve haccetmektir" buyurdu. Ondan sonra "Ya ihsan nedir?" diye sordu. "Allah'a sanki görüyormuş gibi ibadet etmendir. Eğer sen Allah'ı görmüyorsan, şüphesiz O, seni görüyor" buyurdu. Sonra gelen adam arkasını döndü gitti. Resûlullah (sav) "O'nu çağırın" diye emrettiyse de izini bulamadılar. Bunun üzerine buyurdu ki: "İşte bu Cibril (as)'dır. Size dininizi öğretmek için geldi. (Buhari, İman: 37, Müslim, İman: 57)." (devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020