Lübnan Savaşı'ndaki rolüyle Arap dünyasında en sevilmeyen İsraillilerin başında sayılan ve son dönemde Avrupa yargısının tehdidi altında olan, binlerce Filistinlinin katili İsrail Başbakanı Ariel Şaron, 14 yaşında askerliğe başlamış ve başbakanlığa kadar yükselmiş bir politikacı.
Resmi ziyaret çerçevesinde yarın Ankara'ya gelecek Şaron, savunma bakanlığı sırasında Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gözetimindeki Filistin kamplarında 1982 yılında 2 bine yakın insanın öldürülmesinden sorumlu.
Şubat ayındaki seçimlerde rakibi eski başbakan Ehud Barak'ı açık farkla mağlup eden Şaron, 1928 doğumlu. Serüvenine 1942'de askerlikle başlayan, 1948 Bağımsızlık Savaşı'nda piyade bölüğü idaresini alan Şaron, bundan 5 yıl sonra da "101" adında misilleme operasyonları yapacak özel bir komando birimi kurdu.
Askerlikte hızla yükselerek art arda önemli görevler üstlenen Şaron, çatışmalarla geçen bu yıllarda bir yandan da politikacılığının altyapısını oluşturdu; İngiltere'de Camberley ve İsrail'de Tel Aviv Üniversiteleri'nde hukuk eğitimi aldı.
30 yıllık askerlik hayatının ardından 1972'de Silahlı Kuvvetler'den ayrılan Şaron, aradan çok geçmeden, 1 yıl sonra Yom Kippur Savaşı için yeniden göreve çağrılınca askerlikten fazla uzak kalamadı. Ancak Şaron, geleceğini politikada aramaktaki kararlılığını sürdürdü ve 1973'te İsrail Parlamentosu Knesset'e seçildi.
1982 Lübnan Savaşı'nda 2 bine yakın insanın öldürülmesinden birinci derecede sorumlu olan Şaron, İsrail hükümeti tarafından oluşturulan komisyon tarafından da dolaylı olarak suçlu bulundu. Savunma bakanlığından istifa etmek zorunda kalan Şaron, bununla birlikte hükümette kalarak ticaret ve endüstri bakanı olarak 6 yıl, inşaat ve yapı bakanı olarak da 2 yıl görev yaptı.
Şaron, 1998-1999 dönemindeki dışişleri bakanlığından sonra, kendisine başbakanlık yolunu açacak olan Binyamin Netenyahu'nun istifasıyla boşalan aşırı sağcı Likud partisi liderliğini üstlendi.
Ariel Şaron, 6 Şubat'taki seçimlerde, başbakan Barak'tan umduğunu bulamayan ve güvenlik endişeleri giderek artan İsrail halkının yüzde 60'ının oyunu toplayarak yeni başbakan seçildi. Başbakan seçilmeden daha birkaç ay önce Eylül'de kutsal Haremüşşerif'e yaptığı ziyaretle gerginliğin tırmanmasına neden olan Şaron, Filistin-İsrail sorununun çözümünden ve kalıcı barıştan yana olduğunu iddia ediyor, ancak öte yandan hergün onlarca Filistinliyi katlettirmeye de devam ediyor.
Resmi ziyaret çerçevesinde yarın Ankara'ya gelecek Şaron, savunma bakanlığı sırasında Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gözetimindeki Filistin kamplarında 1982 yılında 2 bine yakın insanın öldürülmesinden sorumlu.
Şubat ayındaki seçimlerde rakibi eski başbakan Ehud Barak'ı açık farkla mağlup eden Şaron, 1928 doğumlu. Serüvenine 1942'de askerlikle başlayan, 1948 Bağımsızlık Savaşı'nda piyade bölüğü idaresini alan Şaron, bundan 5 yıl sonra da "101" adında misilleme operasyonları yapacak özel bir komando birimi kurdu.
Askerlikte hızla yükselerek art arda önemli görevler üstlenen Şaron, çatışmalarla geçen bu yıllarda bir yandan da politikacılığının altyapısını oluşturdu; İngiltere'de Camberley ve İsrail'de Tel Aviv Üniversiteleri'nde hukuk eğitimi aldı.
30 yıllık askerlik hayatının ardından 1972'de Silahlı Kuvvetler'den ayrılan Şaron, aradan çok geçmeden, 1 yıl sonra Yom Kippur Savaşı için yeniden göreve çağrılınca askerlikten fazla uzak kalamadı. Ancak Şaron, geleceğini politikada aramaktaki kararlılığını sürdürdü ve 1973'te İsrail Parlamentosu Knesset'e seçildi.
1982 Lübnan Savaşı'nda 2 bine yakın insanın öldürülmesinden birinci derecede sorumlu olan Şaron, İsrail hükümeti tarafından oluşturulan komisyon tarafından da dolaylı olarak suçlu bulundu. Savunma bakanlığından istifa etmek zorunda kalan Şaron, bununla birlikte hükümette kalarak ticaret ve endüstri bakanı olarak 6 yıl, inşaat ve yapı bakanı olarak da 2 yıl görev yaptı.
Şaron, 1998-1999 dönemindeki dışişleri bakanlığından sonra, kendisine başbakanlık yolunu açacak olan Binyamin Netenyahu'nun istifasıyla boşalan aşırı sağcı Likud partisi liderliğini üstlendi.
Ariel Şaron, 6 Şubat'taki seçimlerde, başbakan Barak'tan umduğunu bulamayan ve güvenlik endişeleri giderek artan İsrail halkının yüzde 60'ının oyunu toplayarak yeni başbakan seçildi. Başbakan seçilmeden daha birkaç ay önce Eylül'de kutsal Haremüşşerif'e yaptığı ziyaretle gerginliğin tırmanmasına neden olan Şaron, Filistin-İsrail sorununun çözümünden ve kalıcı barıştan yana olduğunu iddia ediyor, ancak öte yandan hergün onlarca Filistinliyi katlettirmeye de devam ediyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.