'Mi’rac ve gaibe iman (3)' seslendirme dosyası:
Mi'rac hadisesi hakkında bilerek ya da bilmeyerek yapılan diğer bir yanlış da Mi'racın bedenen değil de ruhen olduğu iddiasıdır. Bu iddia da asla doğru değildir. Mi'rac bedenen gerçekleşmiş fiili bir olaydır. Ve Peygamberimize mahsus bir mucizedir.
Mi'racın ruhen ve bedenen cereyan ettiği konusunda tereddütleri ortadan kaldırmak için Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Rahmeten Lil Alemin Hz. Muhammed şaheserinden bilgiler aktarmaya devam edelim:
Gecenin sadece bir bölümünde meydana gelen Mi'rac mucizesi, Peygamberimiz uyanık bir halde bedenen ve ruhen gerçekleşmiştir. Ekser ulema bu görüştedir.
Çünkü Resûlullah(s.a.v.), Mi'racın sabahında Mi'racı haber verince, müşrikler Resûlullah'ı kötülemeyi fırsat bilerek yalanlamaya kalkıştılar. Ve birbirlerine koştular.
Yeni Müslüman olmuş bazı kimselerin kalbini çeldiler, yoldan çıkmasına sebep oldular. Eğer rüya olmuş olsaydı, yani sadece ruhun Mi'racı olmuş olsaydı hiç kimsenin itirazına hedef olmazdı.
Çünkü rüyada herkes gezebilir ve uyanık iken insan aklının kabul etmeyeceği garibeler seyredebilir. Şu hâlde, Resulullah'ın Mi'racı uyanık halde cesediyle beraber vaki olmuştur ki, müşriklerin akılları yetmediğinden itiraz ve inkâra kalkışmışlardır.
Diğer taraftan; eğer Mi'rac rüya olsaydı, mucize denmezdi. Hazreti Peygamberin diğer Peygamberlere fazileti iki hususta özetlenir. Biri dünyada Mirac ile, diğeri ise ahirette şefaat ile dir. Zira nübüvvet, kitap ve şeriat diğer peygamberlere de verilmiştir. Mirac ve şefaat sadece Hazreti Peygambere mahsustur.
Hem; kâfirler, Beytül-Mukaddes'ten nişan sordular. Eğer rüyada vaki olsaydı, O'ndan nişan istemezlerdi. Neticede kâfirler, Mi'racı inkâr etmişlerdir. Bu tarihi bir vakıadır. Rüyada gördüm deseydi, kimse inkâr etmeye yeltenmezlerdi bile. Zira bunlar, rüyada mümkün olan şeylerdir. (Rahmeten Lil Alemin 17. Baskı /1 cilt/ sayfa 307-308/ Prof. Dr. Haydar Baş)
Hayret ki yüce Allah, Necm suresinde gayet açık bir şekilde Habibi Hz. Muhammed (s.a.v.) ile görüştüğünü beyan ettiği halde ne büyük bir gaflet ne büyük bir cehalet ki haşa Alemlerin Rabbi olan Allah'a itiraz ediyorlar:
"Kendisi en yüksek ufukta iken. / Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, (yere doğru)sarktı. /O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu. /Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. /(Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı. /Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız? / Andolsun onu, önceden bir defa daha görmüştü. /Sidretü'l-Müntehâ'nın yanında. /Cennetü'l-Me'vâ da onun yanındadır. /Sidre'yi kaplayan kaplamıştı. /Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı. /Andolsun o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü. (Necm suresi /7-18. Ayetler).
Her şeyi akıl süzgecinden geçirmeye çalışanların, aklıyla anlamaya çalışanların, hele de imandan nasibi olmayanların; Allah'ın(c.c.) kudreti sayesinde gerçekleşen mucize mukabilindeki olayları anlayabilmelerini beklemek imkânsızdır.
Mi'rac mucizesi dün olduğu gibi bugün ve yarın insanlığın iman sınavı olmaya devam edecektir. Ne mutlu Allah'ın kudreti karşısında aklının sınırlarının bittiği noktadan sonra da iman edip, hüsnü edep gösterenlere.
Mi'racın ruhen ve bedenen cereyan ettiği konusunda tereddütleri ortadan kaldırmak için Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Rahmeten Lil Alemin Hz. Muhammed şaheserinden bilgiler aktarmaya devam edelim:
Gecenin sadece bir bölümünde meydana gelen Mi'rac mucizesi, Peygamberimiz uyanık bir halde bedenen ve ruhen gerçekleşmiştir. Ekser ulema bu görüştedir.
Çünkü Resûlullah(s.a.v.), Mi'racın sabahında Mi'racı haber verince, müşrikler Resûlullah'ı kötülemeyi fırsat bilerek yalanlamaya kalkıştılar. Ve birbirlerine koştular.
Yeni Müslüman olmuş bazı kimselerin kalbini çeldiler, yoldan çıkmasına sebep oldular. Eğer rüya olmuş olsaydı, yani sadece ruhun Mi'racı olmuş olsaydı hiç kimsenin itirazına hedef olmazdı.
Çünkü rüyada herkes gezebilir ve uyanık iken insan aklının kabul etmeyeceği garibeler seyredebilir. Şu hâlde, Resulullah'ın Mi'racı uyanık halde cesediyle beraber vaki olmuştur ki, müşriklerin akılları yetmediğinden itiraz ve inkâra kalkışmışlardır.
Diğer taraftan; eğer Mi'rac rüya olsaydı, mucize denmezdi. Hazreti Peygamberin diğer Peygamberlere fazileti iki hususta özetlenir. Biri dünyada Mirac ile, diğeri ise ahirette şefaat ile dir. Zira nübüvvet, kitap ve şeriat diğer peygamberlere de verilmiştir. Mirac ve şefaat sadece Hazreti Peygambere mahsustur.
Hem; kâfirler, Beytül-Mukaddes'ten nişan sordular. Eğer rüyada vaki olsaydı, O'ndan nişan istemezlerdi. Neticede kâfirler, Mi'racı inkâr etmişlerdir. Bu tarihi bir vakıadır. Rüyada gördüm deseydi, kimse inkâr etmeye yeltenmezlerdi bile. Zira bunlar, rüyada mümkün olan şeylerdir. (Rahmeten Lil Alemin 17. Baskı /1 cilt/ sayfa 307-308/ Prof. Dr. Haydar Baş)
Hayret ki yüce Allah, Necm suresinde gayet açık bir şekilde Habibi Hz. Muhammed (s.a.v.) ile görüştüğünü beyan ettiği halde ne büyük bir gaflet ne büyük bir cehalet ki haşa Alemlerin Rabbi olan Allah'a itiraz ediyorlar:
"Kendisi en yüksek ufukta iken. / Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, (yere doğru)sarktı. /O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu. /Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. /(Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı. /Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız? / Andolsun onu, önceden bir defa daha görmüştü. /Sidretü'l-Müntehâ'nın yanında. /Cennetü'l-Me'vâ da onun yanındadır. /Sidre'yi kaplayan kaplamıştı. /Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı. /Andolsun o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü. (Necm suresi /7-18. Ayetler).
Her şeyi akıl süzgecinden geçirmeye çalışanların, aklıyla anlamaya çalışanların, hele de imandan nasibi olmayanların; Allah'ın(c.c.) kudreti sayesinde gerçekleşen mucize mukabilindeki olayları anlayabilmelerini beklemek imkânsızdır.
Mi'rac mucizesi dün olduğu gibi bugün ve yarın insanlığın iman sınavı olmaya devam edecektir. Ne mutlu Allah'ın kudreti karşısında aklının sınırlarının bittiği noktadan sonra da iman edip, hüsnü edep gösterenlere.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Örnek insanla beraber olmanın faydaları / 11.01.2025
- Çekilin gençlerin önünden onlar halledecektir / 10.01.2025
- 30 yıl önceden haber verilen gerçekler / 09.01.2025
- Hakkımı helal etmiyorum / 08.01.2025
- Sakın ‘demokrasi’ istemeyin siz de yargılanırsınız / 07.01.2025
- Ehliyet, liyakat ve güzel ahlak ilişkisi / 06.01.2025
- Dayanmalısın, sen milletimizin umudusun Hüseyin! / 04.01.2025
- Recep ayında okunacak dua ve kılınacak namaz / 03.01.2025
- Regâib Gecesi ve kılınacak namaz / 02.01.2025
- Receb ayı, Regaib gecesi ve çeşitli tevafuklar / 01.01.2025
- Çekilin gençlerin önünden onlar halledecektir / 10.01.2025
- 30 yıl önceden haber verilen gerçekler / 09.01.2025
- Hakkımı helal etmiyorum / 08.01.2025
- Sakın ‘demokrasi’ istemeyin siz de yargılanırsınız / 07.01.2025
- Ehliyet, liyakat ve güzel ahlak ilişkisi / 06.01.2025
- Dayanmalısın, sen milletimizin umudusun Hüseyin! / 04.01.2025
- Recep ayında okunacak dua ve kılınacak namaz / 03.01.2025
- Regâib Gecesi ve kılınacak namaz / 02.01.2025
- Receb ayı, Regaib gecesi ve çeşitli tevafuklar / 01.01.2025