Milli Devlet, kaynakların sınırsız, ihtiyaçların da sınırlı olması fikrinden yola çıktığı için, kaynakların adil bir şekilde bölüştürülmesi, herkesin kaynaklardan doya doya yararlanması gerektiğini ortaya koyar.
Halbuki küreselleşme, buna asla müsaade etmez. Küreselleşme mantığı, kaynakların belli ellerde tekelleşmesini doğal bir sonuç olarak kabul eder. Kapitalizmin ürünü sömürgecilik anlayışıdır. Milli Devlet tezi paylaşım,ikram ve dünyada kardeşlik anlayışını getirmektedir.
Milli Devlet'te insan kalkınmanın merkezindedirKaynakların sınırlı olduğunu ve belli ellerde toplanmasını temel felsefe kabul eden küreselleşmenin gelir dağılımındaki dengesizliği çözmesi, sosyal adaleti ve daha iyi yaşam koşullarını sağlayabilmesi, kalkınmada bütüncül bir yaklaşım sunabilmesi ve kalkınmanın merkezine insanı oturtması asla mümkün değildir. Milli Devlet ise kaynakların sınırsız olduğunu kabul eder. Bir ülkenin kaynakları hem devlete, hem de o ülkede yaşayan millete aittir. Kaynaklar devlet-millet ortaklığıyla devreye konulacak ve ihtiyacı olanın kaynaklara ulaşmasında devlet bizatihi yardımcı olacaktır. Kapitalist, liberal ve sosyalist ülkelerin hedefledikleri ama bir türlü başaramadıkları ve asla başaramayacakları, "insanı kalkınmanın merkezine oturtma" hedefi, Milli Devletin çıkış noktasıdır.
İnsanlar kaybettikleri hakları Milli Devlet'le kazanacakMilli Devlet, Sosyal Devlet projeleriyle insanlara ihtiyaçlarını karşılayabileceği imkanları sunar. Parasızlık yüzünden tüketim kabiliyetini kaybetmiş olan insanlar, yeniden bu kabiliyeti kazanır. Tüketimin artması üretimi tetikler, bunun neticesinde de devletin vergi gelirlerinde artış olur. Devletin geliri artar, üretici pazar bulup kazanmaya başlar, sosyal yardımları alan vatandaş da ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılama imkanını elde eder. Böylece sosyal adalet ancak temin edilmiş olur.
Sosyal adalet ancak Milli Devlet'le mümkündürSosyal adalet, fakirleri daha fakir, zenginleri daha zengin yapan kapitalizm ile, ya da eşitlik adı altında insanların mülkiyet hakkını kısıtlayan komünizmle asla elde edilemez. Küreselleşme gelir dağılımdaki adaletsizliğin ana kaynağıdır. Oysa Milli Devlet modeli özellikle Sosyal Devlet anlayışı ile gelir dağılımında adaleti oluşturmaktadır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Cornelia Versteegh / Amsterdam Üniversitesi, HollandaProblemler yerinde çözülecekProf. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet-Sosyal Devlet anlayışında her devletin ve halkların kendi Milli imkanlarıyla kalkınması öngörülmektedir. Aksi takdirde küresel faktörlerin bağımlısı olmaktan kurtulamazlar. Sayın Baş bu tezi ile her devletin ve ulusun bağımsızlığını esas almaktadır. Sosyal Devlet modelinde her devletin kalkınması mümkün olacağı için ülkeler arasında dengeleri bozacak sayıda yoğun işçi transferine ihtiyaç olmayacaktır. Ayrıca Milli Devlette Avrupa vatandaşlığı gibi bir takım zorlamalara da gerek yoktur. Haydar Baş bu yaklaşımı ile problemleri olduğu yerde çözerek zorlama çözümlere ve müdahalelere imkan vermemektedir. Avrupa sosyal eşitsizliklerini nasıl çözebilir? Sosyal sistemine akıttığı 'kıt' kaynakları nasıl yeniden dağıtabilir? Avrupa bu soruların cevabını arıyor, halen daha bulabilmiş değil... Sayın Haydar Baş, Avrupa birliği anlayışının topluma sosyal adalet getiremeyeceğini ayrıca bu birliğin Milli Devletlere meydan okumak olduğunu çok öncelerden görmüş olacak ki bütün projelerini insan üzerinden sistemleştiriyor. Böylece problemleri doğmadan çözüyor.
Halbuki küreselleşme, buna asla müsaade etmez. Küreselleşme mantığı, kaynakların belli ellerde tekelleşmesini doğal bir sonuç olarak kabul eder. Kapitalizmin ürünü sömürgecilik anlayışıdır. Milli Devlet tezi paylaşım,ikram ve dünyada kardeşlik anlayışını getirmektedir.
Milli Devlet'te insan kalkınmanın merkezindedirKaynakların sınırlı olduğunu ve belli ellerde toplanmasını temel felsefe kabul eden küreselleşmenin gelir dağılımındaki dengesizliği çözmesi, sosyal adaleti ve daha iyi yaşam koşullarını sağlayabilmesi, kalkınmada bütüncül bir yaklaşım sunabilmesi ve kalkınmanın merkezine insanı oturtması asla mümkün değildir. Milli Devlet ise kaynakların sınırsız olduğunu kabul eder. Bir ülkenin kaynakları hem devlete, hem de o ülkede yaşayan millete aittir. Kaynaklar devlet-millet ortaklığıyla devreye konulacak ve ihtiyacı olanın kaynaklara ulaşmasında devlet bizatihi yardımcı olacaktır. Kapitalist, liberal ve sosyalist ülkelerin hedefledikleri ama bir türlü başaramadıkları ve asla başaramayacakları, "insanı kalkınmanın merkezine oturtma" hedefi, Milli Devletin çıkış noktasıdır.
İnsanlar kaybettikleri hakları Milli Devlet'le kazanacakMilli Devlet, Sosyal Devlet projeleriyle insanlara ihtiyaçlarını karşılayabileceği imkanları sunar. Parasızlık yüzünden tüketim kabiliyetini kaybetmiş olan insanlar, yeniden bu kabiliyeti kazanır. Tüketimin artması üretimi tetikler, bunun neticesinde de devletin vergi gelirlerinde artış olur. Devletin geliri artar, üretici pazar bulup kazanmaya başlar, sosyal yardımları alan vatandaş da ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılama imkanını elde eder. Böylece sosyal adalet ancak temin edilmiş olur.
Sosyal adalet ancak Milli Devlet'le mümkündürSosyal adalet, fakirleri daha fakir, zenginleri daha zengin yapan kapitalizm ile, ya da eşitlik adı altında insanların mülkiyet hakkını kısıtlayan komünizmle asla elde edilemez. Küreselleşme gelir dağılımdaki adaletsizliğin ana kaynağıdır. Oysa Milli Devlet modeli özellikle Sosyal Devlet anlayışı ile gelir dağılımında adaleti oluşturmaktadır.
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Cornelia Versteegh / Amsterdam Üniversitesi, HollandaProblemler yerinde çözülecekProf. Dr. Haydar Baş'ın Milli Devlet-Sosyal Devlet anlayışında her devletin ve halkların kendi Milli imkanlarıyla kalkınması öngörülmektedir. Aksi takdirde küresel faktörlerin bağımlısı olmaktan kurtulamazlar. Sayın Baş bu tezi ile her devletin ve ulusun bağımsızlığını esas almaktadır. Sosyal Devlet modelinde her devletin kalkınması mümkün olacağı için ülkeler arasında dengeleri bozacak sayıda yoğun işçi transferine ihtiyaç olmayacaktır. Ayrıca Milli Devlette Avrupa vatandaşlığı gibi bir takım zorlamalara da gerek yoktur. Haydar Baş bu yaklaşımı ile problemleri olduğu yerde çözerek zorlama çözümlere ve müdahalelere imkan vermemektedir. Avrupa sosyal eşitsizliklerini nasıl çözebilir? Sosyal sistemine akıttığı 'kıt' kaynakları nasıl yeniden dağıtabilir? Avrupa bu soruların cevabını arıyor, halen daha bulabilmiş değil... Sayın Haydar Baş, Avrupa birliği anlayışının topluma sosyal adalet getiremeyeceğini ayrıca bu birliğin Milli Devletlere meydan okumak olduğunu çok öncelerden görmüş olacak ki bütün projelerini insan üzerinden sistemleştiriyor. Böylece problemleri doğmadan çözüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.