Bir haftadan beri meydan meydan dolaşıp birilerine meydan okuyan bir adam, bir Başbakan vardı.Birden bire meydanlardan kayboldu.Gören bilen var mı, şimdi ne yandadır acaba?Yetmiş milyona bir randevu vermişti ve yetmiş milyon da, sayın Başbakanın hiç olmazsa bu sefer sözünde duracağı vehmine kapılarak geride bıraktığımız Cumartesi gününü iple çekti, adeta nefesini tutarak bekledi.Çok çok önemli bir konuyu o gün açıklayacağını bağıra-çağıra ilan etmişti.Millet günden güne fakirleşirken, kan kaybederken, iş-aş kaybederken, devlet her gün biraz daha borç batağına batarken bütün bunlardan asla etkilenmeyen ve servetine servet katan, gazetesine gazete katan, televizyonlarına televizyon katan bir medya patronu hakkında en yetkili ve en etkili ağızdan, Başbakanın ağzından açıklamalar bekleniyordu.Hayır, bizzat kendisi kameralar önünde söz verdiği için beklenti hat safhaya çıkmıştı.Meydan meydan dolaştı meydan okudu ve meydandan kayboldu.Eskiler böylelerine "yalancı pehlivan" derdi.Yetmiş milyon, bilmem kaçıncı defa sayın başbakanın "yalancı pehlivanlığını" görmek için beklememişti, aksine bir kez olsun, bu sefer olsun "hakiki pehlivanlığını" görmek, bu mutlu güne şahit olmak için hasretle beklemişti.Ne yazık ki yine olmadı, yine milletin hevesi kursağında kaldı.Aslında, altı seneden beri onlarca defa "yalancı pehlivan "naralarına şahit olduğumuz Başbakanın, sözünü ettiği Cumartesi gününde de öyle dişe dokunur bir laf etmeyeceğini tahmin etmeliydik ve boşuna ümitlenmemeliydik.Ne bilelim, belki bu sefer olur dedik.Yine olmadı.Yine meydan meydan dolaştı ve meydandan kayboldu ve kendi ifadeleri ile yine, eskisi gibi, saygıya dayalı, yine bazı şeyler milletten gizlenerek ilişkiler devam edecek demektir.Millet umutlanmıştı, bizden habersiz, bizim hakkımızda, bizim ülkemize dair süregelen kirli ilişkiler açıklanacak diye.Bir kez daha el uzattığı dal elinde kaldı, bir kez daha güvendiği dağlara kar yağdı.Hacım hani demiştin ya; "bak nasıl meydan okuyor" diye.Meydan burada, ama ne okuyan var ne de verdiği sözde duran.Ne çektiysek hep yalancı pehlivanlardan ve onları gözü kapalı alkışlayanlardan çektik.Öyle değil mi hacım?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025