MESNEVİ'DEN
"A gerçeklerin övüncü, gerçeklikte bulun, sen baş köşesin; bense kapına eşiğim senin.
Mana bakımından eşik de nedir, baş köşe de ne? Bizim o sevgilimizin bulundugu yerde, biz nerde, ben nerde?
15.02.2012 00:00:00
"A gerçeklerin övüncü, gerçeklikte bulun, sen baş köşesin; bense kapına eşiğim senin.
Mana bakımından eşik de nedir, baş köşe de ne? Bizim o sevgilimizin bulundugu yerde, biz nerde, ben nerde?
A canı bizden, benden kurtulmuş güzel, a erkekte de, kadında da söze sığmaz, gözle görülmez can.
Erkekle kadın bir olunca, o bir, sensin; birler de yok olup gidince kalan, gene sensin.
Kendi kendinle hizmet, ağırlayış tavlasını oynamak içindir ki bu ben'i, biz'i meydan getirdin.
Böylece de ben'ler, sen'ler bir can olur da sonunda sevgiliye dalar-gider." (I, 1791-6)
***
"Ten gözü görebilir mi; gamlanman, gülmen hayale gelebilir mi?
Sen gamlanmaya, gülmeye bağlanmış gönüle, onu görmeye layık bir gönül deme.
Gama, gülüşe bağlı olan kişi, bu iki eğreti şeyle diridir.
Onu, sonu olmayan yemyeşil aşk bahçesinde, gamdan, neş'eden, başka ne de cok meyvalar var.
Aşıklık bu iki halden de üstündür; baharsız, güzsüz yemyeşildir, ter-u tazedir." (I, 1798-1802)
***
"Biz bal arılarına benziyoruz, kalıplarsa muma. Kalıbı mum gibi göz-göz, ev-ev yaratmış." (I, 1821)
Mana bakımından eşik de nedir, baş köşe de ne? Bizim o sevgilimizin bulundugu yerde, biz nerde, ben nerde?
A canı bizden, benden kurtulmuş güzel, a erkekte de, kadında da söze sığmaz, gözle görülmez can.
Erkekle kadın bir olunca, o bir, sensin; birler de yok olup gidince kalan, gene sensin.
Kendi kendinle hizmet, ağırlayış tavlasını oynamak içindir ki bu ben'i, biz'i meydan getirdin.
Böylece de ben'ler, sen'ler bir can olur da sonunda sevgiliye dalar-gider." (I, 1791-6)
***
"Ten gözü görebilir mi; gamlanman, gülmen hayale gelebilir mi?
Sen gamlanmaya, gülmeye bağlanmış gönüle, onu görmeye layık bir gönül deme.
Gama, gülüşe bağlı olan kişi, bu iki eğreti şeyle diridir.
Onu, sonu olmayan yemyeşil aşk bahçesinde, gamdan, neş'eden, başka ne de cok meyvalar var.
Aşıklık bu iki halden de üstündür; baharsız, güzsüz yemyeşildir, ter-u tazedir." (I, 1798-1802)
***
"Biz bal arılarına benziyoruz, kalıplarsa muma. Kalıbı mum gibi göz-göz, ev-ev yaratmış." (I, 1821)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.