Mehmet Ali'nin öyküsü

Her nasıl olduysa onu da voleybol takımına seçmişlerdi. Hasan Tahsin Bey'in işiydi bu. Beyimiz Karataş Lisesine geldi geleli yer yerinden oynamıştı. Öğrencilere gülle attırdığı yetmiyormuş gibi bir de ortaokullulara yüksek atlatıyordu. Bir tek cirit kalmıştı bizimkilerin atmadığı. "Çalış, çalış, çalıııış" diye bağırıyor, şınav çektirirken okulu inletiyordu. Onu böyle görenler "fazlaca bekar kalmış ya da kara sevdaya dalmış" demekten kendilerini alamıyorlardı.

Ortaokullu Mehmet Ali voleybol takımına seçilmişti ama zavallım ne servis atabiliyor, ne de arkadaşları ile paslaşabiliyordu. Hasan Tahsin Bey Mehmet Ali'den ne istiyordu?

Mehmet Ali 70 doğumluydu ve erken okula başlamıştı. Çünkü öz amcaları beş yaşında ona okumayı belletmişlerdi.

Dersleri çok iyiydi Ali'nin, yalnız biraz utangaçtı. Şu sözlüye kalkmak yok muydu, çileden çıkıp yumağa giriyordu. Muallim ve muallimler onun ince zekasına hayran, bu çekingenliğine bir anlam veremiyorlardı. Oysa ki haya imandan değil miydi? Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Necati Çakar Bey Ali'nin halinden anlıyor ve necat (kurtuluş) formülleri arıyordu. Bir gün uygulamalı bir derste onu namaza kaldırdı. Evet yanlış okumadınız Mehmet Ali öğretmenin masasında namaza davet edildi. Necati Bey Ali'nin elinden tuttu "oğlum gel namazı biliyorsun değil mi?" dedi. Ali başını evet anlamında salladı, ve ayakkabılarını çıkartıp yardımla kıyama durdu. Kıraate başladı. Bütün diğerleri hayran hayran onu izliyordu. Selam verdiğinde Ali'nin gönlünü bir huzur kapladı. Bir vakar geldi. Bu bir prova mıydı, yoksa gerçeğin ta kendisi miydi hakkı ile anlayamadı. Fakat, o günden sonra Ali'yi görenler tanıyamadılar. Çünkü Ali artık bir asker edası ile yürüyor, sözlülerde bir dipçik gibi dimdik, sorulara teferruatıyla cevap veriyordu. Öğretmenleri onun bir gün milletvekili olmasından umutlu ve korkuluydular. Öyle ya meclisin hali malum...

Mehmet Ali şimdi otuz yaşında umutlu, mutlu, huzurlu yarınlara bakıyor. Vatan-millet yararına kalem sallıyor. Yakında bir yerlere atanacak, haberi bile yor! Emr-i Hak vaki olunca Allah'ın emri Peygamberin kavli ile...