Mehdî (a.s.) hakkında Ehl-i Beyt’ten bazı hadisler
“Emîrü’l-Mü’minîn (aleyhi’s-selâm), Hz. Mehdî’den (aleyhi’s- selâm) söz ederek şöyle buyurdu: O öyle bir Gaybet’e çekilecek ki, sonunda cahiller, ‘Allah’ın Âl-i Muhammed’e ihtiyacı yoktur’ diyecektirler
04.07.2024 17:42:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Emîrü'l-Mü'minîn Ali'den (a.s.) hadisler: Esbağ b. Nubâte'den; "Emîrü'l-Mü'minîn (aleyhi's-selâm), Hz. Mehdî'den (aleyhi's- selâm) söz ederek şöyle buyurdu: O öyle bir Gaybet'e çekilecek ki, sonunda cahiller, 'Allah'ın Âl-i Muhammed'e ihtiyacı yoktur' diyecektirler."
Ebu İshak'tan; "Emîrü'l-Mü'minîn'in (aleyhi's-selâm) ashabından güvenilir birinden duydum ki, Emîrü'l-Mü'minîn (aleyhi's-selâm) bir hutbesinde söyle buyurdu:
Allah'ım, Ben biliyorum ki, ilmin tamamı kuşatılmaz, kaynağı kurumaz ve arzın, Senin halka olan açık ama kendisine itaat edilmeyen ya da çekindiğinden dolayı saklanan bir Hüccet'inden boş kalmaz.
Böylece Hüccet'in bâtıl olmaz. Senin dostların da hidayet olduktan sonra dalâlete düşmezler.
Ama onlar (dostların) neredeler ve sayıları ne kadardır? Onlar sayıca çok az olsalar da, zikri yüce olan Allah katında değerleri çok büyüktür.
Onlar, dinin kılavuzları olan Hidayet İmamlarına tâbi olurlar, onların edepleriyle edeplenir, yollarından yürürler, işte o zaman ilim, imanın hakikati ile birlikte onlara doğru akın eder de ruhları, ilim önderlerinin davetine icâbet eder; başkalarına zor gelen hadisleri onlar kolaylıkla kabul ederler; yalancılar ve israfçıların çekinip kabullenmedikleri şeylerle huzur bulurlar.
İşte, âlimlere uyanlar onlardır. Onlar, yüce Allah'a ve velilerine itaat ederek, dünya ehliyle birlikte oldular; dinlerinde takiyye edip düşmanlarından korundular.
Onların ruhları, en yüce makama bağlıdır, âlimleri ve onlara uyanlar, bâtıl devletinde dilsiz ve suskundurlar, Hakk'ın devletini beklerler.
Allah yakında kendi sözleriyle hakkı yüceltecek ve bâtılı yok edecektir. O korkulu durumda dinlerini sabırla korudukları için ne mutlu onlara!
Onların devleti oluştuğunda, onları görmeyi ne kadar da çok isterim! Allah onları, sâlih babalarını, eşlerini ve nesillerini bizimle birlikte Adn Cennetinde birleştirecektir."
Esbağ b. Nubâte'den; "Bir gün, Emîrü'l-Mü'minîn'in (aleyhi's-selâm) yanına gittiğimde derin derin düşündüğü halde yeri çizdiğini gördüm.
'Ey Emîrü'l-Mü'minîn! Seni derin derin düşünerek yeri çizdiğini görüyorum. Yoksa ona rağbet mi ediyorsunuz?' dedim.
Buyurdu ki: 'Hayır, Allah'a and olsun, ne ona ne de dünyaya bir gün bile rağbet ettim. Yalnız Benden olacak olan on birinci çocuğumu düşünüyorum. Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracak olan Mehdî O'dur. O Gaybet'e çekilecek ve bir şaşkınlık dönemi başlayacak, bazıları bu dönemde sapacak, bazıları ise hidayete ereceklerdir.'
'Ey Emîrü'l-Mü'minîn! Bu şaşkınlık ve Gaybet dönemi ne kadar sürecek?' diye sordum.
Buyurdu ki: 'Altı gün veya altı ay veya altı yıl.' 'Bu mutlaka olacak mı?' diye sordum.
Buyurdu ki: 'Evet, tıpkı O'nun yaratıldığı gibi. Sen buna ulaşamazsın ey Esbağ! Onlar bu ümmetin seçkinleri olup ıtretin seçkinleriyle birliktedirler.' '
Peki, ondan sonra ne olacak?' dedim. 'Sonra Allah dilediğini yapacaktır. Çünkü Allah'ın bedaları, iradeleri, gayeleri ve sonuçları vardır' buyurdu."
Hasan b. Ali'nin (a.s.) Kâim'in (a.s.) gaybeti hakkındaki hadisleri
Ebu Said'den; "Hasan b. Ali (aleyhi's-selâm) Muaviye b. Ebu Süfyan ile sulh ettiği zaman, bazıları O'nu bu işten dolayı kınayınca şöyle buyurdu:
'Yazıklar size, ne yaptığımı bilmiyorsunuz? Vallahi güneşin üzerinde doğup battığı her şeyden daha hayırlısını ben Ehl-i Beyt'i sevenlerimiz için yaptım. Benim sizin İmam'ınız olduğumu, sizin Bana itaat etmeniz gerektiğini ve Resûlullah'ın buyurduğu cennet gençlerinin efendilerinden biri olduğumu bilmiyor musunuz?'
'Evet, biliyoruz' diye cevap verdiler.
Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Biliyor musunuz, Mûsâ b. İmran, Hızır'ın (aleyhi's-selâm) gemiyi delmesine, duvarı düzeltmesine ve çocuğu öldürmesine neden o kadar çok kızdı? Çünkü bu işlerin hikmetini bilmiyordu. Hâlbuki bu işler zikri yüce Allah'ın yanında doğru ve hikmet üzereydi.
Arkasında İsa b. Meryem'in namaz kılacağı Kâim dışında biz Ehl-i Beyt'ten olan hepimizin boynunda zamanın tağutunun biati olduğunu bilmiyor musunuz?
Yüce Allah O'nun velâyetini gizleyecek ve şahsını saklayacaktır. Böylece O zuhûr ettiğinde kimsenin biati O'nun boynunda olmayacaktır.
O, tüm kadınların en üstünü olan birinin oğlu olan kardeşim Hüseyin'in dokuzuncu oğludur.
O'nun Gaybet'inde Allah O'nun ömrünü uzatacak, sonra kendi kudreti ile O'nu kırk yaşından daha genç görünümlü olarak âşikâr edecektir ve bu, Allah'ın her şeye kadir olduğunun bilinmesi içindir.'"
Hz. Hüseyin'in (a.s.) Kâim'in (a.s.) Gaybet'i hakkındaki hadisleri
Abdurrahman b. Selit'ten; "İmam Hüseyin b. Ali b. Ebu Tâlib (aleyhi's-selâm) şöyle buyurdu: On iki Hidayet İmamı bizdendir. Birincisi Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Ebu Tâlib'dir, sonuncusu ise dokuzuncu evladımdır.
Hak üzere kıyam edecek olan O'dur. Yeryüzü öldükten sonra, Allah O'nun vasıtasıyla tekrar onu ihya edecektir ve müşrikler istemese de Allah hak dini diğer dinlere muzaffer kılacaktır.
O'nun Gaybet'e çekildiği dönemde bazı kavimler mürted olacak, bazıları ise dine bağlı kalacaktır.
Onlara eziyetler olacak ve onlara denilecek ki: 'Eğer doğru söylüyorsanız bu vaad ne zaman vukû bulacaktır.'
Biliniz ki, O'nun Gaybet'indeki eziyetlere ve tekziplere sabretmek, Resûlullah ile beraber kılıçla cihad etmek gibidir."
Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali'den şöyle buyurduğu rivâyet edilir: "Bu işi yapacak olanın (yani Mehdî'nin) iki Gaybet'i vardır. Bu iki Gaybet'in biri o kadar uzayacak ki, bazıları, 'O öldü', bazıları da, 'O gitti' diyeceklerdir. Ne O'nu sevenler, ne de başkaları O'nun yerini bilecekler; sadece O'na çok yakın hizmetçisi O'nun yerini bilir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Ebu İshak'tan; "Emîrü'l-Mü'minîn'in (aleyhi's-selâm) ashabından güvenilir birinden duydum ki, Emîrü'l-Mü'minîn (aleyhi's-selâm) bir hutbesinde söyle buyurdu:
Allah'ım, Ben biliyorum ki, ilmin tamamı kuşatılmaz, kaynağı kurumaz ve arzın, Senin halka olan açık ama kendisine itaat edilmeyen ya da çekindiğinden dolayı saklanan bir Hüccet'inden boş kalmaz.
Böylece Hüccet'in bâtıl olmaz. Senin dostların da hidayet olduktan sonra dalâlete düşmezler.
Ama onlar (dostların) neredeler ve sayıları ne kadardır? Onlar sayıca çok az olsalar da, zikri yüce olan Allah katında değerleri çok büyüktür.
Onlar, dinin kılavuzları olan Hidayet İmamlarına tâbi olurlar, onların edepleriyle edeplenir, yollarından yürürler, işte o zaman ilim, imanın hakikati ile birlikte onlara doğru akın eder de ruhları, ilim önderlerinin davetine icâbet eder; başkalarına zor gelen hadisleri onlar kolaylıkla kabul ederler; yalancılar ve israfçıların çekinip kabullenmedikleri şeylerle huzur bulurlar.
İşte, âlimlere uyanlar onlardır. Onlar, yüce Allah'a ve velilerine itaat ederek, dünya ehliyle birlikte oldular; dinlerinde takiyye edip düşmanlarından korundular.
Onların ruhları, en yüce makama bağlıdır, âlimleri ve onlara uyanlar, bâtıl devletinde dilsiz ve suskundurlar, Hakk'ın devletini beklerler.
Allah yakında kendi sözleriyle hakkı yüceltecek ve bâtılı yok edecektir. O korkulu durumda dinlerini sabırla korudukları için ne mutlu onlara!
Onların devleti oluştuğunda, onları görmeyi ne kadar da çok isterim! Allah onları, sâlih babalarını, eşlerini ve nesillerini bizimle birlikte Adn Cennetinde birleştirecektir."
Esbağ b. Nubâte'den; "Bir gün, Emîrü'l-Mü'minîn'in (aleyhi's-selâm) yanına gittiğimde derin derin düşündüğü halde yeri çizdiğini gördüm.
'Ey Emîrü'l-Mü'minîn! Seni derin derin düşünerek yeri çizdiğini görüyorum. Yoksa ona rağbet mi ediyorsunuz?' dedim.
Buyurdu ki: 'Hayır, Allah'a and olsun, ne ona ne de dünyaya bir gün bile rağbet ettim. Yalnız Benden olacak olan on birinci çocuğumu düşünüyorum. Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi, onu adalet ve eşitlikle dolduracak olan Mehdî O'dur. O Gaybet'e çekilecek ve bir şaşkınlık dönemi başlayacak, bazıları bu dönemde sapacak, bazıları ise hidayete ereceklerdir.'
'Ey Emîrü'l-Mü'minîn! Bu şaşkınlık ve Gaybet dönemi ne kadar sürecek?' diye sordum.
Buyurdu ki: 'Altı gün veya altı ay veya altı yıl.' 'Bu mutlaka olacak mı?' diye sordum.
Buyurdu ki: 'Evet, tıpkı O'nun yaratıldığı gibi. Sen buna ulaşamazsın ey Esbağ! Onlar bu ümmetin seçkinleri olup ıtretin seçkinleriyle birliktedirler.' '
Peki, ondan sonra ne olacak?' dedim. 'Sonra Allah dilediğini yapacaktır. Çünkü Allah'ın bedaları, iradeleri, gayeleri ve sonuçları vardır' buyurdu."
Hasan b. Ali'nin (a.s.) Kâim'in (a.s.) gaybeti hakkındaki hadisleri
Ebu Said'den; "Hasan b. Ali (aleyhi's-selâm) Muaviye b. Ebu Süfyan ile sulh ettiği zaman, bazıları O'nu bu işten dolayı kınayınca şöyle buyurdu:
'Yazıklar size, ne yaptığımı bilmiyorsunuz? Vallahi güneşin üzerinde doğup battığı her şeyden daha hayırlısını ben Ehl-i Beyt'i sevenlerimiz için yaptım. Benim sizin İmam'ınız olduğumu, sizin Bana itaat etmeniz gerektiğini ve Resûlullah'ın buyurduğu cennet gençlerinin efendilerinden biri olduğumu bilmiyor musunuz?'
'Evet, biliyoruz' diye cevap verdiler.
Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Biliyor musunuz, Mûsâ b. İmran, Hızır'ın (aleyhi's-selâm) gemiyi delmesine, duvarı düzeltmesine ve çocuğu öldürmesine neden o kadar çok kızdı? Çünkü bu işlerin hikmetini bilmiyordu. Hâlbuki bu işler zikri yüce Allah'ın yanında doğru ve hikmet üzereydi.
Arkasında İsa b. Meryem'in namaz kılacağı Kâim dışında biz Ehl-i Beyt'ten olan hepimizin boynunda zamanın tağutunun biati olduğunu bilmiyor musunuz?
Yüce Allah O'nun velâyetini gizleyecek ve şahsını saklayacaktır. Böylece O zuhûr ettiğinde kimsenin biati O'nun boynunda olmayacaktır.
O, tüm kadınların en üstünü olan birinin oğlu olan kardeşim Hüseyin'in dokuzuncu oğludur.
O'nun Gaybet'inde Allah O'nun ömrünü uzatacak, sonra kendi kudreti ile O'nu kırk yaşından daha genç görünümlü olarak âşikâr edecektir ve bu, Allah'ın her şeye kadir olduğunun bilinmesi içindir.'"
Hz. Hüseyin'in (a.s.) Kâim'in (a.s.) Gaybet'i hakkındaki hadisleri
Abdurrahman b. Selit'ten; "İmam Hüseyin b. Ali b. Ebu Tâlib (aleyhi's-selâm) şöyle buyurdu: On iki Hidayet İmamı bizdendir. Birincisi Emîrü'l-Mü'minîn Ali b. Ebu Tâlib'dir, sonuncusu ise dokuzuncu evladımdır.
Hak üzere kıyam edecek olan O'dur. Yeryüzü öldükten sonra, Allah O'nun vasıtasıyla tekrar onu ihya edecektir ve müşrikler istemese de Allah hak dini diğer dinlere muzaffer kılacaktır.
O'nun Gaybet'e çekildiği dönemde bazı kavimler mürted olacak, bazıları ise dine bağlı kalacaktır.
Onlara eziyetler olacak ve onlara denilecek ki: 'Eğer doğru söylüyorsanız bu vaad ne zaman vukû bulacaktır.'
Biliniz ki, O'nun Gaybet'indeki eziyetlere ve tekziplere sabretmek, Resûlullah ile beraber kılıçla cihad etmek gibidir."
Ebu Abdullah Hüseyin b. Ali'den şöyle buyurduğu rivâyet edilir: "Bu işi yapacak olanın (yani Mehdî'nin) iki Gaybet'i vardır. Bu iki Gaybet'in biri o kadar uzayacak ki, bazıları, 'O öldü', bazıları da, 'O gitti' diyeceklerdir. Ne O'nu sevenler, ne de başkaları O'nun yerini bilecekler; sadece O'na çok yakın hizmetçisi O'nun yerini bilir." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)