Maliyet artışı yayıncılığı vurdu, kitaplar dosyada kaldı
Fahiş enflasyonun neden olduğu maliyet artışları, belki de en çok yayıncılık sektörünü ve kitap severleri vurdu.
24.03.2024 22:25:00
Kamil Alili
Kamil Alili





Başta kağıt olmak üzere artan baskı maliyetleri, pek çok yayınevinin sözleşmesi yapılmış ve basıma hazır kitapların yayın tarihini ertelemelerine neden oluyor. Artan maliyetlerin kitap fiyatlarına yansıması ve ekonomik krizde vatandaşların ilk kısıtnıya gittikleri kalemlerden birinin de kitaba harcanan para olması nedeniyle satışlar istenen seviyelere ulaşamıyor.
Bu da yayınevlerinin kitap basma konusunda isteksiz davranmalarına neden oluyor.
Baskı sayıları da azaltıldı
Yayınlanan kitap sayısının dışında, baskı adetlerinde kısıtlamaya gidilmesi de bir başka yöntem. Tanınmış yazarların baskıları daha önceki dönemlerde 50 bin adet gibi sayılarda yapılırken, bir yayınevi yetkilisi durumu şöyle özetliyor:
"Şu anda en şöhretli yazarın kitabı bile bir baskıda 5 bin adet basılması nadiren olan bir şey. Baskı adetleri 1000 adete kadar gerilemiş durumda. Bu sayıların bile satışı bazen aylarca sürebiliyor."
Alım garantili basım!
Bazı yayınevleri ise çözümü 'alım garantili basım' şeklinde bulmuş. Yani kitabını bastırmak isteyen kişi, basılan kitap sayısı kadar ya da bunun belli bir oranının alınacağı konusunda bir ön alım taahüdünde bulunarak kitabını bastırabiliyor.
Yazma kültürüne de zarar
Yayıncılık sektörünün yaşadığı krizin sadece bir sektörün ekonomik krizi olarak değerlendirmenin çok büyük bir hata olacağını ve bunun topluma maliyetinin farklı açılardan çok yüksek olcağını söyleyen Cağaloğlu'nun emektar yayıncılarından biri, "Devlet bu konuda tedbir almalı. Sadece yayınevleri değil, eli kalem tutan, yazıdan hayatını kazanan insanlar çok zor durumda. Bu da gün geçtikçe yazmaya olan ilgiliyi azaltıyor ve kültür hayatını daha da çorak hale getiriyor" diyor.
Bir başka yayıncı ise çözüm konusunda, kağıt başta olmak üzere sektöre sübvansiyon sağlanması, bandrol ücretlerinin düşürülmesi ve vergi muafiyeti gibi teşviklerin sağlanması ile yayıncılık hayatının bu zor dönemi geride bırakabileceğini söylüyor.
Sadece yayıncılar değil, yazarların da sadece satış üzerinden bir pay alarak hayatta kalmalarının artık neredeyse imkansız hale geldiğini belirterek, "Kültür Bakanlığı bandrol verilerek basılmaya değer görlen eser sahiplerine belli oranda destekte bulunabilir" önerisini de getiriyor.
100 bin kitap satarsa bir akıllı telefon alabiliyorum
Hayatını 50 yıldır yazarak kazanan bir kıdemli gazeteci ise, durumun geldiği noktayı şu şekilde özetliyor:
"Eğer kitabım 100 bin adet satarsa, oradan bana düşecek para ile ancak ünlü bir markanın son çıkan cep telefonu modelinden bir tane alabiliyorum. Tabii ki o zamana kadar telefon fiyatları bu seviyede kalırsa."
Bu da yayınevlerinin kitap basma konusunda isteksiz davranmalarına neden oluyor.
Baskı sayıları da azaltıldı
Yayınlanan kitap sayısının dışında, baskı adetlerinde kısıtlamaya gidilmesi de bir başka yöntem. Tanınmış yazarların baskıları daha önceki dönemlerde 50 bin adet gibi sayılarda yapılırken, bir yayınevi yetkilisi durumu şöyle özetliyor:
"Şu anda en şöhretli yazarın kitabı bile bir baskıda 5 bin adet basılması nadiren olan bir şey. Baskı adetleri 1000 adete kadar gerilemiş durumda. Bu sayıların bile satışı bazen aylarca sürebiliyor."
Alım garantili basım!
Bazı yayınevleri ise çözümü 'alım garantili basım' şeklinde bulmuş. Yani kitabını bastırmak isteyen kişi, basılan kitap sayısı kadar ya da bunun belli bir oranının alınacağı konusunda bir ön alım taahüdünde bulunarak kitabını bastırabiliyor.
Yazma kültürüne de zarar
Yayıncılık sektörünün yaşadığı krizin sadece bir sektörün ekonomik krizi olarak değerlendirmenin çok büyük bir hata olacağını ve bunun topluma maliyetinin farklı açılardan çok yüksek olcağını söyleyen Cağaloğlu'nun emektar yayıncılarından biri, "Devlet bu konuda tedbir almalı. Sadece yayınevleri değil, eli kalem tutan, yazıdan hayatını kazanan insanlar çok zor durumda. Bu da gün geçtikçe yazmaya olan ilgiliyi azaltıyor ve kültür hayatını daha da çorak hale getiriyor" diyor.
Bir başka yayıncı ise çözüm konusunda, kağıt başta olmak üzere sektöre sübvansiyon sağlanması, bandrol ücretlerinin düşürülmesi ve vergi muafiyeti gibi teşviklerin sağlanması ile yayıncılık hayatının bu zor dönemi geride bırakabileceğini söylüyor.
Sadece yayıncılar değil, yazarların da sadece satış üzerinden bir pay alarak hayatta kalmalarının artık neredeyse imkansız hale geldiğini belirterek, "Kültür Bakanlığı bandrol verilerek basılmaya değer görlen eser sahiplerine belli oranda destekte bulunabilir" önerisini de getiriyor.
100 bin kitap satarsa bir akıllı telefon alabiliyorum
Hayatını 50 yıldır yazarak kazanan bir kıdemli gazeteci ise, durumun geldiği noktayı şu şekilde özetliyor:
"Eğer kitabım 100 bin adet satarsa, oradan bana düşecek para ile ancak ünlü bir markanın son çıkan cep telefonu modelinden bir tane alabiliyorum. Tabii ki o zamana kadar telefon fiyatları bu seviyede kalırsa."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.