Liyakat mı yoksa teslimiyet mi daha önemlidir sorusunun cevabı, insanlık tarihi boyunca hep tartışma konusu olmuştur.
Peşinen ifade edeyim ki, benim için sorunun cevabı kesinlikle liyakattir.
Aslında teslimiyet gösterilecekse de liyakat ehline gösterilmelidir.
Liyakat sahibi olmak sadece işini iyi bilen, işinin uzmanı olmaktan daha fazlasını gerektirir.
Liyakat sahibi aynı zamanda yüksek ahlaki değerlere de sahibi olmalıdır.
Nükleer enerji üretimini ancak sahasında uzman, bilgili insanlarla yapabilirsiniz.
Üretilen enerjiyi karanlıkları aydınlatmak için de kullanabilirsiniz, bombaya dönüştürerek "Little Boy" adını vererek Hiroşima'ya da atabilirsiniz.
Aydınlatmayı veya öldürmeyi tercih etmek, liyakat ehlinin yüksek ahlaki değerleriyle ilgilidir.
Yeri gelmişken caydırıcı güç olmak, olası işgallere karşı ülkeyi savunmak, dost komşu ülkelere güven vermek vs. için nükleer bombaya ve en yüksek teknolojik savunma sistemlerine sahip olmak da liyakat aklın gereğidir.
Örneğin, askeri sahada sizin baş komutanınız dahi ve yüksek ahlak sahibi ise size düşen emirlerine harfiyen uymak olmalıdır.
Aklını cebine koyanlar için teslimiyet, yanlışa ve hurafelere bilerek veya bilmeyerek hizmet etmektir.
Olması gereken aklını, ilmini kullanarak, yüksek ahlak sahibi liyakat ehliyle buluşturmak ve ortak sinerji oluşturmaktır.
Bu durumu doğru iki örnek üzerinden ele alalım.
Liyakati Atatürk üzerinden, teslimiyeti Atatürk'ün savaş arkadaşları üzerinden değerlendirecek olursak, teslimiyetin liyakat ehli elinde nasıl zenginliğe dönüştüğünü görürüz.
Bu iki unsurun doğru zamanda doğru yerde buluşması; Türk topraklarının işgalden kurtulmasına, tam bağımsızlığımızın kazanılmasına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulmasına vesile olmuştur.
Bir de günümüzden örnek verelim.
Fetullah Gülen'in safında yer tutabilmek adına kıyasıya yarışın olduğu dönemde, Prof. Dr. Haydar Baş; nurculuk hareketi ABD'nin Türkiye'yi dizayn etmek için içimize yerleştirdiği ajan faaliyetleridir ve nihai hedefi, üniter yapımızı parçalamaktır, diyerek milletimizi aydınlatmaya çalışmıştı.
ABD'nin 1990 yıllarında Irak devletine yaptığı operasyonu herkes tasvip ederken, Prof. Dr. Haydar Baş; ABD'nin nihai hedefi Türkiye'dir, ABD bizim stratejik dostumuz değildir, dikkatli olmalıyız, çıkışıyla milletimizi uyanık olmaya çağırıyordu.
Siyasilerin sağ sol çatışmalarına odun taşıdığı seksenli yılları çok iyi hatırlarım.
Prof. Dr. Haydar Baş o yıllarda dikkat edin, dikkatli olun, bizi kamplara ayıracaklar, birbirimize düşman edecekler, kardeşkanı akıtacaklar, bütün bunlar ABD'nin işine yarayacak diyordu.
Devamla, Müslüman olmak veya olmamak ve İslam, ne sağın ne de solun arka bahçesi değildir.
Sağ ve sol Türk milletinin birliğini bozmak için üretilmiştir, oyuna gelmeyin uyarısında bulunuyordu.
Türkiye'de, askerle milleti, milletle devleti karşı karşıya getirerek çatışma ortamı oluşturulmaya çalışıldığı dönemde, Prof. Dr. Haydar Baş; Türk milleti olarak siviliyle, askeriyle, devletiyle bir bilek bir yüreğiz. Bizi ayırmak isteyenler bilin ki onlar bizden değillerdir. Dış güçlerin ekmeğine yağ sürüyorlar, diyerek yine Türk milletini uyarıyordu.
Prof. Dr. Haydar Baş liyakatiyle, olayları iyi okuyan, öngörü sahibi olan, başımıza gelecek belaları önceden haber verip uyaran, sadece uyarmakla kalmayıp çözüm de üreten yüksek ahlak anlayışıyla; milletin tümünü sağ sol demeden, inanan inanmayan ayrımı yapmadan, ovadakini de, dağdakini de baba şefkatiyle kucaklayan ve kendi yararına devletin faydasına kazandırmak için çalışandı. Bu uğurda zerre kadar taviz vermeyen örnek insandı.
Atatürk'e teslimiyet gösterenler, gerçek teslimiyetin örneklerini vermişlerdir. Liyakat ehline gösterilen teslimiyet bize zaferler kazandırmıştır.
Prof. Dr. Haydar Baş'a başta siyasiler olmak üzere Türk milleti kulak vermiş olsaydı, bugün Türkiye'de bambaşka şeyleri konuşmuş olurduk.
Ne mutlu Atatürk ilkelerine sımsıkı sarılanlara. Ne mutlu bu asırdaki hoca Atatürk, Prof. Dr. Haydar Baş'a inananlara.
Ne mutlu bıraktıkları siyasi mirasa sahip çıkanlara.
Böyle liyakat ehlini tanıyıp uyanlara selam olsun.
- Liyakat mı yoksa teslimiyet mi? / 02.11.2024
- İslam düşmanı, hem de Osmanlı paşası! / 01.11.2024
- Cumhuriyet Bayramı’nın hatırlattıkları / 30.10.2024
- Samimiyetinizin turnusolü, Said Nursi’dir / 28.10.2024
- Birliğimizi planlı olarak bozuyorlar / 27.10.2024
- Sayın Özel, vatandaşlarımızı niye ayrıştırıyorsunuz? / 26.10.2024
- ABD kurulan Kürt devletini bizden resmen tanımamızı istiyor / 25.10.2024
- FETÖ, Atatürk’ü deccal olarak görüyordu / 23.10.2024
- FETÖ, Atatürk’ü deccal olarak görüyordu / 23.10.2024