Latin Amerika darboğazda
ABD'nin arka bahçesi olarak gördüğü, sayısız askeri darbeye giriştiği Latin Amerika, patlama noktasına gelmiş bulunuyor. Bölgenin en ciddi sorunu ise zenginle yoksul arasındaki gelir uçurumu olarak öne çıkıyor. Neo-liberal politikalar Latin Amerika'yı tüketiyor





Latin Amerika'da son dönemde yaşanan sorunlar, hiçbirimizin görmezden gelemeyeceği kadar büyük önem taşıyor. Bolivarcılık, neo-liberalizm, demokrasi, darbe, enflasyon, IMF, ABD, grev, direniş, başkaldırı, uyuşturucu kaçakçılığı, geçici cumhurbaşkanı gibi kavram ve terimler havalarda uçuşuyor.
Amerika'nın (Latince kökenli diller konuşan ve Katolik inancına sahip) Avrupa devletleri tarafından 'keşfedilen', 'fethedilen' ve sömürgeleştirilen bölgelerine 'Latin Amerika' deniliyor. Latin Amerika'yı Orta ya da Güney Amerika ile ya da bu iki bölgenin bileşkesiyle sınırlamak doğru değil; zira Kuzey Amerika'da anlı şanlı Meksika yer alıyor. Peki, Latin Amerika'da son dönemde neler oluyor da Bolivya'nın seçilmiş cumhurbaşkanı ülkesini terk etmek durumunda kalıyor? Ya da Venezuela'da seçimle işbaşına gelen Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro sapasağlam görevinin başındayken, nasıl oluyor da meclis başkanı bir parkta sağ elini kaldırarak ant içip milli marş söyleyerek kendini devlet başkanı ilan ediyor ve demokratlıkta sınır tanımayan Batı ülkeleri bu girişimi destekleyerek onu meşru başkan olarak tanıyor?
Brezilya'nın son iki başkanı nasıl oluyor da hapse giriyor? Dünyada seçimle işbaşına gelen ilk marksist cumhurbaşkanı olan Şilili Salvador Allende nasıl oluyor da göreve gelişinin üçüncü yılı dolmadan kendi ordusunca kuşatılan başkanlık sarayında ölüyor? Nasıl oluyor da Latin Amerika'nın birçok yerinde aynı anda gerilim tırmanıyor ve şiddet içeren protesto gösterileri bölgenin gündemine oturuyor?
Sorunların sebepleri aynı
Tüm bu gelgitlerin ve çalkantıların temelinde sağ ile sol arasında yaşanan çatışmaların, zenginle yoksul arasındaki gelir dağılımı eşitsizliğinin ya da bir türlü ulaşılamayan adaletin yattığını savunanlar var. Sıkıntıların temelinde kokadan kenevire, kahveden kakaoya, her tür tahıldan mısıra, muzdan, mangodan ananasa kadar her türlü ürünün yılda birkaç kez alınabildiği geniş ve bereketli toprakların olduğunu düşünenler de var. Hatta bu verimli toprakların altında yatan bakırı, gümüşü, altını, lityumu, kömürü ve petrolü suçlayanlar da var.
Ülke ülke sorunlar
Venezuela: Venezuela 20. yüzyıl başlarında petrol üretiminin başlamasıyla talihi değişen bir ülke. Talihin değişmesi ise bilindiği üzere her zaman hayra alamet olmayabilir. Halihazırda dünyada kanıtlanmış en büyük petrol rezervlerine sahip olan bu ülke, bugün itibarıyla yüzde 200 bin oranındaki enflasyonla iç içe yaşıyor. Ülke ekonomisi büyümüyor, aksine küçülüyor. 2018 yılında kaydedilen küçülme oranı yaklaşık yüzde 18. Ülke yönetimi Hugo Chavez döneminden bu yana ABD'den uzaklaşıp sol eğilime ait söylem ve eylemler ortaya koydukça, ülkenin iktisadi ve toplumsal dengeleri altüst oldu. ABD nezdindeki Venezuela devletine ait hesaplarda bulunan milyarlarca doları, kerameti kendinden menkul Juan Guaido'nun emrine tahsis etti. Guaido halen meşruiyeti meçhul şekilde cumhurbaşkanlığı iddiasını sürdürüyor. Dünyanın en verimli toprakları üzerine kurulu, petrol, doğalgaz, altın ve elmas madenleriyle tanınan, dünyanın en zengin ülkesi olabilecek Venezuela, bugün Latin Amerika'nın en çok göç veren ülkesi. Dört milyon Venezuelalı ülkesini terk etti; kalanlar ise her geçen gün yeni sorunlarla karşı karşıya.
Şili: Şili dünyada üretilen toplam bakırın yüzde 30'unu tek başına üreten bir ülke. Latin Amerika'nın hemen her yerinde yaşanan eşitsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlik Şili'yi de vurdu. Bir Şilili akademisyenin deyişiyle, "Askeri bir diktatörlükten kurtulan Şili, kendini neo-liberal bir diktatörlüğün kıskacında buldu". Sağlık harcamaları azaldıkça sigortalıların alabilecekleri sağlık hizmetleri özelleşti ve paralı hale geldi. Üniversite ödenekleri kısıtlandıkça devlet üniversiteleri birer özel eğitim kurumuna dönüştü. İşte bu tablo içerisinde, Ekim ayı başında toplu taşımaya yapılan 25-30 kuruşluk zam bardağı taşıran son damla oldu ve bir anda başlayan sokak gösterileri ülke çapında bir isyana dönüştü.
Kolombiya: Kolombiya'da, eski Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) ile yapılan barış anlaşmasının tam olarak uygulanmadığı iddiaları ve toplum liderlerine yönelik suikastlerin devam etmesi gibi nedenlerin halkta oluşturduğu hoşnutsuzluğun yanı sıra hükümetin ücretler ve emeklilikle ilgili planladığı değişiklikler karşısında ilan edilen genel grevler çerçevesindeki protesto gösterileri yaklaşık bir aydır devam ediyor. Ülkede günlerdir birçok kentte gerçekleştirilen yürüyüşlerin yanı sıra 21-27 Kasım ve 4 Aralık'ta 3 genel grev ilan edildi. Latin Amerika'da son dönemde Peru, Ekvador ve Bolivya kitle hareketleriyle gündeme geldi.
HABER MERKEZİ































































































