Kur’an ayetlerinde Hz. Mehdî (a.s. ) -2-
“Allah Teâlâ’nın, ‘Göklerde ve yeryüzünde ne varsa, istese de istemese de O’na teslim olmuştur’ buyruğu hakkında İmam Mûsâ Kâzım’dan (aleyhi’s-selâm) sorduğumda şöyle buyurdular
01.07.2024 18:09:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ayaşî, yine kendi senediyle İbn-i Bükeyr'den şöyle nakleder: "Allah Teâlâ'nın, 'Göklerde ve yeryüzünde ne varsa, istese de istemese de O'na teslim olmuştur' buyruğu hakkında İmam Mûsâ Kâzım'dan (aleyhi's-selâm) sorduğumda şöyle buyurdular:
Bu ayet Hz. Mehdî hakkında nâzil olmuştur. Kıyam ettiğinde tüm yeryüzündeki Yahudiler, Hıristiyanlar, Sabiîler, zındıklar, mürtedler ve kâfirlere İslam'ı sunacaktır.
Kendi rızasıyla Müslüman olanları namaz, zekât gibi bir Müslüman'a farz olan amelleri yapmaya mükellef kılacaktır; İslam'ı kabul etmeyenleriyse katledecektir. Artık yeryüzünde 'Allah birdir!' demeyen kimse kalmayacaktır."
Hanefî mezhebi ulemâsından olan Hâce Kelan Kunduzî "Yenâbiu'l-Mevedde" adlı eserinin 421. sayfasında şöyle yazıyor:
"Rifaa b. Mûsâ, mezkûr ayetle ilgili olarak, Hz. İmam Sâdık'ın (aleyhi's-selâm) şöyle buyurduğunu rivâyet eder: Hz. Mehdî'nin kıyam ettiği zamanda yeryüzünde Allah'ın birliğine (La ilahe illallah) ve Hz. Resûlullah'ın O'nun Peygamberi olduğuna (Muhammedun Resûlullah) şahadet getirme sesinin yükselmediği hiçbir bölge kalmayacaktır."
"Ey iman edenler! Allah'a, Peygambere ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin..."
Câbir b. Abdullah Ensârî şöyle der: "Allah (c.c.), Hz. Peygamber'e, 'Ey iman edenler! Allah'a, Peygamber'e ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin' ayetini nâzil buyurduğunda, 'Ya Resûlallah, Allah'ı ve Resûlünü tanıyoruz, itaatinin Sana itaat demek olduğu o emir sahipleri kimlerdir peki?' diye sordum.
Resûlullah: 'Onlar Benim halifelerim, Benden sonra Müslümanların İmamlarıdırlar ey Câbir!' buyurarak şöyle eklediler:
'Onların ilki Ali b. Ebu Tâlib'dir, sonra Hasan ile Hüseyin, ardından da Ali b. Hüseyin ve Tevrat'ta Bâkır adıyla tanınan Muhammed b. Ali gelir. Sen de onu göreceksin ey Câbir; onu gördüğün zaman kendisine Benim selamımı ilet.
Onu, Ca'fer b. Muhammed Sâdık izler; ondan sonra da Mûsâ b. Ca'fer, Ali b. Mûsâ, Muhammed b. Ali, Ali b. Muhammed, Hasan b. Ali gelir ve onu da adı ve künyesi Benim adım ve künyem olan, Allah'ın yeryüzündeki son Hüccet'i ve kulları arasında bıraktığı son İmam, yani Hasan b. Ali'nin oğlu izler, Allah Teâlâ O'nun eliyle yeryüzünün doğusunu ve batısını fethedecektir.
O, dostları ve sevenlerinden gizlenip Gaybet'e çekilecektir. Onun Gaybet'te bulunduğu dönemde, kalbi Allah Teala tarafından iman için denenip sınanmış (ve bu sınavı yüz akıyla verebilmiş) olan kimseden başkası O'nun imametine olan inancını sürdüremeyecektir.'"
Câbir hadisin devamını şöyle anlatır: "Ya Resûlallah! Sevenleri ve dostları O'nun Gaybet'te bulunduğu dönemde kendisinden faydalanabilecekler mi?" diye sordum.
Resûlullah buyurdular ki: "Beni peygamberlikle görevlendirene yemin olsun ki, evet; güneş bulutun ardında kalınca onun ışığından faydalanıldığı gibi, Gaybet çağında da insanlar O'nun velâyetinden faydalanacak ve O'nun ışığıyla aydınlanacaklardır. Ey Câbir, bu, Allah'ın gizli sırlarından ve saklı ilimlerindendir, ehli olmayandan bu sırrı gizle!"
Ayrıca İmam Muhammed Bâkır'dan söz konusu ayetle ilgili olarak şöyle rivâyet edilir:
"Kastedilen, özellikle biziz; Allah Teâlâ insanların kıyamete kadar bize itaat etmesini emretmiştir."
"... ve Biz yeryüzünde zayıf kılınanlara lutufta bulunmak, onları önderler ve mirasçılar kılmak istiyoruz..."
İbn-i Ebi'l-Hadid bu ayetle ilgili şöyle diyor: "Bizim büyükler, bu ayetin, bütün ülkeleri fethedecek bir İmam'ın zuhûr edeceğinin vaadi olduğu görüşündedirler."
"Ve bunu (imameti) insanlar Allah'a dönsün diye O'nun (Hz. İbrahim'in) ardında (soyunda) kalıcı bir kelime olarak kılıp bıraktı."
Ebu Hureyre'den şöyle nakledilir: "Resûlullah'a (sallallâhu aleyhi ve âlih), 'Ve bunu O'nun soyun¬da kalıcı bir kelime kıldı' ayeti hakkında sordum, şöyle buyurdular:
'Allah Teâlâ, İmamları, Hüseyin'in soyunda bırakmıştır. İmamlardan dokuzu O'nun soyundan gelecektir; bu ümmetin Mehdî'si de işte bunların arasındadır.
Bütün hayatı Kâbe'nin rüknüyle Makam-ı İbrahim arasında geçen biri dahi Benim soyuma kin duyuyor olarak Allah Teâlâ'nın huzuruna çıkarsa (ölürse), ateşe atılacaktır.'" (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Bu ayet Hz. Mehdî hakkında nâzil olmuştur. Kıyam ettiğinde tüm yeryüzündeki Yahudiler, Hıristiyanlar, Sabiîler, zındıklar, mürtedler ve kâfirlere İslam'ı sunacaktır.
Kendi rızasıyla Müslüman olanları namaz, zekât gibi bir Müslüman'a farz olan amelleri yapmaya mükellef kılacaktır; İslam'ı kabul etmeyenleriyse katledecektir. Artık yeryüzünde 'Allah birdir!' demeyen kimse kalmayacaktır."
Hanefî mezhebi ulemâsından olan Hâce Kelan Kunduzî "Yenâbiu'l-Mevedde" adlı eserinin 421. sayfasında şöyle yazıyor:
"Rifaa b. Mûsâ, mezkûr ayetle ilgili olarak, Hz. İmam Sâdık'ın (aleyhi's-selâm) şöyle buyurduğunu rivâyet eder: Hz. Mehdî'nin kıyam ettiği zamanda yeryüzünde Allah'ın birliğine (La ilahe illallah) ve Hz. Resûlullah'ın O'nun Peygamberi olduğuna (Muhammedun Resûlullah) şahadet getirme sesinin yükselmediği hiçbir bölge kalmayacaktır."
"Ey iman edenler! Allah'a, Peygambere ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin..."
Câbir b. Abdullah Ensârî şöyle der: "Allah (c.c.), Hz. Peygamber'e, 'Ey iman edenler! Allah'a, Peygamber'e ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin' ayetini nâzil buyurduğunda, 'Ya Resûlallah, Allah'ı ve Resûlünü tanıyoruz, itaatinin Sana itaat demek olduğu o emir sahipleri kimlerdir peki?' diye sordum.
Resûlullah: 'Onlar Benim halifelerim, Benden sonra Müslümanların İmamlarıdırlar ey Câbir!' buyurarak şöyle eklediler:
'Onların ilki Ali b. Ebu Tâlib'dir, sonra Hasan ile Hüseyin, ardından da Ali b. Hüseyin ve Tevrat'ta Bâkır adıyla tanınan Muhammed b. Ali gelir. Sen de onu göreceksin ey Câbir; onu gördüğün zaman kendisine Benim selamımı ilet.
Onu, Ca'fer b. Muhammed Sâdık izler; ondan sonra da Mûsâ b. Ca'fer, Ali b. Mûsâ, Muhammed b. Ali, Ali b. Muhammed, Hasan b. Ali gelir ve onu da adı ve künyesi Benim adım ve künyem olan, Allah'ın yeryüzündeki son Hüccet'i ve kulları arasında bıraktığı son İmam, yani Hasan b. Ali'nin oğlu izler, Allah Teâlâ O'nun eliyle yeryüzünün doğusunu ve batısını fethedecektir.
O, dostları ve sevenlerinden gizlenip Gaybet'e çekilecektir. Onun Gaybet'te bulunduğu dönemde, kalbi Allah Teala tarafından iman için denenip sınanmış (ve bu sınavı yüz akıyla verebilmiş) olan kimseden başkası O'nun imametine olan inancını sürdüremeyecektir.'"
Câbir hadisin devamını şöyle anlatır: "Ya Resûlallah! Sevenleri ve dostları O'nun Gaybet'te bulunduğu dönemde kendisinden faydalanabilecekler mi?" diye sordum.
Resûlullah buyurdular ki: "Beni peygamberlikle görevlendirene yemin olsun ki, evet; güneş bulutun ardında kalınca onun ışığından faydalanıldığı gibi, Gaybet çağında da insanlar O'nun velâyetinden faydalanacak ve O'nun ışığıyla aydınlanacaklardır. Ey Câbir, bu, Allah'ın gizli sırlarından ve saklı ilimlerindendir, ehli olmayandan bu sırrı gizle!"
Ayrıca İmam Muhammed Bâkır'dan söz konusu ayetle ilgili olarak şöyle rivâyet edilir:
"Kastedilen, özellikle biziz; Allah Teâlâ insanların kıyamete kadar bize itaat etmesini emretmiştir."
"... ve Biz yeryüzünde zayıf kılınanlara lutufta bulunmak, onları önderler ve mirasçılar kılmak istiyoruz..."
İbn-i Ebi'l-Hadid bu ayetle ilgili şöyle diyor: "Bizim büyükler, bu ayetin, bütün ülkeleri fethedecek bir İmam'ın zuhûr edeceğinin vaadi olduğu görüşündedirler."
"Ve bunu (imameti) insanlar Allah'a dönsün diye O'nun (Hz. İbrahim'in) ardında (soyunda) kalıcı bir kelime olarak kılıp bıraktı."
Ebu Hureyre'den şöyle nakledilir: "Resûlullah'a (sallallâhu aleyhi ve âlih), 'Ve bunu O'nun soyun¬da kalıcı bir kelime kıldı' ayeti hakkında sordum, şöyle buyurdular:
'Allah Teâlâ, İmamları, Hüseyin'in soyunda bırakmıştır. İmamlardan dokuzu O'nun soyundan gelecektir; bu ümmetin Mehdî'si de işte bunların arasındadır.
Bütün hayatı Kâbe'nin rüknüyle Makam-ı İbrahim arasında geçen biri dahi Benim soyuma kin duyuyor olarak Allah Teâlâ'nın huzuruna çıkarsa (ölürse), ateşe atılacaktır.'" (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.