Kuraklık fena korkutuyor
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye'de Kasım ayı yağışları normale göre yüzde 49 azaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Kasım'daki kabine toplantısı sonrasında kuraklık tehlikesine dikkat çekti. Trakya'da yaşanan kuraklık nedeniyle Çanakkale'de su tüketimi konusunda uyarı yapıldı.
10.12.2020 18:19:00





RECEP BAHAR / DETAY HABER
Eğer yeterli yağmur ve kar yağmazsa, önümüzdeki yıl koronavirüs salgınının yanı sıra kuraklık da Türkiye'nin ana gündemi olacak. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün 2020 Yılı Kasım Ayı Alansal Yağış Raporu'na göre kurak bir yıl geçiren Türkiye'de Kasım ayı yağışları normale göre yüzde 49 azaldı. Aralık ayı Kasım'dan da kötü... Örneğin 16 milyon insanın yaşadığı megakent İstanbul'da önümüzdeki 15 günlük hava tahminine bakıldığında sadece yağmur geçişleri görülüyor. Kentte hava sıcaklıkları 12-17 derece arasında seyredecek!
Marmara Bölgesi risk altında
Kasım ve Aralık aylarında kuraklıkla ilgili gelişmelere bakıldığında Marmara Bölgesi'nin ciddi risk altında olduğu görülüyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden 1 Aralık'ta yapılan açıklamada geçen yıldan bu yana hissedilen kuraklığın Bursa'nın içme suyu rezervlerini olumsuz etkilediği, barajlardaki su miktarının günden güne azaldığı vurgulanmıştı. Meteoroloji verilerine göre Bursa son 100 yılın en kurak 5'inci yılını yaşıyor! Kente içme suyu sağlayan Nilüfer Barajı'nda su seviyesi yüzde 5'in, Doğancı Barajı'nda ise yüzde 40'ın altına geriledi. Büyükşehir açıklamasında "Bursa'nın bir su krizi ile yüzleşmek zorunda kalabilme ihtimali noktasında alarm veriyor" ifadesinin kullanılması dikkat çekti. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, barajlardaki su seviyesine dikkati çekerek, vatandaşları su tasarrufu konusunda duyarlı olmaya davet etti. Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) geçen yıl Eylül ayından itibaren derin su kuyuları ile şebekeye takviyede bulunuyor.
Çanakkale'de su kısıtlaması başladı
Çanakkale'nin tek içme ve kullanma suyunu karşılayan ve toplamda 54 milyon metreküp kapasitesi bulunan Atikhisar Barajı'nda su miktarının 12 milyon metreküpe düşmesi nedeniyle Çanakkale Belediyesi, kritik kararlar aldı.
Buna göre, şehir şebeke suyu kullanılarak hortumla araç, halı ve kilim yıkanması yasaklandı, sanayi tesislerindeki kullanımlarda kısıtlamaya gidilmesi, bahçe sulamalarında kuyu suyu kullanılmasının teşvik edilmesi ve damlama sistemi kullanılması kararı alındı. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, "Ellerimizi yıkarken, dişimizi fırçalarken bile çok dikkatli olmamız lazım. Bir avuç sudan ne olacak dememek lazım" diye konuştu.
Trakya susuz kalabilir
Trakya'da bulunan Ergene Havzası da bu yıl kuraklıktan şiddetli etkilendi. Tekirdağ'da bulunan Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Ergene Havzası'nda yağışların azlığı, aşırı sanayileşme ve şehirleşme nedeniyle su kaynaklarının tükenme noktasına geldiği uyarısında bulundu. Tecer, "Tekirdağ genelinde yaklaşık 16-17 milyon metreküp yer altı suyu rezervi kaldığını Devlet Su İşleri (DSİ) ve diğer kaynaklardan görüyoruz'' ifadelerini kullandı. Bölgede atık suların yeniden arıtılarak kullanılması gerektiğini vurgulayan Tecer, "Günümüz teknolojilerinde kullanılan atık suların geri kazanılması mümkün. Bu bölgede günde 460 bin metreküp su, sanayi tesislerinde kullanılıyor. Bunun yüzde 92'si yer altı sularından temin ediliyor ve bu çok yüksek bir rakam" değerlendirmesinde bulundu. Kuraklık yağmurun ve kar yağışının yoğun olduğu Bolu'yu bile etkiledi. Bolu'daki Gölköy Barajı'nda doluluk oranı, yağışların mevsim normallerinin altında olması nedeniyle yüzde 22 seviyesine kadar geriledi!
Ege'de de işler ters gidiyor
Kuraklık Ege Bölgesi'ni de olumsuz etkiliyor. Bölge, 2006-2007 sezonundan bu yana en az yağışın düştüğü ikinci dönemi geçiriyor. Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürü Burak Aslay, Manisa'nın kente içme suyu sağlama anlamında baraj depolama tesisi bulunmadığını, genelde içme suyunu yer altı sularıyla elde ettiklerini belirterek, "Manisa'da yaklaşık 1.5 milyon kişiye içme suyu temin ediyoruz. 2 binin üzerinde sondajımız var. Sadece son 5 yılda 400'ün üzerinde yeni sondaj açtık. Her geçen gün sondajlarımız kuruyor ya da yer altı suları daha derinlere iniyor. 15-20 yıl önce 50 metrelerde ulaştığımız suya bugün 350-400 metrelerde ulaşıyoruz" dedi. Aslay, kentin içme suyunu temin edilmesi noktasında baraj kurulması çalışması da yaptıklarını belirterek, "Yağışların azalması barajlardaki suları da tükenme noktasına getirdi. Eğer yağışlar istenilen düzeyde olmazsa önümüzdeki yaz, gıda ürünlerinin yetiştirilmesinde ciddi sıkıntılar bizleri bekliyor" diye konuştu.
Su tasarrufu konusuna değinen Aslay, dikkat edilmezse sıkıntılı bir sürecin yaşanabileceğini belirterek, 2021'in 'Susuzlukla Mücadele Yılı' veya 'Su Tasarrufu Yılı' ilan edilmesini önerdiklerini söyledi. Bölgede Gediz Ovası'nı sulayan Demirköprü Barajı da boş
Kuraklık olağan hale gelecek
İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "Kurak bir iklime gidiyoruz. Az kar yağışı ve az kış. Kış ve kar kuraklığı önemli iki tehlike. O yüzden yaşam tarzımızı değiştirmemiz lazım. Suyu az tüketmek, mümkünse geri kullanmak, mümkünse yeniden kullanmak gerekiyor. Kuraklıkta risk yönetimi vardır, kriz yönetimi yoktur. Su bittiği zaman yapacak bir şey kalmaz. O yüzden Türkiye'de benim gördüğüm eksiklik, şehirlerimizin kuraklıkla mücadele planı yok. Kuraklıkla mücadele sadece tarımda var. Aslında şehirlerin de olması lazım" dedi. Kuraklığın depremden tehlikeli olduğunu dile getiren Kadıoğlu, kuraklığın doğa kaynaklı 31 afetin en tehlikelisi olduğunu belirtti. Kadıoğlu'nun çözüm önerileri arasında yağmur suyunun hasat edilmesi de yer alıyor. Kadıoğlu, "Özellikle binaların çatılarından gelen yağmur sularını sarnıçlarda depolayıp kullanım suyu olarak değerlendirilmesine yönelik düzenlemeler yapılmalı. İçme suyu ile kullanım suyu birbirinden mümkün olduğunca ayrılmalı. Bu önlem, şiddetli yağmurlarda cadde ve sokakların hemen birer dereye dönüşmesini de engelleyecektir. Allah korusun eğer kuraklık üç yıl peş peşe devam ederse tam bir felaket olur. Bir senenin kurak geçmesinin sosyo-ekonomik etkileri tolere edilebilir ama daha uzun sürerse başta tarım ve hayvancılık olmak üzere her şey biter. Dünya'da iklim göçlerine örnek gösterilen Osmanlı zamanındaki Celali İsyanları gibi bir durum. Yani doğru önlemleri zamanında almazsak tarih tekerrür eder" görüşünü seslendiriyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.