Siz tam manasıyla Hak'tan gafilsiniz. Hemen uyanmanız, gaflet hâlinizi bırakmanız lazım. Mescitlere girin. Orada Peygamber'e (s.a.v) salât ve selâm getirin. Korkmayın, orada sizi yiyen olmaz. Maneviyatınız kuvvet bulur. Afetlerden kurtulursunuz.
Peygamber (s.a.v) Efendimiz: "Gökten ateş yağınca, kurtulacak bir kişi de olsa, namaz ehli olur." buyuruyor.Namaza durduğunuz zaman halkla ilginizi kesiniz. Hak'la olunuz. Peygamber (s.a.v) Efendimiz:"Kulun, Allah'a en yakın anı secde hâlidir." buyuruyor.Sana yazık oluyor. Nereye tevil ve ruhsat arıyorsun? Ne için kolaylık bekliyorsun? Bu hâlin nice zaman sürer? Tevil yoluna sapan, Hakk'ı inkâr ediyor demektir.***Vah bize! Azimet sahibi olarak Hak ve hakikatin peşinde koşsaydık bu hâle düşmezdik. İyi işler peşinden gitseydik Allah yardımcımız olurdu. Bizi kurtarırdı. Nasıl oldu da böyle azimeti bıraktık? Gayret ve fedakârlık gitti. Fedakârlık kayboldu. Herkes işin kolayını arıyor. Ortalık riyakârla doldu. Görsünler ve desinler için iş yapılıyor. Nifak işleri bol, kimsenin işi içine uygun olmuyor, özü ve sözü bir olan kalmadı. Ne olacak hâlimiz? Mallar haksız yere alınıyor. Namaz kılan çok, hakikisi yok! Hacı desinler diye Kâbe'ye gidiyor. Hareketleri niyetine göre olduğu için fayda bulamıyor. Bir iki iyi iş tutsa da kullar için yapıyor, Hakk'ı gözetmiyor. Şu devrin insanları için en ince iş, halkın peşinde koşmak oldu. Hâlık, gözlerinde yok. O'nun sevgisi ruhlarından silindi.***Hepinizin kalbi ölü, öldürdünüz kalbinizi. Yaptığınız hatalar onu perişan etti. Nefsinizi dirilttiniz. Hatalarınız buna sebep oldu. Şahsî arzularınız, her işin başında geldi. Yalnız dünyayı talep eder oldunuz.Kalp, halkı aradan bırakınca diriliğe erer, Hak'la olur ve hayata kavuşur. Bu hâl, maddî bir tabir değildir. Hak'la olmak, emrine uymak demektir. Sözümüzün mânasını kavramanız gerek. Dış görünüşüyle anlamak, yerinde bir şey değildir. Sözlerimizin değeri ve tefsiri mânevîdir. Burada maddenin sözü geçmez.Allah'ın emirlerine uyun. Yasaklarından kaçın. Kalbiniz böyle likle dirilir. Onunla belâya dayanır. Sabredin? Kaza ve kader hükümlerine boyun eğin? Bunları yaparsanız, manevî hayatın kapıları size açılır.* * *Ey evlat! O'nun işlerine boyun eğ, sonra O'nunla ol. İşin iyiliği bundan sonra başlar. Her işin bir temeli vardır. Bina temelin üzerine kurulur. Bu bina kolay kurulamaz. Üzerinde devamlı çalışmak icap eder; gece ve gündüz bir gaye uğruna harcanmalı. Aksi hâlde faydasız olur.
Fethû'r-Rabbanî, Abdülkâdir Geylanî
Peygamber (s.a.v) Efendimiz: "Gökten ateş yağınca, kurtulacak bir kişi de olsa, namaz ehli olur." buyuruyor.Namaza durduğunuz zaman halkla ilginizi kesiniz. Hak'la olunuz. Peygamber (s.a.v) Efendimiz:"Kulun, Allah'a en yakın anı secde hâlidir." buyuruyor.Sana yazık oluyor. Nereye tevil ve ruhsat arıyorsun? Ne için kolaylık bekliyorsun? Bu hâlin nice zaman sürer? Tevil yoluna sapan, Hakk'ı inkâr ediyor demektir.***Vah bize! Azimet sahibi olarak Hak ve hakikatin peşinde koşsaydık bu hâle düşmezdik. İyi işler peşinden gitseydik Allah yardımcımız olurdu. Bizi kurtarırdı. Nasıl oldu da böyle azimeti bıraktık? Gayret ve fedakârlık gitti. Fedakârlık kayboldu. Herkes işin kolayını arıyor. Ortalık riyakârla doldu. Görsünler ve desinler için iş yapılıyor. Nifak işleri bol, kimsenin işi içine uygun olmuyor, özü ve sözü bir olan kalmadı. Ne olacak hâlimiz? Mallar haksız yere alınıyor. Namaz kılan çok, hakikisi yok! Hacı desinler diye Kâbe'ye gidiyor. Hareketleri niyetine göre olduğu için fayda bulamıyor. Bir iki iyi iş tutsa da kullar için yapıyor, Hakk'ı gözetmiyor. Şu devrin insanları için en ince iş, halkın peşinde koşmak oldu. Hâlık, gözlerinde yok. O'nun sevgisi ruhlarından silindi.***Hepinizin kalbi ölü, öldürdünüz kalbinizi. Yaptığınız hatalar onu perişan etti. Nefsinizi dirilttiniz. Hatalarınız buna sebep oldu. Şahsî arzularınız, her işin başında geldi. Yalnız dünyayı talep eder oldunuz.Kalp, halkı aradan bırakınca diriliğe erer, Hak'la olur ve hayata kavuşur. Bu hâl, maddî bir tabir değildir. Hak'la olmak, emrine uymak demektir. Sözümüzün mânasını kavramanız gerek. Dış görünüşüyle anlamak, yerinde bir şey değildir. Sözlerimizin değeri ve tefsiri mânevîdir. Burada maddenin sözü geçmez.Allah'ın emirlerine uyun. Yasaklarından kaçın. Kalbiniz böyle likle dirilir. Onunla belâya dayanır. Sabredin? Kaza ve kader hükümlerine boyun eğin? Bunları yaparsanız, manevî hayatın kapıları size açılır.* * *Ey evlat! O'nun işlerine boyun eğ, sonra O'nunla ol. İşin iyiliği bundan sonra başlar. Her işin bir temeli vardır. Bina temelin üzerine kurulur. Bu bina kolay kurulamaz. Üzerinde devamlı çalışmak icap eder; gece ve gündüz bir gaye uğruna harcanmalı. Aksi hâlde faydasız olur.
Fethû'r-Rabbanî, Abdülkâdir Geylanî
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.