Kızılay Başkanı’nın arkasında hangi güç var?

6 Şubat depremi öncesi 'Kızılay Başkanı' denince aklıma ilk gelen Kızılay'a üzerinden ABD'ye havale edilen milyonlarca dolardı.

Malum Başkan konu medyaya düşünce çıkmış ve bu havaleyi 'vergi kaçırmak değil de vergiden kaçınmak olarak anlamak lazımdır' demişti.

Yani çok iyi bilinen birileri, Kızılay üzerinden yine çok iyi bilinen yurt dışındaki kurumlara para aktarıyor, böylece hem vergiden muaf oluyor, hem de malumların gözüne giriyordu. Kızılay Başkanı da buna aracılık yapıyor, huzur buluyordu.

Ama her şey kanuna uydurulduğu için yargı görevini yapamıyordu. Muhalefet ise bu skandalı derin analiz etmek yerine siyasi malzeme haline getirip hükümete yükleniyordu.

Kızılay Başkanı, denince aklıma gelen ikinci şey ise 2020 yılında deprem sırasında 'yapılması gereken' önerisi.

Başkan Kınık, vatandaşa, "Şu anda burada Allah göstermesin ama 7 şiddetinde bir deprem olsa, (kürsüyü sallıyor) şu an sallanıyoruz ne yaparız, ne yapıyoruz? Kelime-i şehadet getiriyoruz' diyerek yapılması gerekeni anlatıyordu.

Ve gün geldi 7,7 ve 7.6'lık iki deprem başımıza geldi. Eminim ki, bütün iman edenlerin ilk yaptığı şey Kelime-i Şehadet getirmek olmuştur.

Peki, 'Kelime-i Şehadet' tavsiyesinde bulunan Kızılay Başkanı bu afette ne yapıyormuş?

Çadır satıyormuş, gıda satıyormuş.  

Kızılay Başkanı, bu satışı sağa çevirdi, sola çevirdi ve sonunda kabul etti. Bu satış skandalın ötesinde bir durumdu. 

Herkes 'onurlu bir duruş' bekliyor ve Başkanı istifaya davet ediyordu. Hatta Cumhur İttifakından bile istifa et, sesleri bile geldi.

Daha ilginç olan ise bu gündem iktidar partisine siyasi olarak zarar vermesine rağmen Sayın Erdoğan ve kurmaylarından ne açıklama ne de icraat adına ses çıkmıyordu. 

Ama Kızılay Başkanı Kerem Kınık, 'istifa edecek misiniz' sorusuna, 'Ortaya böyle bir başarı konulmuşken goygoycuların lafı ile hareket etmem' cevabını veriyordu. Sayın Başkan, kimin emriyle hareket edersin? 

Kızılay Başkanı'nı bu kadar kendinden emin kılan kim? Kınık'ın arkasında hangi güç var?

Yoksa Kınık, 15 Temmuz gerçeklerine mi güveniyor? Malumunuz Hulusi Akar, Genel kurmak Başkanı'ydı. Darbe teşebbüsü olacağını bilmiyordu ve yaveri tarafından rehin alınmıştı.

Sayın Erdoğan'a o günlerde, 'Hulusi Akar'ı görevden alacak mısınız' sorusu sorulmuş, Sayın Erdoğan'da, 'dere geçerken at değiştirilmez' cevabını vermişti.

Hulusi Akar görevine devam etmiş, emekliliğinin ardından Milli Savunma Bakanı olarak atanmıştı. Acaba Kerem Kınık'ın böyle bir hayali mi var?

Fatih Altaylı 

"Kerem Kınık. Laf ebeliği ile üste çıkmaya çalışma. Senin nasıl biri olduğunu tüm ülke gördü. Yakınlarına çoklar sağlayan tipik bir nepotiksin. Araziye uy da utanma duygun barmış gibi yap. Kavga edersen sahiplerin seni biraz daha görevde tutarlar zannediyorsun. Yanılıyorsun koçum".

Menzil-Bahçeli-Soylu

Depremin 9'cu günüydü. Devlet Bahçeli, "Devletin ve hükümetin hakkını teslim etmek lazımdır. Devletin yapamadığı ne vardır da Ahbapçılar, Babalacılar akbaba gibi kanat çırpmaktadır' diyordu.

Bahçeli'den ilham alan Süleyman Soylu ise "Devletle eş koşmaya çalışan varsa gereği yerine getirilir, getirilecektir' demişti.

Bir aydan fazla zaman geçti. 'Kayıp çocuklar, sahipsiz çocuklar' başlıkları gönüllerdeki depremleri hiç bitirmedi.

En son Aile Bakanı Derya Yanık, Menzil'in köyünde 1100 çocuk kalıyor iddiaları için "Aileler, çocuklarını diledikleri yerde bulundurabilirler. Karışacak halimiz yok. İstismar, ihmal yoksa görevimiz başlamaz" dedi.

Sayın Bahçeli! Devletin yapamadığı ne vardı da Menzil devreye girdi?

Sayın Soylu! Vatandaş neden devletine değil de başka bir yapıya çocuklarını emanet ediyor? Bu eş koşmak değil midir?

Şarkı da çalıntı çıktı

Erdoğan'ın, mitinglerinde söylediği 'Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda' şarkısı için, 9 yıldır süren davada mahkemeden karar çıktı. 

Mahkeme, AKP'nin, şarkının bestecisine tazminat ödemesine karar verdi.