Süfyân Sevrî hazretleri sâde yaşamayı sever, aza kanâat eder, fakirlere çok îtibâr gösterirdi. Bir gün elinde bulunan bir ekmekten hem kendisinin yediğini, hem de yanında bulunan bir köpeğe yedirdiğini gördüler. "Niçin böyle yapıyorsunuz?" diye soranlara; "Sabaha kadar beni bekliyor, ben de namaz kılıyorum." cevâbını verdi.Dünyâlık için devlet adamlarına hizmet eden birine Allahü teâlâya ibâdet etmesini tavsiye etti. O zât; "Âilemin geçimi ne olacak?" diye sorunca, hazreti Süfyân; "Sübhânallah! Kendisine âsî olduğun hâllerde bile rızkını kesmeyen Allahü teâlâ, kendisine itâatkâr olduğun zaman rızkını vermez mi?" buyurdu.Süfyân hazretleri; birisiyle birlikte evin kapısında duruyordu. Önlerinden, süslenmiş bir adam geçti. Arkadaşı, bu adama bakarken, Süfyânı Sevrî mâni olup; "Eğer sizler bakmamış olsanız, böyle isrâf yapmazdı. Bunun isrâf günahına siz de ortak oluyorsunuz." buyurdu.Birisi gelip; "Peygamber Efendimiz bir hadîsi şerîfinde buyuruyor ki: "Çok et yenen bir hâne halkından Allahü teâlâ nefret eder." "Buradaki hâne halkından murâd nedir?" diye sordu. Süfyânı Sevrî hazretleri; "Gıybet edenlerdir. Çünkü gıybet edenler başkalarının etini yerler." cevâbını verdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.