Değirmen taşı
Hasırcızade Mehmet ağa bir gün, Keçeci Zade Fuat Paşa'nın parmağındaki yüzüğe dikkatli dikkatli bakıyordu. Paşa sordu:
- Taşıma mı bakıyorsun?
- Evet Paşam, ne taşı diye bakıyorum.
- Elmas!
- Affedesiniz ama, bir şey soracağım: Sana kaç para getiriyor?
- Hiç!
Hasırcızade gülümseyerek:
- Benim de dedi, dede yadigarı bir çift taşım var ama, her sene bana elli altın getirir!
- Ne taşı bu?
- Değirmen taşı, Paşam!
Kardeş payı
Fatih Sultan Mehmet bir gün saraydan çıkıp ata bineceği sırada bir kalender bir kase uzatıp para istedi. Padişah, bir altın verdi. Derviş, "Padişahım ben senin kardeşin olayımda bir altın veresin. İnsaf uyar mı?" dedi. Fatih "Neden benim kardeşim oluyorsun?" diye sordu. Kalender "Adem evladı değil miyiz?" deyince Padişah "Hele şu altını al git. Eğer öteki kardeşlerimiz duyacak olursa hissene bu kadar da düşmez" cevabını verdi.
Kuru havlu
Bir gün, birkaç saat devam eden yağmurdan sonra, beraberinde kahyası ve nedimi şair Haşmet Efendi olduğu halde Ragıp Paşa bahçeye çıktı. Yağmurun her şeyi sırılsıklam hale soktuğunu gören vezir:
- Acaba, dedi bu yağmurdan sonra kuru bir şey kaldı mı?
Kahya hemen cevap verdi:
- Kulunuzun abdest havlusu. Çünkü hiç ıslandığı görülmemiştir.
Hasırcızade Mehmet ağa bir gün, Keçeci Zade Fuat Paşa'nın parmağındaki yüzüğe dikkatli dikkatli bakıyordu. Paşa sordu:
- Taşıma mı bakıyorsun?
- Evet Paşam, ne taşı diye bakıyorum.
- Elmas!
- Affedesiniz ama, bir şey soracağım: Sana kaç para getiriyor?
- Hiç!
Hasırcızade gülümseyerek:
- Benim de dedi, dede yadigarı bir çift taşım var ama, her sene bana elli altın getirir!
- Ne taşı bu?
- Değirmen taşı, Paşam!
Kardeş payı
Fatih Sultan Mehmet bir gün saraydan çıkıp ata bineceği sırada bir kalender bir kase uzatıp para istedi. Padişah, bir altın verdi. Derviş, "Padişahım ben senin kardeşin olayımda bir altın veresin. İnsaf uyar mı?" dedi. Fatih "Neden benim kardeşim oluyorsun?" diye sordu. Kalender "Adem evladı değil miyiz?" deyince Padişah "Hele şu altını al git. Eğer öteki kardeşlerimiz duyacak olursa hissene bu kadar da düşmez" cevabını verdi.
Kuru havlu
Bir gün, birkaç saat devam eden yağmurdan sonra, beraberinde kahyası ve nedimi şair Haşmet Efendi olduğu halde Ragıp Paşa bahçeye çıktı. Yağmurun her şeyi sırılsıklam hale soktuğunu gören vezir:
- Acaba, dedi bu yağmurdan sonra kuru bir şey kaldı mı?
Kahya hemen cevap verdi:
- Kulunuzun abdest havlusu. Çünkü hiç ıslandığı görülmemiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.