Kişisel gelişimde Mevlana yöntemi
Son yılların en popüler kişisel gelişim konularının başında gelen “Farkındalık” yöntemi ülkemizde de geniş yankı buldu. Tüm dünya bu uygulamaları hayatına uyarlıyor ve büyük başarılar sağlanıyor
28.02.2012 00:00:00
Kişisel Gelişim Uzmanı Oğuzhan Korkmaz, geliştirdiği “Mevlana Yöntemi” hakkında değerlendirmelerde bulundu. Tüm dünyanın artık kişisel gelişimde tasavvuf öğretilerini uyguladığını söyleyen Korkmaz, “İngiltere'de ve Amerika'da en çok satan kitaplar tasavvuf öğretilerini içeriyor. Aslında Mevlana gibi büyük alimler günümüzde çok konuşulan farkındalık ve kuantum yaşam sistemini yüzyıllar önce anlatmış” dedi.
Korkmaz, “Seyr (İzleme) adı verilen bu öğretileri kişisel gelişime “İzleme Uygulamaları” çatısı altında uyarladık ve güncel örnekler ile geliştirdik. Ortaya bir eğitim sistemi çıktı. Nefesini izleme, hareketleri izleme, kendini izleme, doğayı ve çevreyi izleme, insanları izleme, düşünceleri izleme ve duyguları izleme adı altında ana başlıklar halinde toplanan bu uygulamalar 5 seans halinde toplam 7,5 saatte danışanlara sunuluyor ve onlara ödevler veriliyor. Her bir izleme uygulaması sırasıyla yapıldığında 2-3 ay kadar kısa bir sürede hayata bakışımız kendiliğinden değişiyor ve yeni düşünce sistemimiz zihnimiz tarafından alışkanlık olarak kabul ediliyor. Düşünce sistemimiz sürekli olarak olumsuzlara ve sahip olmadıklarımıza odaklı olduğu için bu sistemi değiştirmenin tek yolu kendimize tarafsız bir gözle bakabilmek ve dışarıdan başkasının gözünden kendimizi izlemekten geçiyor” diye konuştu.
Kişisel Gelişim Uzmanı Oğuzhan Korkmaz, daha sonra şunları söyledi; “Odaklandığımız konuları izleyelim. Acaba olumsuzluklara mı odaklanıyoruz yoksa istediklerimize mi? İstediklerimize odaklanmamız isteklerimize ulaşmamızı kolaylaştıracaktır. Zihnimizde sürekli istediğimiz düşünce olduğunda, yerde bulacağımız bir broşür ya da sokaktaki bir tabela bile bizi istediğimize götürmek için yardımcı olabilir. Aklımıza birden bir fikir gelir ve onu uygulamaya başlarız. Bu fikirde bizi isteğimize götürür. Fakat hayatımızdaki dikenlere (olumsuzluklara) odaklandığımızda o broşür veya tabela hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
“Elinde olanlardan bahset can, elinde olmayanları söyleme bana.” (Mevlana).
Sahip olduğumuz meziyetler, kabiliyetler ve yatkınlıklarımızı iyi bilmeliyiz. Eteğimizdeki taşları ortaya döktüğümüzde bunlar kendiliğinden ortaya çıkar. “Kendini İzleme” uygulamalarımızda bu konulara ağırlık veriyoruz. Çünkü kendimizi bilmez isek yaptıklarımız bize ait olmayacaktır. Herkesin bir özelliği vardır. Kimi iyi bir anlatıcı, kimi iyi bir pazarlamacı kimi de iyi bir yönetici olmaya yatkındır. Fakat elinde olmayanları bilmeyen birisi kabiliyeti olmayan bir meslek seçip monoton ve başarısız bir hayata sürüklenecektir. Genellikle bu mekanizmaya alışık olmayan danışanlarımız her zaman elinde olmayanları ve olumsuzluklarını bize anlatıyor. Biz de onlara sürekli olarak ne istediğini soruyor ve sadece istediğine odaklanmasını sağlıyoruz. (İHA)
Korkmaz, “Seyr (İzleme) adı verilen bu öğretileri kişisel gelişime “İzleme Uygulamaları” çatısı altında uyarladık ve güncel örnekler ile geliştirdik. Ortaya bir eğitim sistemi çıktı. Nefesini izleme, hareketleri izleme, kendini izleme, doğayı ve çevreyi izleme, insanları izleme, düşünceleri izleme ve duyguları izleme adı altında ana başlıklar halinde toplanan bu uygulamalar 5 seans halinde toplam 7,5 saatte danışanlara sunuluyor ve onlara ödevler veriliyor. Her bir izleme uygulaması sırasıyla yapıldığında 2-3 ay kadar kısa bir sürede hayata bakışımız kendiliğinden değişiyor ve yeni düşünce sistemimiz zihnimiz tarafından alışkanlık olarak kabul ediliyor. Düşünce sistemimiz sürekli olarak olumsuzlara ve sahip olmadıklarımıza odaklı olduğu için bu sistemi değiştirmenin tek yolu kendimize tarafsız bir gözle bakabilmek ve dışarıdan başkasının gözünden kendimizi izlemekten geçiyor” diye konuştu.
Kişisel Gelişim Uzmanı Oğuzhan Korkmaz, daha sonra şunları söyledi; “Odaklandığımız konuları izleyelim. Acaba olumsuzluklara mı odaklanıyoruz yoksa istediklerimize mi? İstediklerimize odaklanmamız isteklerimize ulaşmamızı kolaylaştıracaktır. Zihnimizde sürekli istediğimiz düşünce olduğunda, yerde bulacağımız bir broşür ya da sokaktaki bir tabela bile bizi istediğimize götürmek için yardımcı olabilir. Aklımıza birden bir fikir gelir ve onu uygulamaya başlarız. Bu fikirde bizi isteğimize götürür. Fakat hayatımızdaki dikenlere (olumsuzluklara) odaklandığımızda o broşür veya tabela hiçbir anlam ifade etmeyecektir.
“Elinde olanlardan bahset can, elinde olmayanları söyleme bana.” (Mevlana).
Sahip olduğumuz meziyetler, kabiliyetler ve yatkınlıklarımızı iyi bilmeliyiz. Eteğimizdeki taşları ortaya döktüğümüzde bunlar kendiliğinden ortaya çıkar. “Kendini İzleme” uygulamalarımızda bu konulara ağırlık veriyoruz. Çünkü kendimizi bilmez isek yaptıklarımız bize ait olmayacaktır. Herkesin bir özelliği vardır. Kimi iyi bir anlatıcı, kimi iyi bir pazarlamacı kimi de iyi bir yönetici olmaya yatkındır. Fakat elinde olmayanları bilmeyen birisi kabiliyeti olmayan bir meslek seçip monoton ve başarısız bir hayata sürüklenecektir. Genellikle bu mekanizmaya alışık olmayan danışanlarımız her zaman elinde olmayanları ve olumsuzluklarını bize anlatıyor. Biz de onlara sürekli olarak ne istediğini soruyor ve sadece istediğine odaklanmasını sağlıyoruz. (İHA)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.