Kendi cellatlarını yetiştiren Türkiye

Kendi katillerine yardım ve yataklık eden birinin sizce yaşama şansı nedir? Elbette ki yüzde sıfırdır. Bir kişi için bu böyleyse bir millet, bir devlet için sizce bu oran nedir?Maalesef yanlış bir siyasetle yıllardır idare edilen Türkiye'nin hali de böyledir.Özellikle AKP iktidarı döneminde;Çözüm süreci adı altında yürütülen çalışmalar 40 bin insanımızın canına mal olan PKK terörünü Türkiye'nin her noktasında etkin hale dönüştürdü ve masa başında müzakere edilen bir muhatap haline getirdi.Diğer taraftan uygulanan talimatlı ve taşeron politikalar, Türkiye'yi yönetenleri, içinde Türkiye'nin de bulunduğu İslam dünyasını batı adına, İsrail adına kan gölüne çeviren IŞİD terörünü besleyen, büyüten bir konuma itti.Her ikisi de arzı mevut kapsamında, Büyük İsrail Devleti hedefli Büyük Ortadoğu Projesi'nin oluşturduğu tetikçilerdi ve AKP siyaseti maalesef Batının bunlar üzerinden yürüttüğü bölme ve işgal politikalarının ekmeğine yağ sürdü.Türkiye'deki siyasetin eliyle beslenip büyütülen bu tetikçiler yıllarca Ortadoğu'yu kan gölüne çevirdikten sonra bugün namluları Türkiye'ye çevrildi. Ve göz yumulması sebebiyle bugün ülkemizin her ilini, ilçesini, beldesini tehdit eder vaziyette? Kaos için düğmeye basılan zaman da çok önemli; seçimden sonra hala bir hükümet kurulamamış, koalisyon hala konuşuluyor, Meclis içi siyaset ve Beştepe ayak sürtüyor, atılan bir adım yok, net bir siyasi tablo yok, bulanık ve sisli bir dönem?Adeta hem içerde hem de dışarıda böyle sisli hava isteniyor, özellikle oluşturulmuş gibi? Gibisi de fazla?Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi,  "Türkiye çok karanlık bir döneme girdi. Koalisyonun ömrünün uzun olacağı kanaatinde değilim. Çünkü hiçbir partinin Türkiye meselelerine dair bir çözümü yok"Hükümet, bugüne kadar sanki PKK ile müzakere masasına hiç oturmamış gibi, IŞİD teröristlerine yardım ve yataklık etmemiş gibi operasyonlar yapıyor. Bu kadar icraattan sonra yapılan bu operasyonlar sadece göstermelik kalıyor.Batı basınında üst üste çıkan haberler, AKP hükümetinin bu operasyonlarının içinin boş olduğunu açıkça gösteriyor.NBC News'de çıkan haberde, IŞİD'in en önemli gelir kaynağının petrol kaçaklığı olduğu vurgulanıyor ve kaçakçılığın Türkiye üzerinden yapıldığı belirtiliyor. Rakam da öyle hafife alınacak cinsten değil, aylık 10 milyon dolar? Bir ara bu rakam 40 milyon doları bulmuş. Haberde IŞİD'in savaştırdığı teröristlere maaşlarını buradan ödediği, onların ailelerine buradan para gönderdiği ifade ediliyor.Sen gerek Suriye ve Irak'ta terör estiren gerekse Türkiye'de eli tetikte hücre evlerinde bekleyen teröristlerin maaşlarının sağlandığı bir gelir kaynağının geçiş güzergahı olacaksın hem de onunla mücadele ettiğini söyleyeceksin, kim inanır buna?Diğer bir haber ise İngiliz Observer gazetesinde çıktı.Martin Chulov imzalı haberde, Mayıs ayında Suriye'de düzenlenen bir operasyonda öldürülen IŞİD'in petrol kaçakçılığından sorumlu yöneticisi Ebu Sayyaf'ın karargahından ele geçirilen belgelerde Türk yetkililer ile IŞİD arasındaki bağlantıların ortaya çıktığı belirtildi.Gazeteye açıklama yapan Batılı bir yetkili, Türk yetkililer ile IŞİD arasındaki doğrudan temasların artık 'inkar edilemeyeceğini' söyleyerek "Yüzlerce flaş bellek ve belge ele geçirildi. Tüm belgeler analiz ediliyor. Ancak aradaki bağlantılar şimdiden o kadar açık ve net ki Ankara ile aramızdaki politikalara ciddi tesiri olabilir" dedi.Bir IŞİD üyesi ise gazeteye, ""Türklere ihtiyaçları var. İki taraf arasında yoğun bir işbirliği de söz konusu. Türkiye'nin IŞİD'e çok sert bir darbe vurması da güç" yorumunu yaptı.Destek sadece petrol kaçakçılığı ile ilgili değil tabii ki?Başyazarımız Muharrem Bayraktar'ın da 24 Temmuz tarihli yazısında belirttiği gibi, "Ortada nelerin döndüğü öğrenilmesin diye Niğde'de askerimizi şehit eden IŞİD militanlarının yargılandığı dava dosyasına gizlilik kararı geliyor, Cumhuriyet gazetesindeki TIR dolusu silahların haberine yayın yasağı getiriliyor, Reyhanlı'da patlayan bombalarda "büyük istihbarat zafiyeti bulan" savcı görevden alınıyor?"Kendi cellatlarına bu kadar destek veren bir ülke dünya tarihinde başka var mıdır, merak konusu?Bir de bu gerçekleri ortaya koyanlara hep "felaket tellalı" suçlaması yaparlar; yahu batan gemiye "batıyor" diyenler midir suçlu olan, yoksa gemideki insanların gerçekleri boğulurken öğrenmelerine neden olanlar mı?