BUGÜN Türkiye iki büyük ve önemli sorunu tartışıyor; önce cumhurbaşkanı seçimi, arkadan milletvekili seçimi... Oysa Türkiye'nin önünde çok önemli bir sorun daha var, kuraklık ve susuzluk, hele İstanbul için...GEÇEN gün Hasan Mani ile konuşuyorduk, Hasan Mani belediyecidir, bir süre meşhur skandaldan sonra İSKİ Genel Müdürlüğü yapmıştır. İzmir Belediyesi Genel Sekreterliği görevinde bulunmuştur, şimdi de İstanbul'da Beşiktaş Belediyesi'nin danışmanıdır. Hasan Mani'nin İzmir'de yaptıkları körfezin sularına bakılarak anlaşılabilir, körfezin eski halini bilenler bu farkı daha iyi anlarlar.EVET, Türkiye'nin ve İstanbul'un en önemli sorunu: "Su yok, yağmur yağmıyor, kar yağmıyor, ne olacak?"Hani "Su akar, deli bakar!" diye laf vardır ya, o da hükümsüz, su yok ki deli baksın! Çaresizlikten herkes denize bakıyor, acaba deniz suyu bir çare olabilir mi?HASAN Mani, Prof. Dr. Tolga Yarman'ın "Su sorununa harika bir çözüm seçeneği" adını verdiği bir araştırmadan söz etti. Prof. Yarman bu araştırmayı ve çözüm önerisini 1992'de, yine böyle bir susuzluk sırasında yapmış ve 1993'te Hasan Mani'ye vermiş...MESELE Terkos Gölü'ne Karadeniz'den su akıtmak...Kullandığımız suyun önemli bir bölümü tatlılık niteliği gerektirmiyor, temizlik için, yolları yıkamak, tuvalet temizlemek için, içme suyu niteliğinde suya ihtiyaç yoktur. O halde Karadeniz'den Terkos Gölü'ne aktarılan su kolaylıkla kullanılabilir, tuzdan arındırma işlemine geçilmeden...Prof. Yarman'a göre "Karadeniz zaten pek tuzlu değildi; suyundan yapılan ayran, içine tuz atılmış ayranın tadındaydı. Aynı şekilde Karadeniz suyundan yapılan çorba da gerekli tuzluluktan pek fazla değildi."Temizlikte kullanılan su ile içilen su ayrı ayrı şebekelerden dağıtılabilirdi.SAYIN Yarman'ın araştırmasından öğreniyoruz ki zaten Karadeniz'den Terkos Gölü'ne su alınmış:"O sıralarda Yalova'dan İstanbul'a hayli külfetle su taşınmaya devam olunuyordu. Yekili arkadaşlarımın tereddüdü uzun sürmedi, ekolojiye ve suyun tuzluluk derecesine özen gösterilerek kanal tarafından Terkos Gölü'ne, oraya portatif dizel pompalarla, Mayıs 1990'dan itibaren, önce ekim 1990'a kadar, sonra da ara ara Temmuz 1991'e kadar toplam yuvarlak 10 milyon metreküpe yakın su alındı. Bu hepsi yuvarlak 3.300 milyon liraya mal oldu. Demek bu yolla suyun metreküpü için yaklaşık 30 lira ödenmiş. Yalova'dan gelen suyun fiyatının elli de biri, yapay yağışla sağlanan suyun fiyatının ise üçte biri gibi bir fiyatla..."Hasan Pulur
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.