Cenab-ı Hak: 'Beni ne yerim aldı, ne de semam... lakin Beni Mü'min, Muttaki, Vera sahibi kulumun kalbi aldı..." buyuruyor... Cenab-ı Vacibu'l Vücud, nasıl bir insanın kalbine sığar? Orası bir ayine-i ilahidir, bir aynadır. Onu temizlersin. Aynanın karşısına geçtiğin zaman kimi görürsün? Kendini görürsün. Eğer sen kalp aynasını temizlersen Niyazi Mısri Hazretlerinin ifadesiyle: "Bu ayineden Hak görünür" merdebesine erersin. Zikirle bunun münasebeti nedir? O'nu arıyor. Bir kafese girmiş, sahibini arıyor. Kuşu altın kafese koymuşlar, "Ahh vatan" deyip duruyor. Mevlana ne kadar güzel buyuruyor. "Yırt o beden çuvalını çık işin içinden", "Ey kuş can evine uç" diyor. Yani o kalp alemine kalkıp da maddenin, şunun, bunun sevgisini doldurma! "Canın yüce doruğuna uç" diyor. Yani "Rabbine uç" diyor. Çünkü ruh, O'na gitmek istiyor. Sen de her gün önünü kesiyorsun. Ondan sonra da huzur arıyorsun. Bu durumda huzuru nerede bulacaksın? Mümkün müdür? O'ndan gayrı hiçbir yerde huzur bulunmaz. Yani O'nunla olacaksın ki huzur bulasın. İşte zikrullah seni Allah'a taşıyan binektir, buraktir. O bineğe biniyorsun, Cenab-ı Hakk'a vuslat ediyorsun.Bakınız ayet-i kerimede şöyle buyuruluyor: "Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla/zikirle huzur bulur." (Ra'd, 13/28) Zikir kalbi doyurur. Çünkü orası sahibinin mekanıdır. Oraya başka bir şey koyarsan olmaz. O'nun sevgisi, O'nun muhabbeti, kısaca O'nun tecellileri kalp alemini tatmin eder. Biz orasını sebze tarlası haline çevirirsek olmaz.Orasını bit pazarında satılan mamullerin satıldığı mekan haline çevirirsen, ne aradığını bulabilirsin, ne de satılanı alabilirsin. Ama orasını Allah'ın muhabbetinin pazarlandığı bir mekan haline getirirsen, aradığını da bulursun, kalbini de mutmain edersin. Aksi taktirde insanoğlunun arayışı bir ömür sürer. Huzur bulamaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.