Şimdi gerçekçi olmak lazım.
İlk maçta sayısız fırsat kaçırdık. Onları İspanya'da yenebilirdik gibi iddiaların bu maçta nasıl yok olduğunu gördük.
Adamların beşli savunmasını kaç kere geçebildik. Hemen hemen koskoca bir hiç.
Jesus haklı olarak bu maça Valencia'nın yanında Batshuayi ile başladı.
Hatta lig maçlarında ilk on birde hiç yer vermediği Arda Güler'i de yanına katarak.
Aslında bu kurguya bakarak ben bir çaresizlik gördüm.
Zira ligde bile Batshuayi ile Valencia'yı oynatmayan Jesus'un Arda ile birlikte ikinci maçta şans araması tur için tribünlere oynamaktan başka bir şey ifade etmiyordu.
Sevilla'nın amacı açıkça belli olan ortada bir anlayış seyrettik.
Az öncede söylediğim gibi beşli savunma ile iki farklı avantajı korumaktı hedefleri. Bunu da başardılar.
Rakibe hak vermemek elde değil. Olması gerekeni yaptılar.
Saha avantajı ile bunu çözmesi gereken tarafın Fenerbahçe olduğunu herkes biliyor. Ancak çözebilecek oyun anlayışı var mı kimse bilmiyor.
İkinci yarıda 50'inci dakikalarda nasılsa temposu yükselen Fenerbahçe'nin Arda ve King'le bulduğu pozisyonlar bize biraz umut verdi.
Hatta bu dakikalardan sonra Jesus'un Sevilla'nın kurgusunu bozacak oyun anlayışını gerçekleştirdiğini düşünmeye başladık.
Ne var ki Fenerbahçe'nin kalabalık savunma anlayışını dağıtacak yüksek tempolu futbolunun saman alevi gibi çabucak sönüvermesi doğrusunu isterseniz bizim alışık olduğumuz görüntülerdi.
Bu yüksek tempoyu sürdürecek sorumlulukları sahadaki futbolcular mı yoksa kulübedeki teknik sorumlular mı gerçekleştirecek bunu bir türlü göremedik maçta.
Zaten olay bir noktada çözümleniyor. Aslında çözümlenmiyor.
İlk maçtaki yorumlarla milyonlarca taraftarı motive edenlerin yarattığı hayal kırıklığı yanımıza zarar kalırken beklentilerimizi umutsuzluğa dönüştürüyor.
Penaltıdan gelen tek gol tartışmasız penaltıydı. Hakemin VAR'a gitmesi aynı bizimkilerin yaptığı gibi sorumluluktan kaçması oldu.
Valencia vuruşunda golü bulurken çıkana kadar sahada göründüğü tek andı.
Bunun dışında belki arkadaşları kendisini yeterince desteklemedi ama o da rakip savunmayı zorlayacak hiçbir girişimde bulunmadı.
Sevilla elenmeyi Fenerbahçe'den daha çok hak eden takımdı hem ilk maçta hem de son maçta.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Sanchez Safuri'yi imha etti / 15.03.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Sanchez Safuri'yi imha etti / 15.03.2025