"Prof. Dr. Haydar Baş'la Sosyal Medya Buluşması" programları tüm hızıyla devam ediyor.
Geçtiğimiz Pazar günü de İzmir Bayraklı'da gerçekleşti.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in sağlık nedenlerinden dolayı katılamadığı programda BTP kurmayları birbirinden önemli konuşmalar yaptılar.
Öncelikle bu güzide programı organize eden BTP Sosyal Medya Başkanlığı'na, BTP Genel Başkan yardımcıları Hüseyin Baş ve Ali Karakuş'a, BTP İzmir İl Başkanı Mehmet Dinç'e, BTP MYK Üyesi Adem Birinci'ye ve BTP İzmir İl Teşkilatı'na tebriklerimi ifade ediyorum.
Gerçekten her yönüyle mükemmel bir organizasyon oldu.
İzmir'de sağanak halde yağmur yağmasına rağmen salon Prof. Dr. Baş'ın sosyal medya takipçileriyle, sevenleriyle tıklım tıklım doldu.
Programa gelenler birbirlerini tanımıyorlardı, ortak noktaları Prof. Dr. Baş'tı.
Yıllardır sosyal medya üzerinden Prof. Dr. Baş'ın videolarını izlediler, yazılarını ve mesajlarını okudular, fikirlerini, çözümlerini benimsediler, akıllarında ve gönüllerinde iyice yoğurdular, hayran oldular ve O'nunla aynı çatı altında olabilmek, O'nunla bizzat tanışabilmek için olumsuz hava şartlarına rağmen bir Pazar akşamı bu programa katıldılar.
Bu tür sosyal medya buluşma programlarının başka örneği yok…
Sosyal medya gibi güvensiz bir platformda, insanlara bu kadar güven verebilmek, bu, sadece Prof. Dr. Baş'a özgü bir durum…
BTP'nin organize ettiği Sosyal Medya programlarında ve özellikle de son yapılan İzmir programında dikkatimi çeken en önemli hususlardan birisi, katılımcıların son derece eğitimli, elit, kültürlü olmalarıydı.
Sivil toplum örgütleri başkanları, yöneticiler, sanatçılar, siyasetçiler ve daha niceleri…
Gördüğüm tablo gerçekten umut vericiydi.
Böyle topluma yön veren değerli şahsiyetlerin, bilinçli bir şekilde, kendi istekleriyle, ülkemizde ve dünyada tek çözüm sahibi olan Prof. Dr. Haydar Baş'la beraber olmaları gerçekten çok önemli bir gelişme…
İzmir programında, Prof. Dr. Baş'ın rahatsızlığı sebebiyle programa katılamayacağı ilan edilmesine rağmen, bir kişi kalkıp salonu terk etmedi.
Elbette ki Sayın Baş'a olan saygısından ve sevgisinden dolayı…
Hatta program sonrası, "Bize de vazife verin, ülkemizin geleceği için, ülkemizi Sayın Baş'ın çözümleriyle buluşturmak için elimizden geleni yapmaya, çalışmaya hazırız" dediler.
Prof. Dr. Baş, rahatsızlığı sebebiyle belki beden olarak gelemedi ama programın başından sonuna adeta içimizdeydi, bizimle beraberdi.
Çünkü konuşanlar O'nu anlatıyordu, O'nun dünyaya yön veren, 4 milyar insanın karnını doyuran, sırtını giydiren eşsiz projelerinden, Modelinden, eserlerinden bahsediyordu; dinleyenler de O'nun için gelmişti.
Kürsüye çıkan her BTP kurmayı konuştuğunda, adeta konuşan O'ydu, dinleyenler de konuşanları değil, O'nu dinliyorlardı.
İşte sevgi böyle bir şey…
Asıl ilginç tarafı da, böyle bir sevgi selini birbirini daha önce hiç tanımamış insanlar yaşıyor. Prof. Dr. Baş, öylesine bilinmezlerle, sürprizlerle dolu ki, gerçekten hayran olmamak mümkün değil…
Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin "bir günü diğerine eşit olmayan" tanımına fazlasıyla uyuyor.
Kapitalizmin yıkıcı ve sömürücü politikalarının kökünü kurutarak, gelir adaletine dayalı, insan merkezli yepyeni bir sistemi, Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koymak, yepyeni bir dünya düzeni oluşturmak her babayiğidin harcı değildir.
Tarihte eşi benzeri olmayan bir Ehl-i Beyt Külliyatı kaleme almak, hiçbir Atatürkçü'nün yazmadığı bir Hoş Geldin Atatürk eseri yazmak da öyle…
Gönül ister ki; milletimiz, dün nasıl Atatürk'ün etrafında kenetlenip bize güçlü, tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti emanet bıraktıysa, bugün de Hoca Atatürk Prof. Dr. Baş'la buluşsun, O'nun yanında yer alsın ve bize emanet edilen bu güzide vatanı ve devleti hep birlikte aydınlık bir geleceğe taşıyalım.
Yine gönül ister ki, sadece sosyal medya buluşmaları değil, topyekün Türk milletinin gerçek lideriyle, Prof. Dr. Baş'la buluşmasının programlarını yapalım.
Ve bu pratiğe yani sandığa da yansısın.
O zaman gerçekten ülkemiz ve milletimiz için güneş gerçekten farklı doğacak.
Ama yaşadığımız her türlü felakete, acı tabloya rağmen hala ayıkmazsak, çözümü iktidar yapmazsak, yarın bugünlerimizi de arayacağımız kesin…
- Hedefler farklı, uygulamalar çok farklı! / 24.02.2025
- Oğlunun elini öpen o örnek anne / 21.02.2025
- ‘2010 referandumunda neredeydin TÜSİAD?’ / 19.02.2025
- Bütçe açığı vatandaşın sırtında / 18.02.2025
- ‘Sen peygamber değilsin fakat vezirsin’ / 15.02.2025
- Trump-FED kavgası: İkinci perde / 14.02.2025
- ‘Deli ol dünya senin kahrını çeksin’ dünyası! / 12.02.2025
- Gazze’yi alacak, finansı da İslam ülkelerinden / 11.02.2025
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025