İthalattaki önlenmeyen artış, yıllardır sorun olmaya devam ediyor. İthalatla birlikte, ihracatta artıyor ama ithalatın artış hızına yetişemiyor. TÜİK verilerine göre, Ağustos 2006 sonunda yüzde 55,9 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, kırmızı çizginin altında inmiş durumda. İthalattaki artış, dış ticaret açığını o da cari açığı körüklüyor. Bu aşamada, ithalatın aşağı çekilmesi gerekiyor ama 2007 hedefinde, böyle bir düşünce yok. Toplam vergi gelirleri içinde, dahilde ve ithalde alınan KDV gelirlerine ise, Tablo-III'de yer verilmiştir. Tabloların incelenmesinden de fark edileceği üzere, toplam vergi gelirlerinin; - 2003 yılında 13,8'i ithalde, 18,3'ü dahilde alınan KDV olarak tahsil ediliyordu.- 2006 yılında ise, 18,4'ü ithalde, 12,7'si dahilde alınan KDV olarak tahsil edilmiş.Buna göre; 2003 yılında, KDV gelirlerinin yüzde 43'ü ithalde alınan KDV olarak tahsil edilirken, bu oran 2006 yılında, yüzde 59'a ulaşmış durumda. 2007'de de tırmanışın devam etmesi hedefleniyor.Görüldüğü gibi, ithalattan alınan KDV, sürekli tırmanmış ve 2006'da toplam vergi gelirlerinin ağırlıklı bir kısmını (yüzde 18,4'ünü) oluşturmuş. Gelir kaybı nedeniyle, ithalatın kısılmasına yönelik "ani bir fren" mümkün değil. Kaldı ki ithalattaki gerileme yalnızca KDV'de değil, ÖTV gelirlerinde de gerilemeye neden olur. Bu da vergi geliri hedefinde ciddi bir sapma doğurur, bütçe açığı artar.Görünen o ki dövize dayalı büyük bir "dış şok" olmazsa, ithalattaki artış devam eder. Ancak, 2010'da AB'nin ithalatta KDV'nin "çıkış ülkesinde alınması" yönündeki uygulamasının başlaması, 15 milyar YTL civarında, bir gelir azalmasına neden olur. Bu da ithalatın bir başka dayanılmaz işkencesi...Şükrü Kızılot
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.