İstanbul Deprem Konseyi toplandı
İstanbul Deprem Konseyi’nin ilk toplantısındaki konuşmasında “Kenti hırpalamadan olası afete hazırlamak zorundayız” diye konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Deprem İstanbul'un ve Türkiye'nin başta can sağlığı açısından sonra da ülkemizin ekonomik varlığı açısından çok büyük bir tehdittir" dedi
24.06.2020 17:38:00





İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), meteoroloji ve afet yönetimi uzmanı Prof. Dr. Miktat Kadıoğlu'nun koordinatörlüğünde, "İstanbul Deprem Konseyi" kurdu. Konsey bünyesinde çeşitli disiplinlerde çalışmalar yürüten bilim insanları, İBB yöneticileri ve bürokratlar yer aldı. Konseyin ilk toplantısı, telekonferans yöntemiyle ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi. Tanıtım toplantısının moderatörlüğünü üstlenen İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Çakılcıoğlu, konseyle ilgili bilgiler paylaştı. Çakılcıoğlu'nun ardından söz alan ve toplantının açılış konuşmasını yapan İmamoğlu, konseyin, sürece ciddi katkı sunmasını umut ettiğini belirtti. "Bu tür süreçlerde akıl ve bilim ve öncelik meselesi çok kıymetli" diyen İmamoğlu, şunları söyledi: "İstanbul depremi, hepimizin bildiği üzre, sizlerin bize aktardığı ve anlattığı şekli ile zamanı belli olmayan ama gerçekten İstanbul'un ve Türkiye'nin başta can sağlığı açısından sonra da ülkemizin ekonomik varlığı açısından çok büyük bir tehdit. Şiddeti yüksek beklenen büyük İstanbul depreminin, İstanbul'da yaratacağı travmayı, bina hasarlarını, yaklaşık can kaybıyla ilgili araştırmayı kurumumuz, Boğaziçi Üniversitesi ve Kandilli Rasathanesi ile yaptığı araştırmayı, geçtiğimiz günlerde kamuoyuna aktardı. Şu anda insanlar, oradan girip, kendi ilçesinde nasıl bir hasar, nasıl bir can kaybı olabilirliğini görüyor. Tabii ki bilimsel araştırmaların yanı sıra, sahada gözlemsel olarak baktığımızda da bu tehdidi canlı canlı görebiliyoruz aslında."
'Hızlı yol almak zorundayız'
Deprem gibi önemli bir konunun Türkiye'nin vazgeçilmez ve öncelikli konusu olmasının şart olduğunu vurgulayan İmamoğlu, "Ben, gerçekten yüz milyarlarca dolarlık ekonomik kayba ve durgunluğa sebep olabileceğine inanıyorum. Zira İstanbul Türkiye'nin kalbi, üretim merkezi; her türlü merkezi. Yurt dışında katıldığımı ve yaptığım görüşmelerde, İstanbul depreminin, ülkenin dışında da ciddi bir sorun olduğunu gördüm. Çünkü İstanbul'un, dünyanın her yerinden yatırımcının olduğunu ve ekonomik yatırım için önemlidir bir merkez olduğunu hepimiz biliriz. Sürece böyle bakmak zorundayız. Bu çalışmaların her birini o anlamda çok çok değerli buluyorum. Hızlı yol almak zorundayız. Yeni ekonomik destekli modellerle, kentsel yaşamı hırpalamadan, özellikle İstanbul'un yoğunluğunu artırmadan bir süreç tanımlayıp, bir yandan bu kentin yenilenmesini sağlamak; ama bir yandan da olası afete en ciddi şekliyle hazırlanmak zorundayız" dedi.
Konseyin beyanı çok önemli
"Sıkı bir denetim mekanizması ile çok hızlı bir eylem planıyla bu şehrin yenilenmesini, imar artışıyla değil, belki birçok yerde finansal destekle binaların yenilenmesini ve güçlendirilmesini hızlı bir seferberlik olarak bu şehre aktarmalıyız" diyen İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ben, konseyi niçin önemsiyorum? Konseyin fikri, orada oluşan bir beyan, siyasi bir beyan olmayacak. Oradaki bağımsız bilim insanlarının aktarımları, topluma eşitlikçi bir aktarım, eşitlikçi bir mesaj olacak. Yani bazen siyasetin bu alanı yönettiğinde, ne yazık ki nasıl tavizler verilmek zorunda olduğunu görüyoruz. İnanın bunun partisi yok. İnanın bunun kişisi de yok. Ben bunların yargılanmasının artık boş münazaralar olacağını düşünüyorum. Önümüze bakmamız lazım. Bu tavizler verilmeden, süreçlerin en bilimsel ağızdan aktarıldığı, bağımsız insanların bu süreci koordine ettiği sürece dönüşmesini önemsiyorum. Böylece; insanların binalarını çok hızlı şekilde yenileyebilecekleri, güçlendirebilecekleri bir modelle bir seferberliğe dönüşmesi şarttır diye düşünüyorum. Yani kenti yozlaştıran, kötü bir görünüme kavuşturan, kötü bir şehircilik modeline ulaştıran anlayıştan öte bir kavramdan bahsediyorum."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.