İsrail, yeni bir cephe açılmasından endişe ediyor
İsrail "meşru müdafaa" yalanıyla Gazze'de çocuk, kadın, yaşlı demeden binlerce sivili katledip, okulları, hastaneleri, camileri, kiliseleri, oralara sığınanlarla birlikte yerle bir etmeye devam ediyor. Yaptığı bu zulümle İsrail, Hitler'in Almanya'sını çoktan sollamış durumda. İsrail'in en büyük endişesi ise çatışmaların arttığı Lübnan sınırında yeni bir cephenin açılması
21.10.2023 17:00:00 / Güncelleme: 21.10.2023 17:35:37
AHMET HAYDAR TARHANLI
AHMET HAYDAR TARHANLI





İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı hızla artarken, çatışmaların kızışmaya başladığı Lübnan sınırında yeni bir cephenin açılması ihtimali İsrail'i oldukça korkutuyor. İsrailli komutanlar yaptıkları açıklamalarda Hizbullah'ın İsrail'e karşı ikinci bir cephe açmasından çok endişeli olduklarını itiraf edip, bunun olmaması için de 'ellerinden geleni yaptıklarını' savunuyorlar. Ayrıca yeni bir cephe ihtimaline karşı İsrail, Lübnan sınırına iki kilometre mesafedeki yerleşim yerlerini tamamen tahliye etti. Lübnan'da bulunan Hizbullah'la 2006'da patlak veren savaşta İsrail, Lübnan sınırındaki bölgelerden çekilmek zorunda kalmış, sonuç "Hizbullah'ın zaferi" olarak ilan edilmişti. İran'ın, "Kara harekatı başlarsa başta Hizbullah dahil direniş örgütleri savaşa müdahil olacak" uyarısını dikkate alan ABD ve Avrupa'nın bazı ülkelerinin, Gazze Şeridi'ne olası kara harekatını geciktirmesi için Tel Aviv yönetimine baskı yaptığı belirtiliyor.
Savaşta yeni cephe her an açılabilir
15'inci gününe giren İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları tüm şiddetiyle devam ederken, savaşın bölgeye yayılma ihtimaliyle ilgili endişeler artıyor. İsrail, kara harekatına hazırlıklarını tamamladı ama Lübnan sınırında çatışmaların artması sebebiyle yeni bir cephe açılmasından endişe ediyor. Lübnan sınırında 8 Ekim'den bu yana düzenlenen saldırılarda ölen İsrail askerlerinin sayısı 3'e yükseldi. Saldırılarda 12 Hizbullah mensubu hayatını kaybetti. İsrail televizyonu i24NEWS, Lübnan sınırındaki son durumla ilgili "Her an kuzey sınırı bu savaşta yeni bir cepheye dönüşebilir" yorumunu yaptı. İsrail, çatışmaların arttığı Lübnan sınırına asker sevkiyatını hızlandırdı. Yediot Ahronot gazetesinin, İsrail ordu sözcülüğüne dayanarak verdiği habere göre, İsrail uçakları, Hizbullah'ın dün güdümlü antitank füzesiyle düzenlediği saldırılara karşılık örgüte ait askeri hedeflere saldırdı. Hedefler arasında, Hizbullah'ın operasyonel ve altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için kullandığı bir dizi askeri kompleks ile sınır bölgesindeki bir tanksavar füze fırlatma sistemi yer aldı. Hizbullah'a bağlı El-Menar Televizyonu, İsrail ordusunun, güney Lübnan'da Ayta eş-Şab, Rab et-Tıleytan ve diğer yerlerdeki hedefleri bombaladığını duyurdu. Lübnan Hizbullah'ı, dün, İsrail'e ait Branit Askeri Üssü'nün güdümlü antitank füzesiyle direkt hedef alındığını ve İsrail askerleri arasında ölü ve yaralılar olduğunu belirtmişti.
İsrailli komutanlar endişeli
İsrailli Binbaşı David Baruch, Hizbullah'ın İsrail'e karşı ikinci bir cephe açmasından ciddi endişe duyduklarını söyledi. Lübnan sınırına birkaç kilometre uzaklıktaki Kiryat Shmona kentinde bulunan Binbaşı Baruch, Hizbullah ile İsrail ordusu arasında karşılıklı çatışmaların yaşandığı Lübnan sınırındaki duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Hizbullah'ın İsrail'e karşı ikinci bir cephe açmasından çok endişeliyiz" diyen İsrailli komutan, bunun olmaması için 'ellerinden geleni yaptıklarını' savundu. Hizbullah ile savaşmak istemediklerini dile getiren Baruch, şunları söyledi: "Hizbullah bizim dikkatimizi güneydeki Gazze sınırından başka yere çekmek için mümkün olan her şeyi deniyor. Hizbullah'ın şu anda odaklandığı en büyük şey bu sanırım. Ta ki İran onlara bize savaş açmalarını söyleyene kadar. Bunun olmaması için uğraşıyoruz." ABD'nin bölgeye gönderdiği savaş gemisini Hizbullah'a karşı bir güvence olarak görüp görmedikleri yönündeki soruya ise Baruch, ABD'nin bu hareketiyle 'birçok aktöre mesaj gönderdiği' yanıtını vermekle yetindi. Lübnan sınırına iki kilometre mesafedeki yerleşim yerlerinin tamamen tahliye edildiğini belirten Baruch, Kiryat Shmona'da yaşayanların çoğunun ise gönüllü olarak bölgeyi terk ettiğini aktardı.
Batılı ülkeler kara harekâtını erteletmeye mi çalışıyor?
İsrail basını, ABD ve Avrupa'dan bazı ülkelerin abluka altındaki Gazze Şeridi'ne olası kara harekatını geciktirmesi için Tel Aviv yönetimine baskı yaptığını yazdı. Times of Israel'e konuşan ve adı açıklanmayan üst düzey bir yetkili, İsrail'in Gazze'ye olası kara saldırısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının dün Katar arabuluculuğuyla 2 ABD vatandaşını serbest bırakmasına değinen yetkili, ABD ve Avrupa'dan bazı ülkelerin, İsrail'in Gazze'ye kara harekatı başlatmayı ertelemesi konusunda sessizce baskı yaptığını ve bu saldırının öngörülebilir gelecekte ilave rehinelerin serbest bırakılması çabalarını sekteye uğratacağından korktuğunu söyledi. Kassam Tugayları dün Katar'ın çabalarına karşılık Gazze'de esir tutulan ABD'li anne ve kızını insani sebeplerle serbest bıraktıklarını duyurmuştu. Serbest bırakılan esirler gece saatlerinde İsrail tarafına ulaşmıştı. İsrail yönetimi, Gazze'de Filistinli grupların elinde 200 civarı esir olduğunu belirtiyor.
İsrail, Gazze'deki 20 hastaneyi tehdit etti
Birkaç gün önce 471 sivilin hayatını kaybettiği El-Ehli Baptist Hastanesi'ni yerle bir eden İsrail, bir taraftan kendi suçunu başkalarının üzerine atmaya devam ederken, Gazze'deki 20 hastanenin daha boşaltılmasını istedi. İsrail, adeta "Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır" mesajı vererek kendi kendini yalanlamış oldu. İsrail devlet televizyonu KAN'ın İsrailli güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberinde, İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki 20 hastaneyi boşaltılması için uyardığı, bunlardan 6'sının boşaltıldığı ifade edildi. Hastanelerden 4'ünün bu uyarıyı reddederek boşaltmama kararı aldığı, geri kalanların ise boşaltma aşamasında olduğu aktarıldı. İsrail ordusu, dün de, Gazze'nin güneyinde yer alan Kudüs Hastanesi'nin "bombalamaya hazırlık olarak" derhal boşaltılmasını istemişti. Sağlık Bakanı Mey el-Keyle, Kudüs Hastanesi'nin, halihazırda 400 hastaya ve İsrail'in saldırılarından kaçarak buraya sığınan yaklaşık 12 bin sivile ev sahipliği yaptığını belirtti. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, "DSÖ'nün defalarca vurguladığı gibi aşırı kalabalık olan bu hastanelerin hastaları güvenli bir şekilde tahliye etmesi mümkün değil. Hastanelerin hayat kurtarma işlevlerini yerine getirmelerine izin verilmeli. Hastanelerin korunması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Gazze tam bir felaket yaşıyor
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim'de başlattığı saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 1756'sı çocuk, 4 bin 385 kişiye ulaştı, 13 binden fazla kişi de yaralandı. İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 84 Filistinlinin öldüğü belirtildi. İsrail'in saldırılarında 16 gazeteci yaşamını yitirdi. İsrail'in saldırılarında 14 bin 200 konuttan oluşan 5 bin 500 binanın tamamen yıkıldığı belirtildi. 62 kamu binası ile 133 bin 370 konutun kısmi hasar gördüğü ve bunlardan 10 bin 127'sinin oturulamayacak durumda olduğu kaydedildi. Ayrıca 160 okulun zarar gördüğü, bunlardan 19'unun ise hizmet dışı kaldığı aktarıldı.
Gazze'ye insani yardım girişi başladı
İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'nin Mısır sınırındaki Refah Sınır Kapısı'nın geçici süreyle açılarak insani yardımların bölgeye girmeye başladığı bildirildi. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) temel insani yardımlarının Mısır sınırından Gazze'ye girdiği belirtildi. Sınır kapısının insani yardımlar için ne kadar süreyle açık tutulacağına dair bilgiye yer verilmezken, Gazze'de insani ihtiyaçların karşılanabilmesi için sınır kapısının "sürekli olarak açık tutulması gerektiği" vurgulandı. Gazze'de "yakıt, ilaç ve tıbbi malzeme stoklarının en düşük seviyede olduğu" ve bölge halkının gıda ve elektrikten mahrum kaldığı ifade edildi. Mısır Kızılayının Kuzey Sina Müdürü Halid Zayid, Refah Sınır Kapısı'ndan İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'ne geçen ilk yardım konvoyunun 20 tırdan oluştuğunu açıkladı. Zayid, yardımların gıda malzemelerinin yanı sıra çoğunlukla tıbbi malzemeden oluştuğunu ifade etti. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Refah Sınır Kapısı'nın açılmasının ardından DSÖ'nün sağlık malzemelerinin Gazze'ye ulaştırılmaya başlandığını belirterek, bölgeye sağlık yardımlarının ulaştırılması için sürekli erişim çağrısında bulundu.
Ekonomik bağımlılık tepkiyi engelledi
Afrikalı uzmanlara göre, Afrika ülkelerinin ekonomik açıdan kıta dışı ülkelere bağımlılığı, İsrail'in Gazze saldırısı konusundaki bağımsız duruşlarını engelliyor. Esasen Afrika için yapılan bu değerlendirme aynen tüm İslam ülkeleri ve tepki gösteremeyen diğer ülkeler için de geçerli. Güney Afrika Üniversitesi profesörlerinden Lesiba Teffo, yaptığı açıklamada, Afrika ülkelerinin kıta dışı ülkelere ekonomik bağımlılığının, dış politikadaki kararlarını etkilediğine dikkati çekerek, bazı Afrika ülkelerinin siyasi tarih ve bilinçten yoksun olduğunu belirtti. Afrika ülkelerinin ekonomik bağımlılığının İsrail'e tepkilerini engellediğine işaret eden Teffo, "Maalesef kıtada, bütçesi Batılı ülkelere bağlı olduğu için İsrail'in karşısına çıkamayan ve Batı'ya sırt çeviremeyen ülkelerimiz var" dedi. Ruandalı siyasi analist ve anayasa hukukçusu Louis Gitinywa ise İsrail ile Filistin meselesinde Afrika ülkelerinin ortak bir duruşa sahip olmamasının şaşırtıcı olmadığını ifade ederek, ekonomik açıdan güçlü iki Afrika ülkesi olan Güney Afrika Cumhuriyeti ve Cezayir'in Filistin'e destek açıklamasının anlamlı olduğunu söyledi.
Savaşta yeni cephe her an açılabilir
15'inci gününe giren İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları tüm şiddetiyle devam ederken, savaşın bölgeye yayılma ihtimaliyle ilgili endişeler artıyor. İsrail, kara harekatına hazırlıklarını tamamladı ama Lübnan sınırında çatışmaların artması sebebiyle yeni bir cephe açılmasından endişe ediyor. Lübnan sınırında 8 Ekim'den bu yana düzenlenen saldırılarda ölen İsrail askerlerinin sayısı 3'e yükseldi. Saldırılarda 12 Hizbullah mensubu hayatını kaybetti. İsrail televizyonu i24NEWS, Lübnan sınırındaki son durumla ilgili "Her an kuzey sınırı bu savaşta yeni bir cepheye dönüşebilir" yorumunu yaptı. İsrail, çatışmaların arttığı Lübnan sınırına asker sevkiyatını hızlandırdı. Yediot Ahronot gazetesinin, İsrail ordu sözcülüğüne dayanarak verdiği habere göre, İsrail uçakları, Hizbullah'ın dün güdümlü antitank füzesiyle düzenlediği saldırılara karşılık örgüte ait askeri hedeflere saldırdı. Hedefler arasında, Hizbullah'ın operasyonel ve altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için kullandığı bir dizi askeri kompleks ile sınır bölgesindeki bir tanksavar füze fırlatma sistemi yer aldı. Hizbullah'a bağlı El-Menar Televizyonu, İsrail ordusunun, güney Lübnan'da Ayta eş-Şab, Rab et-Tıleytan ve diğer yerlerdeki hedefleri bombaladığını duyurdu. Lübnan Hizbullah'ı, dün, İsrail'e ait Branit Askeri Üssü'nün güdümlü antitank füzesiyle direkt hedef alındığını ve İsrail askerleri arasında ölü ve yaralılar olduğunu belirtmişti.
İsrailli komutanlar endişeli
İsrailli Binbaşı David Baruch, Hizbullah'ın İsrail'e karşı ikinci bir cephe açmasından ciddi endişe duyduklarını söyledi. Lübnan sınırına birkaç kilometre uzaklıktaki Kiryat Shmona kentinde bulunan Binbaşı Baruch, Hizbullah ile İsrail ordusu arasında karşılıklı çatışmaların yaşandığı Lübnan sınırındaki duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu. "Hizbullah'ın İsrail'e karşı ikinci bir cephe açmasından çok endişeliyiz" diyen İsrailli komutan, bunun olmaması için 'ellerinden geleni yaptıklarını' savundu. Hizbullah ile savaşmak istemediklerini dile getiren Baruch, şunları söyledi: "Hizbullah bizim dikkatimizi güneydeki Gazze sınırından başka yere çekmek için mümkün olan her şeyi deniyor. Hizbullah'ın şu anda odaklandığı en büyük şey bu sanırım. Ta ki İran onlara bize savaş açmalarını söyleyene kadar. Bunun olmaması için uğraşıyoruz." ABD'nin bölgeye gönderdiği savaş gemisini Hizbullah'a karşı bir güvence olarak görüp görmedikleri yönündeki soruya ise Baruch, ABD'nin bu hareketiyle 'birçok aktöre mesaj gönderdiği' yanıtını vermekle yetindi. Lübnan sınırına iki kilometre mesafedeki yerleşim yerlerinin tamamen tahliye edildiğini belirten Baruch, Kiryat Shmona'da yaşayanların çoğunun ise gönüllü olarak bölgeyi terk ettiğini aktardı.
Batılı ülkeler kara harekâtını erteletmeye mi çalışıyor?
İsrail basını, ABD ve Avrupa'dan bazı ülkelerin abluka altındaki Gazze Şeridi'ne olası kara harekatını geciktirmesi için Tel Aviv yönetimine baskı yaptığını yazdı. Times of Israel'e konuşan ve adı açıklanmayan üst düzey bir yetkili, İsrail'in Gazze'ye olası kara saldırısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının dün Katar arabuluculuğuyla 2 ABD vatandaşını serbest bırakmasına değinen yetkili, ABD ve Avrupa'dan bazı ülkelerin, İsrail'in Gazze'ye kara harekatı başlatmayı ertelemesi konusunda sessizce baskı yaptığını ve bu saldırının öngörülebilir gelecekte ilave rehinelerin serbest bırakılması çabalarını sekteye uğratacağından korktuğunu söyledi. Kassam Tugayları dün Katar'ın çabalarına karşılık Gazze'de esir tutulan ABD'li anne ve kızını insani sebeplerle serbest bıraktıklarını duyurmuştu. Serbest bırakılan esirler gece saatlerinde İsrail tarafına ulaşmıştı. İsrail yönetimi, Gazze'de Filistinli grupların elinde 200 civarı esir olduğunu belirtiyor.
İsrail, Gazze'deki 20 hastaneyi tehdit etti
Birkaç gün önce 471 sivilin hayatını kaybettiği El-Ehli Baptist Hastanesi'ni yerle bir eden İsrail, bir taraftan kendi suçunu başkalarının üzerine atmaya devam ederken, Gazze'deki 20 hastanenin daha boşaltılmasını istedi. İsrail, adeta "Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır" mesajı vererek kendi kendini yalanlamış oldu. İsrail devlet televizyonu KAN'ın İsrailli güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberinde, İsrail'in Gazze'nin kuzeyindeki 20 hastaneyi boşaltılması için uyardığı, bunlardan 6'sının boşaltıldığı ifade edildi. Hastanelerden 4'ünün bu uyarıyı reddederek boşaltmama kararı aldığı, geri kalanların ise boşaltma aşamasında olduğu aktarıldı. İsrail ordusu, dün de, Gazze'nin güneyinde yer alan Kudüs Hastanesi'nin "bombalamaya hazırlık olarak" derhal boşaltılmasını istemişti. Sağlık Bakanı Mey el-Keyle, Kudüs Hastanesi'nin, halihazırda 400 hastaya ve İsrail'in saldırılarından kaçarak buraya sığınan yaklaşık 12 bin sivile ev sahipliği yaptığını belirtti. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, "DSÖ'nün defalarca vurguladığı gibi aşırı kalabalık olan bu hastanelerin hastaları güvenli bir şekilde tahliye etmesi mümkün değil. Hastanelerin hayat kurtarma işlevlerini yerine getirmelerine izin verilmeli. Hastanelerin korunması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Gazze tam bir felaket yaşıyor
İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim'de başlattığı saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 1756'sı çocuk, 4 bin 385 kişiye ulaştı, 13 binden fazla kişi de yaralandı. İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 84 Filistinlinin öldüğü belirtildi. İsrail'in saldırılarında 16 gazeteci yaşamını yitirdi. İsrail'in saldırılarında 14 bin 200 konuttan oluşan 5 bin 500 binanın tamamen yıkıldığı belirtildi. 62 kamu binası ile 133 bin 370 konutun kısmi hasar gördüğü ve bunlardan 10 bin 127'sinin oturulamayacak durumda olduğu kaydedildi. Ayrıca 160 okulun zarar gördüğü, bunlardan 19'unun ise hizmet dışı kaldığı aktarıldı.
Gazze'ye insani yardım girişi başladı
İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'nin Mısır sınırındaki Refah Sınır Kapısı'nın geçici süreyle açılarak insani yardımların bölgeye girmeye başladığı bildirildi. Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) temel insani yardımlarının Mısır sınırından Gazze'ye girdiği belirtildi. Sınır kapısının insani yardımlar için ne kadar süreyle açık tutulacağına dair bilgiye yer verilmezken, Gazze'de insani ihtiyaçların karşılanabilmesi için sınır kapısının "sürekli olarak açık tutulması gerektiği" vurgulandı. Gazze'de "yakıt, ilaç ve tıbbi malzeme stoklarının en düşük seviyede olduğu" ve bölge halkının gıda ve elektrikten mahrum kaldığı ifade edildi. Mısır Kızılayının Kuzey Sina Müdürü Halid Zayid, Refah Sınır Kapısı'ndan İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi'ne geçen ilk yardım konvoyunun 20 tırdan oluştuğunu açıkladı. Zayid, yardımların gıda malzemelerinin yanı sıra çoğunlukla tıbbi malzemeden oluştuğunu ifade etti. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Refah Sınır Kapısı'nın açılmasının ardından DSÖ'nün sağlık malzemelerinin Gazze'ye ulaştırılmaya başlandığını belirterek, bölgeye sağlık yardımlarının ulaştırılması için sürekli erişim çağrısında bulundu.
Ekonomik bağımlılık tepkiyi engelledi
Afrikalı uzmanlara göre, Afrika ülkelerinin ekonomik açıdan kıta dışı ülkelere bağımlılığı, İsrail'in Gazze saldırısı konusundaki bağımsız duruşlarını engelliyor. Esasen Afrika için yapılan bu değerlendirme aynen tüm İslam ülkeleri ve tepki gösteremeyen diğer ülkeler için de geçerli. Güney Afrika Üniversitesi profesörlerinden Lesiba Teffo, yaptığı açıklamada, Afrika ülkelerinin kıta dışı ülkelere ekonomik bağımlılığının, dış politikadaki kararlarını etkilediğine dikkati çekerek, bazı Afrika ülkelerinin siyasi tarih ve bilinçten yoksun olduğunu belirtti. Afrika ülkelerinin ekonomik bağımlılığının İsrail'e tepkilerini engellediğine işaret eden Teffo, "Maalesef kıtada, bütçesi Batılı ülkelere bağlı olduğu için İsrail'in karşısına çıkamayan ve Batı'ya sırt çeviremeyen ülkelerimiz var" dedi. Ruandalı siyasi analist ve anayasa hukukçusu Louis Gitinywa ise İsrail ile Filistin meselesinde Afrika ülkelerinin ortak bir duruşa sahip olmamasının şaşırtıcı olmadığını ifade ederek, ekonomik açıdan güçlü iki Afrika ülkesi olan Güney Afrika Cumhuriyeti ve Cezayir'in Filistin'e destek açıklamasının anlamlı olduğunu söyledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.