Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) öncülüğünde Türkiye'nin önde gelen 40 sivil toplum kuruluşu, biraraya gelerek, içinde bulunduğumuz yılı "2004 İsrafı Önleme ve Verimlilik Yılı" ilan etti. Söz konusu kuruluşların hazırladığı "2004 Türkiye İsrafı Önleme ve Verimlilik Yılı Deklarasyonu", TİSVA ve 2004 İsrafı Önleme ve Verimlilik Yılı İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Aziz Akgül tarafından düzenlenen toplantıyla kamuoyuna açıklandı. Deklarasyonda, israf, gereksiz, amaçsız ve yararsız yere mal, emek, zaman ve kaynak harcaması olduğuna dikkat çekilerek, aynı zamanda israf, "bilinçsiz bir harcama, haksız ve yersiz bir yok ediştir" denildi. Hiç bir kaynağın sınırsız olmadığı belirtilen deklarasyonda, Türkiye'de toplumsal menfaatlerin ön plana çıkarılarak, topyekün kalkınma ve refahın sağlanmasıyla, kaynakların etkin ve verimli kullanılmasının hayati önem taşıdığı vurgulandı. İsrafın önlenmesi ve üretimin artırılması için çalışılırken, amaçsız ve yararsız harcamaya yol açan faktörlerle mücadele edilmesini herkesin görevi olduğu belirtilen deklarasyonda, diğer taraftan israfla mücadelenin vatandaşların faydasına olacak erdemli bir davranış olduğu, çünkü ülke kaynaklarının tüm insanların ortak malı olduğu kaydedildi.
Kamuda israfa son verilmeli
Deklarasyonda "Ülkemizin karşılaştığı ekonomik ve sosyal sorunlar, yönetim politikalarından kaynaklanan israfın bir sonucudur. Günlük hayatın her safhasında kaynaklar kullanılırken, azami tasarrufun sağlanması yanında çevrenin bozulmasının engellenmesi israfı önlemenin toplumdaki her bireyin görevi olduğu bilincinin geliştirilmesi, kamu açıklarının azaltılması, vatandaşlarımızın vergilerin israf edilmemesi ancak toplumda israfı önleme bilinci ve sorumluluğunun geliştirilmesiyle mümkün olabilecektir. Bu konuda öncelik kamu yönetiminin israf alanlarını belirleyerek, gerekli tedbirleri almasıdır" denildi.
İsrafın başrollerinde kötü yönetim ve yolsuzluk var
Deklarasyonda Türkiye'deki israf alanları altın, gümüş, bronz ve bireysel israf alanları şeklinde sıralandırılırken, en çok israfın olduğu altın alanlar arasında, kamu açıklarına yol açan 'kötü yönetim ve yolsuzlukların' bulunduğu belirtildi. Bunun sonucu olarak, 2003 yılında yaklaşık 52.6 katrilyon lira iç borç faiz ödemesi yapıldığı, diğer taraftan sosyal güvenlik kuruluşlarının kötü yönetiminden kaynaklanan açıkların 2003 yılında 15.5 katrilyon liradan fazla olarak gerçekleştiği bildirildi. Yine bankacılık ve ihalelerdeki kayıp ve kaçaklarında yaklaşık 77 milyar dolara ulaştığı belirtildi. İsrafın tespit edildiği, gümüş alan olarak nitelendirilen yanlış eğitim ve istihdam politikaları ve bunlar arasındaki uyumsuzluk ile hantal devlet yapısından kaynaklanan giderler gösterildi. Bireysel israf alanlarının ise deklarasyonda, tüketici bilgi ve bilincinden yoksun olunması sonucunda her kesimdeki küçük israf ve kayıplardan oluştuğu ifade edildi.
Kamuda israfa son verilmeli
Deklarasyonda "Ülkemizin karşılaştığı ekonomik ve sosyal sorunlar, yönetim politikalarından kaynaklanan israfın bir sonucudur. Günlük hayatın her safhasında kaynaklar kullanılırken, azami tasarrufun sağlanması yanında çevrenin bozulmasının engellenmesi israfı önlemenin toplumdaki her bireyin görevi olduğu bilincinin geliştirilmesi, kamu açıklarının azaltılması, vatandaşlarımızın vergilerin israf edilmemesi ancak toplumda israfı önleme bilinci ve sorumluluğunun geliştirilmesiyle mümkün olabilecektir. Bu konuda öncelik kamu yönetiminin israf alanlarını belirleyerek, gerekli tedbirleri almasıdır" denildi.
İsrafın başrollerinde kötü yönetim ve yolsuzluk var
Deklarasyonda Türkiye'deki israf alanları altın, gümüş, bronz ve bireysel israf alanları şeklinde sıralandırılırken, en çok israfın olduğu altın alanlar arasında, kamu açıklarına yol açan 'kötü yönetim ve yolsuzlukların' bulunduğu belirtildi. Bunun sonucu olarak, 2003 yılında yaklaşık 52.6 katrilyon lira iç borç faiz ödemesi yapıldığı, diğer taraftan sosyal güvenlik kuruluşlarının kötü yönetiminden kaynaklanan açıkların 2003 yılında 15.5 katrilyon liradan fazla olarak gerçekleştiği bildirildi. Yine bankacılık ve ihalelerdeki kayıp ve kaçaklarında yaklaşık 77 milyar dolara ulaştığı belirtildi. İsrafın tespit edildiği, gümüş alan olarak nitelendirilen yanlış eğitim ve istihdam politikaları ve bunlar arasındaki uyumsuzluk ile hantal devlet yapısından kaynaklanan giderler gösterildi. Bireysel israf alanlarının ise deklarasyonda, tüketici bilgi ve bilincinden yoksun olunması sonucunda her kesimdeki küçük israf ve kayıplardan oluştuğu ifade edildi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.