İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) 4. Olağanüstü Zirvesi Mekke’de yapıldı ve 56 İslam ülkesinin devlet başkanları, başbakanları ve bakanları katıldı.
Zirvenin esas gündem maddesi Suriye’ydi. Zirve sonrası yapılan açıklamada Suriye’nin Teşkilat’a olan üyeliğinin askıya alındığı duyuruldu.
Suriye’yi Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında bölüp parçalamak isteyen ABD ve İsrail, ama tokatları hep İslam ülkelerine attırıyorlar.
Önce Türkiye, Katar, Suudi Arabistan gibi ülkeler Suriye yönetimine tokat üstüne tokat attılar, şimdi onların öncülüğünde tüm İslam ülkeleri –İran hariç- Suriye’yi Haçlı potasına koydu.
Bütün deliller de gösteriyor ki, Suriye yönetimi kendi halkı ile çatışmıyor. Suriye halkı Esad’ın yanında…
Fakat öyle bir yalan haber furyası var ki, öyle bir kara propaganda var ki ve maalesef Türkiye bunun başını çekiyor, Suriye haklılığını ortaya koyamıyor.
Zaten El-Cezire, El Arabiya gibi ABD yanlı basın ve medya kuruluşlardan istifaların yaşanmasının temel nedeni buydu.
Suriye yönetimi hakkında iftiralar öyle bir noktaya çıktı ki, onlar bile bu yalanlara tahammül edemeyerek istifa etmek durumunda kaldılar.
Suriye yönetimi tarihin hiçbir döneminde bu kadar haklı olmamıştı.
Suriye’de yaşanan bir savaştır ama bu savaş tarafları Suriye yönetimi ve halk değildir.
Bu savaşın tarafları Suriye yönetimi, ordusu, halkı bir tarafta, Suriye’yi Irak, Afganistan ve Libya yapmak isteyen ABD, İsrail, AB ülkeleri ve bunların taşeronları diğer tarafta…
Suriye yönetiminin mücadelesi, yerli işbirlikçileriyle yürütülen bir gizli işgale karşı vatan savunması yapmaktır.
Bu manada BOP kapsamında işgal sırasını bekleyen İslam ülkeleri son güçlerine kadar bu sağlam kalenin düşmemesi için elerinden geleni yapmaları, her türlü desteği sağlamaları gerekirken tam tersi kendilerinden olan Suriye’nin yok edilmesi için altın tepside BOP işgalcilerinin kucağına atıyor.
56 İslam ülkesi müsaade etmese Ortadoğu coğrafyasında ne Gazze katliamları yaşanırdı ne de Irak, Afganistan katliamları…
Bugün İslam ülkelerinin liderlerinin koltuklarını Haçı çivisi ile sağlamlaştırma uğruna kendilerinden olanı feda etme gayretleri Ortadoğu coğrafyasını kan gölüne döndürmüştür.
İİT Başkanı Ekmelettin İhsanoğlu “Suriye’nin bundan sonra Teşkilat içinde adım atması imkansız” ifadelerini kullanmıştır. Neden bu karar alınıyor? Suriye yönetimi ABD ve yandaşlarının taviz taleplerini, bölünmeyi kabul etmediği için.
Böyle bir direnç gösteren Suriye’nin, değil üyelikten kovulması, Teşkilat’ın onur üyesi yapılması gerekir, başta Türkiye olmak üzere diğer ülkeler gibi batıya boyun bükmediği için…
Suriye’nin üyeliğinin askıya alınmasını Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’nın öncelikli olarak teklif etmesi de ayrıca Türk milleti için onur kırıcı bir hadisedir.
Gül, zirvede yaptığı konuşmada, “Bundan sonra en öncelikli yapılması gereken Esed sonrası rejime geçişin süratle gerçekleşmesi. İslam İşbirliği Teşkilatı üyeliğinin askıya alınması gerekir” ifadelerini kullanmıştır. Ve askıya alma kararı onun üzerine alınmıştır.
Dün tüm İslam coğrafyasını Haçlı işgallerine karşı canı pahasına koruyan Türk milletinin bugünkü temsilcilerinin, İslam ülkelerini Haçlının kucağına atmada başrol kapma mücadelesine girişmesi, üzerinde çok düşünülmesi gereken bir konudur.
“Yazık” demekten başka bir şey bulamıyorum.
Bugün acınacak olan Suriye değil, tarihine ters düşen bizleriz.
Zirvenin esas gündem maddesi Suriye’ydi. Zirve sonrası yapılan açıklamada Suriye’nin Teşkilat’a olan üyeliğinin askıya alındığı duyuruldu.
Suriye’yi Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında bölüp parçalamak isteyen ABD ve İsrail, ama tokatları hep İslam ülkelerine attırıyorlar.
Önce Türkiye, Katar, Suudi Arabistan gibi ülkeler Suriye yönetimine tokat üstüne tokat attılar, şimdi onların öncülüğünde tüm İslam ülkeleri –İran hariç- Suriye’yi Haçlı potasına koydu.
Bütün deliller de gösteriyor ki, Suriye yönetimi kendi halkı ile çatışmıyor. Suriye halkı Esad’ın yanında…
Fakat öyle bir yalan haber furyası var ki, öyle bir kara propaganda var ki ve maalesef Türkiye bunun başını çekiyor, Suriye haklılığını ortaya koyamıyor.
Zaten El-Cezire, El Arabiya gibi ABD yanlı basın ve medya kuruluşlardan istifaların yaşanmasının temel nedeni buydu.
Suriye yönetimi hakkında iftiralar öyle bir noktaya çıktı ki, onlar bile bu yalanlara tahammül edemeyerek istifa etmek durumunda kaldılar.
Suriye yönetimi tarihin hiçbir döneminde bu kadar haklı olmamıştı.
Suriye’de yaşanan bir savaştır ama bu savaş tarafları Suriye yönetimi ve halk değildir.
Bu savaşın tarafları Suriye yönetimi, ordusu, halkı bir tarafta, Suriye’yi Irak, Afganistan ve Libya yapmak isteyen ABD, İsrail, AB ülkeleri ve bunların taşeronları diğer tarafta…
Suriye yönetiminin mücadelesi, yerli işbirlikçileriyle yürütülen bir gizli işgale karşı vatan savunması yapmaktır.
Bu manada BOP kapsamında işgal sırasını bekleyen İslam ülkeleri son güçlerine kadar bu sağlam kalenin düşmemesi için elerinden geleni yapmaları, her türlü desteği sağlamaları gerekirken tam tersi kendilerinden olan Suriye’nin yok edilmesi için altın tepside BOP işgalcilerinin kucağına atıyor.
56 İslam ülkesi müsaade etmese Ortadoğu coğrafyasında ne Gazze katliamları yaşanırdı ne de Irak, Afganistan katliamları…
Bugün İslam ülkelerinin liderlerinin koltuklarını Haçı çivisi ile sağlamlaştırma uğruna kendilerinden olanı feda etme gayretleri Ortadoğu coğrafyasını kan gölüne döndürmüştür.
İİT Başkanı Ekmelettin İhsanoğlu “Suriye’nin bundan sonra Teşkilat içinde adım atması imkansız” ifadelerini kullanmıştır. Neden bu karar alınıyor? Suriye yönetimi ABD ve yandaşlarının taviz taleplerini, bölünmeyi kabul etmediği için.
Böyle bir direnç gösteren Suriye’nin, değil üyelikten kovulması, Teşkilat’ın onur üyesi yapılması gerekir, başta Türkiye olmak üzere diğer ülkeler gibi batıya boyun bükmediği için…
Suriye’nin üyeliğinin askıya alınmasını Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’nın öncelikli olarak teklif etmesi de ayrıca Türk milleti için onur kırıcı bir hadisedir.
Gül, zirvede yaptığı konuşmada, “Bundan sonra en öncelikli yapılması gereken Esed sonrası rejime geçişin süratle gerçekleşmesi. İslam İşbirliği Teşkilatı üyeliğinin askıya alınması gerekir” ifadelerini kullanmıştır. Ve askıya alma kararı onun üzerine alınmıştır.
Dün tüm İslam coğrafyasını Haçlı işgallerine karşı canı pahasına koruyan Türk milletinin bugünkü temsilcilerinin, İslam ülkelerini Haçlının kucağına atmada başrol kapma mücadelesine girişmesi, üzerinde çok düşünülmesi gereken bir konudur.
“Yazık” demekten başka bir şey bulamıyorum.
Bugün acınacak olan Suriye değil, tarihine ters düşen bizleriz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Gelir adaleti, enflasyon sebebi olamaz / 26.02.2025
- Muhalefet, ‘Biz de kalan yüzde 50’yiz’ diyebilmeli / 25.02.2025
- Hedefler farklı, uygulamalar çok farklı! / 24.02.2025
- Oğlunun elini öpen o örnek anne / 21.02.2025
- ‘2010 referandumunda neredeydin TÜSİAD?’ / 19.02.2025
- Bütçe açığı vatandaşın sırtında / 18.02.2025
- ‘Sen peygamber değilsin fakat vezirsin’ / 15.02.2025
- Trump-FED kavgası: İkinci perde / 14.02.2025
- ‘Deli ol dünya senin kahrını çeksin’ dünyası! / 12.02.2025
- Gazze’yi alacak, finansı da İslam ülkelerinden / 11.02.2025
- Muhalefet, ‘Biz de kalan yüzde 50’yiz’ diyebilmeli / 25.02.2025
- Hedefler farklı, uygulamalar çok farklı! / 24.02.2025
- Oğlunun elini öpen o örnek anne / 21.02.2025
- ‘2010 referandumunda neredeydin TÜSİAD?’ / 19.02.2025
- Bütçe açığı vatandaşın sırtında / 18.02.2025
- ‘Sen peygamber değilsin fakat vezirsin’ / 15.02.2025
- Trump-FED kavgası: İkinci perde / 14.02.2025
- ‘Deli ol dünya senin kahrını çeksin’ dünyası! / 12.02.2025
- Gazze’yi alacak, finansı da İslam ülkelerinden / 11.02.2025