İslam Atatürk’le korundu

Sevgili okurlarım, ülkemizde hangi mesele olursa olsun, sonunda çıkış yolu daima ve kesin olarak Atatürk'le mümkün olabiliyor.

O büyük deha olmadan hiç bir sorunun üstesinden gelinemiyor.

Peygamberimizin en büyük ilim hazinesi Hz Ali de aynen böyle idi.

"Gasp" yoluyla Hilafeti işgal edenler; içinden çıkamadıkları pek çok meseleyi Hz Ali'ye danışarak çözmeye muktedir olurlardı.

Şimdi de aynısı oluyor.

Yönetmeye liyakatli değilsen, istersen halkın %100 oyu ile seçil sıfırsın!

Burada ölçü halk kalabalıkları değil, hakkın bizzat kendisidir.

Atatürk de kendisine karşı olan İstanbul saltanatına karşı hakkı rehber edindi ve daima hayatında onu referans aldı.

İşte Atatürk'ün yanılmazlığı ve büyük dehasının sırrı buradan geliyor.

Yani bir gün İsrailci, bir başka gün İsrail karşıtı olmadı.

İşte buna yaşanmış bir Atatürk örneği:

Atatürk, İsrail´in kuruluşuna engel olan adamdı. 20.08.1937'de TBMM'de yaptığı konuşmada şunları söyledi: 

"Biz Türkiye'yi kurtarmak için mücadele ederken Arap kardeşlerimizden uzak kaldık. Şimdi kafi derecede kuvvetliyiz ve kendimize güvenimiz tamdır. İslam'ın mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. 

Buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. 

Hazreti Peygamberimizin son arzusunu yani mukaddes toprakların daima İslam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız. 

Ceddimiz Selahattin´in idaresi altında uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri toprakların yabancı hakimiyeti altında kalmasına müsaade etmeyeceğiz. 

Avrupa´nın bu mukaddes yerlere sahip olmak için atacağı ilk adımda bütün İslam âlemini ayaklandırıp; icraata geçireceğiz."

Yahudi lobileri; "İsrail´in kuruluşu Atatürk yüzünden gecikti" demişlerdir.

Atatürk´ün bu meydan okumasından ve Türkiye'deki mason, misyoner derneklerini, okullarını kapatmasından sonra Atatürk düşmanlığı başlattılar. Türkiye´deki Atatürk düşmanlığı bir İngiliz, Yahudi projesidir.

Bunu biz nereden öğreniyoruz?

Gerçek Atatürk'ü Türk milletiyle buluşturan ve soyunun Ehl-i Beyt'e dayandığını ortaya koyan büyük devrimci, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'den öğrendik.

Atatürk, Osmanlı'yı yıkan bütün mason derneklerini, roteryan kulüplerini, misyoner okullarını kapattı. 

1928 yılında Bursa Amerikan Kız Kolejinde okuyan üç Türk kızının Hıristiyan olduğunu duyunca okul yöneticilerini huzuruna çağırttı. 

"Sizin göreviniz Türkiye´deki yabancıların çocuklarını okutmak mı? Yoksa Müslüman çocuklarını Hıristiyan yapmak mı?" sorusunu hiddetle sordu. 

Okul yöneticilerini yargılattı, cezalandırdı. 29 Ocak 1928´de bütün yabancı okulları kapattı.  

Sivas´ta beş misyoner okulu vardı, kapattı. Atatürk ile İslam korundu, Anadolu yeniden İslamlaştırıldı. 

Misyonerlik faaliyetleri yasaklandı. Yabancılara satılan yerler geri alındı. Ülkemizin Filistin, Suriye, Irak, Lübnan olmasına izin vermedi.

Atatürk dönemi Van milletvekili İbrahim Arvas Tarihi Hakikatler adlı kitabında; "Atatürk'ün sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler, ikincisi masonlardı" demişti.

Sizce Atatürk olmasaydı İslam'dan eser kalır mıydı?

Öyle değil mi Sayın Diyanet İşleri Başkanım!