İran üzerinden Çin hedef alınıyor
Çin uzmanı akademisyen Nurettin Akçay, "ABD'nin, İran'ı zayıflatarak Çin'in Ortadoğu'daki emellerini de zayıflatma amacında olduğunu" söyledi
04.11.2018 00:00:00





Çin uzmanı akademisyen Nurettin Akçay, "ABD'nin, İran'ı zayıflatarak Çin'in Ortadoğu'daki emellerini de zayıflatma amacında olduğunu" söyledi. Şangay (Shanghai) Üniversitesi'nde küresel çalışmalar alanında akademik faaliyetlerini sürdüren Akçay, ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları, ABD-Çin güç çekişmesinden ayrı düşünmemek gerektiğini belirtti.
Akçay, "Çin'in ABD hegemonyasına yönelik en büyük meydan okumalardan biri olan Yeni İpek Yolu Projesi'nin en önemli hatları Ortadoğu'dan geçiyor. Çin'in Ortadoğu gibi bir bölgede daha fazla söz sahibi olması için Hizbullah, Husiler, Haşdi Şabi gibi Ortadoğu'nun diğer ülkelerinde de etkili olan aktörlere yön verebilen İran gibi bir ülkeye ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.
Akçay, "Çin'in ABD hegemonyasına yönelik en büyük meydan okumalardan biri olan Yeni İpek Yolu Projesi'nin en önemli hatları Ortadoğu'dan geçiyor. Çin'in Ortadoğu gibi bir bölgede daha fazla söz sahibi olması için Hizbullah, Husiler, Haşdi Şabi gibi Ortadoğu'nun diğer ülkelerinde de etkili olan aktörlere yön verebilen İran gibi bir ülkeye ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.
ABD'nin İran'a yönelik hamlelerini "Çin'in Ortadoğu'daki elini kesmek" olarak da okumanın mümkün olduğunu savunan Akçay, şöyle devam etti: "ABD-İran rekabetini ABD-Çin rekabeti olarak da tanımlayabiliriz.
ABD eğer Çin'i durdurmak istiyorsa Çin'in Ortadoğu'daki hamlelerini durdurmak zorundadır. ABD, İran'ın Çin için ne kadar değerli olduğunun farkında ve İran'ı zayıflatmanın Çin'in Ortadoğu'ya yönelik emellerini de zayıflatmak anlamına geldiğini biliyor. Bu nedenle İran'a yönelik yaptırımlar özelinde, Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri Çin'den bağımsız düşünmemek durumundayız." Buna rağmen Çin'in ABD-İran çekişmesinde ABD'nin yanında durmaktan başka çaresinin bulunmadığına dikkati çeken Akçay, Çin'in ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarına uyacağı sinyallerini verdiğini aktardı.
ABD eğer Çin'i durdurmak istiyorsa Çin'in Ortadoğu'daki hamlelerini durdurmak zorundadır. ABD, İran'ın Çin için ne kadar değerli olduğunun farkında ve İran'ı zayıflatmanın Çin'in Ortadoğu'ya yönelik emellerini de zayıflatmak anlamına geldiğini biliyor. Bu nedenle İran'a yönelik yaptırımlar özelinde, Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri Çin'den bağımsız düşünmemek durumundayız." Buna rağmen Çin'in ABD-İran çekişmesinde ABD'nin yanında durmaktan başka çaresinin bulunmadığına dikkati çeken Akçay, Çin'in ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarına uyacağı sinyallerini verdiğini aktardı.
Çin uzmanı Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü: "İran, bu iki güç (ABD-Çin) yanında karınca misali durmaktadır. Örneğin; geçen yıl yaklaşık 4.3 trilyon dolara ulaşan Çin'in dış ticaretinde İran'ın payı yüzde 1'in altında iken, ABD-Çin ticaret hacmi, Çin'in İran'la olan ticaret hacminden 17 kat büyüktü. Üstelik bu rakamın 506 milyar doları Çin'in ABD'ye ihracatından oluşuyor." Çin'in tüm destek açıklamalarına rağmen İran'ı yalnız bırakacağını öngördüklerini ifade eden Akçay, "Ağustos ayında İran'dan ithal edilen petrol oranı yüzde 26 oranında artış göstermiş ve günlük 874 bin varile ulaşarak, Çin-İran petrol ticareti rekor kırmıştı. Ambargo öncesinde Çin'in İran'dan olabildiğince petrol almaya çalışması Çin'in İran'ı yalnız bırakacağının ilk işaretiydi" dedi.
Bu aşamadan sonra olabilecek ihtimallere ilişkin Akçay, "Her şeyden önce ABD-İran çekişmesinde Çin'in ABD'yi tercih etmesi İran'ı zor durumda bırakacaktır. Çin, söylendiği gibi İran'dan petrol alımını keserse İran'ın petrol ihracatı günlük 500 bin varil seviyesine inebilir, bu da İran ekonomisini büyük bir kaosa sürükler" dedi.
Bu durumda "Çin'in güvenilmez ve çıkarlarının peşinde koşan bir ülke haline" geleceğini söyleyen Akçay, Çin'in müttefiklerinin de yaşananlardan gerekli dersleri çıkaracağını dile getirdi. Pekin'in önceliğinin "enerji güvenliği" olduğuna değinen Akçay, "Çin'in 2017 yılı petrol ithalat rakamlarına baktığımızda İran'ın payının yüzde 7.3 Suudi Arabistan'ın ise yüzde 12,6 oranında olduğunu görürüz. Yine geçen yıl Suudi Arabistan ve Çin arasında 65 milyar dolarlık bir anlaşma yapıldığını biliyoruz. Çin'in Suudi Arabistan'a kıyasla İran'a daha yakın olduğuna dair bir algı varken bu rakamlar kafa karıştırıyor" ifadelerini kullandı. AA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.