Irak'ta 15,5 milyon kayıtlı seçmenden yaklaşık olarak 9 milyonu sandıklara giderek anayasa için oyunu kullandı...Yani referanduma katılma oranı yaklaşık olarak % 60 civarındaydı...Güvenlik sorunları, işgalin devamı ve geleceğe dönük umutsuzluklar bu oranının düşük olmasına yetmiştir. Sistani gibi dini liderlerin fetvalarına rağmen Şii bölgelerinde bile insanlar sandığa gitmemiştir. Amerika Dışişleri Bakanı Rice'ın 'Anayasa kabul edildi' demesine rağmen kesin sonuçların Çarşamba günü açıklanması bekleniyor. Ancak gelen ilk bilgilere bakılırsa Kürt ve Şii bölgesinde Iraklıların büyük bölümü anayasa'ya 'evet' dedi. Sünniler ise Anbar ve Selahattin vilayetlerinde % 8090 oranlarla anayasa'ya 'hayır' dedi...Anayasanın kabul ya da reddini belirleyecek vilayet ise Musul...İngilizlerin 90 yıl önce Musul'u almalarının ne denli önemli olduğu bir kez daha kanıtlanıyor. Sünnilerin ağırlıklı olarak yaşadığı bu vilayette sayım devam ediyor. Sünniler Barzani ve Talabani'yi bu vilayete Kürtleri taşıyarak oy kullanmalarını sağlamakla suçluyor. Oy pusularının yerinde değil de belirli merkezlerde sayıldığına dikkat çeken tarafsız gözlemciler bu vilayetteki sonucun her koşulda tartışma yaratacağına dikkat çekiyor.Oy günü bombardımanDemek ki sonuç ne olursa olsun anayasa ile ilgili tartışma hep devam edecek. İnsanlar oy kullanmaya giderken bile Amerikan uçak ve tankları Sünnilerin yoğun olarak yaşadığı Ramadi, Felluje ve Tikrit'i bombalıyordu. Herkes bu anayasanın niyetlere bağlı olarak yalnızca Kürtlerin işine yarayacağını söylüyor. Kürtler; Bağdat'ta elde ettikleri avantajlarla yetinmeyip bu avantajları kullanarak Kuzey'deki varlıklarını güçlendirme yolunu seçerlerse ne anayasa ne de başka bir şey işe yarayacaktır. Aynı şey Şiiler için geçerlidir.Enteresan ilişki yumağıAncak Şiilerin herhangi bir adım atmaları daha çok İran'ın bölgesel hesaplarına bağlıdır. Kürtlerin güvendiği güç ise Amerika'dır...Görüldüğü gibi Irak'ın geleceğini belirleyecek gelişme Amerika ile İran arasındaki ilişkidir. Önümüzdeki dönemde daha çok bu ilişki ile ilgili gelişmeler ön plana çıkacaktır...İran ve İran'ın ABD ve Batı ile ilişkileri yakından izlenmelidir.İran desteksiz Şiiler zorunlu da olsa Sünnilerle anlaşacak ve Amerikan desteğini kaybedecek Kürtlerin ayrılıkçı eğilimlerine dur diyecek...Böylece anayasa ne yazarsa yazsın Irak, toprak ve halk birliğini koruyacaktır. Sünni direnişçiler de siyasi çözümün bir parçası olarak direnişlerine son verecek ve bunun sonucu olarak Ladin ve Zarkavi'nin şansı azalacak.Demek ki; iş yine Washington'da bitiyor...Tümüyle yalan gerekçelerle Irak'ı işgal eden ve bu işgal sonucu bu ülkeyi darmadağın ederek 150 bin insanın ölümüne neden olan Amerika şimdi ciddi bir sınav ile karşı karşıyadır.Ya tüm tarafları ulusal bir program etrafında toplayarak ülkeye vaat ettiği demokrasi ve özgürlüğü yerleştirecek, ya da bildik 'emperyalist' hesaplarla sinsi planlarını uygulayacaktır.Bunun için de çok şey yapmasına gerek yok. Çünkü şu ya da bu şekilde Iraklılara kabul ettirilen yeni anayasa Amerika ve yandaşlarına böyle bir olanağı tanıyor. İşgal altında bir ülkede anayasa'ya 'evet' ya da 'hayır' demek hiçbir şey ifade etmez.Önemli olan işgalci ülkenin bu anayasa ile ne yapmak istediğidir. Unutmamak gerekir ki; Amerika ve onun sinsi planları olmadan ne bu anayasa yazılabilir ne de bu anayasaya Şii ve Kürtlerin desteği sağlanabilirdi. Belki de bu nedenle Amerikalılar Irak'ta olup bitenleri kendilerinin 1787 yılında kabul ettiği anayasa sürecine ve bu süreci izleyen gelişmelere benzetmektedirler.Kendileri de o dönemde hem iç savaş yaşıyor hem de şimdiki müttefikleri işgalci İngilizlere karşı savaşıyordu. Amerikalılar; Fransa, Hollanda ve Ispanya'nın desteği ile İngilizleri kovabildi.Bakalım Iraklılar kimin desteği ile Amerika ve İngiltere'den kurtulacak!Hüsnü Mahalli / Akşam
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.