Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ocak 2013 tarihli yazısıdır.
İlmi ile amil olmayanların hâli
İlmi ile amil olmayanların hâli
Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de, ilmi ile amil olmayanlara, yani ilmi olduğu halde ameli olmayanlara, "merkep" diyor. Evet, "Onlar kitap yüklü merkepler gibidir" İlâhî buyruğu, bu tip insanların hâlini anlatan çok çarpıcı bir benzetmedir.
Öyle bir merkep ki, sırtına kitapları yüklenmiş gidiyor. Merkep kitaptan istifade edebilir mi?
El cevap: Edemez. İşte, ilmi ile amel etmeyen, ama kendine âlim denilen insanlar da aynı kitap yüklü merkep hükmündedirler. Onlar da bir sürü bilgiyi sırtlanmışlar, sadece hamallığını yapıyorlar. O ilimden istifade etmedikleri için merkepten hiçbir farkları yok.
Mühim olan ilimden istifade etmektir. İlimden istifade ise ancak o ilmin hayata geçirilmesiyle mümkündür.
Burada karşımıza mücerred ve müşahhas kavramları çıkıyor. Mücerred; okumak, ilim tahsil etmek, öğrenmektir; müşahhas ise; okunan, öğrenilen o ilmi hayata geçirmektir, yani amel etmektir.
Yaşayarak onu ubudiyet hâline getirmektir. O bakımdan ilim esastır. Ancak amil olmak şartıyla, amel etmek şartıyla esastır. Yoksa -Allah muhafaza eylesin- insan bir merkep olmaktan öteye geçemez.
Burada bir hadis-i şerifi daha hatırlatmakta fayda var. Allah'ın Sevgilisi (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Bütün insanlar helaktedir; iman edenler müstesna. İman edenler helake gider; ilim sahipleri müstesna. İlim sahipleri helake gider; amel edenler müstesna. Amel edenler helake gider; ihlas sahipleri müstesna. İhlas sahipleri de korku üzeredir."
Dikkat edilirse, burada amel, ihlas, korku ve ümit dengesi var. İman, ilim, amel olacak ama ne ile olacak? Cevabı Allah'ın Sevgilisi veriyor: İhlas ile olacak.
Peki, ihlasın özü nedir?
Havfullahtır; Allah korkusudur. Eğer kulda Allah korkusu yoksa yaptığı ibadete riya karışır. Binaenaleyh, işin özünde ihlâs, ihlasın özünde de havfullah vardır. O bakımdan ameli ihlassız, ihlası da havfullahsız düşünmek imkansızdır.
Korku ve ümit dengesi
Konu buraya gelmişken bir hususu daha hatırlatarak makalemize son verelim. Bir insanın, mutlak manada kurtulduğuna inanması veyahut bir "benim kurtuluşum mümkün değildir" düşüncesine sahip olması çok tehlikelidir.
Bizim vazifemiz, kullukta ısrardır. Yoksa biz, yaptıklarımızla kurtulacak değiliz. Bizi kurtaracak olan Cenab-ı Hakk'ın rahmetidir. Onun için kul, Cenab-ı Hakk'ın rahmetinden ümidini kesmemeli ve fakat yaptıklarına da güvenmemelidir. Rahmetinden ümit kesmeyerek ibadette ısrar etmelidir. Kulun vazifesi, emredileni yapmaktır; kulluktur.
Kulluk uzun bir cadde gibidir. O caddede yürümek bize emredilmiştir. Kul bazen caddede yürürken düşer, ayağını kırar, kolunu çıkartır; bunların hepsi olabilir. Cenab-ı Hak, o yolda kulu, hayır ve şerle dener. Kula düşen hayır anında şükretmek, şer anında da sabretmektir. Kısaca, kul korku ile ümit arasında hayatını sürdürür.
Bir Hak dostunun dediği gibi: "Dünyada bir tek insanın cennete girebileceği söylense onu, kendim zannederim. Ya da bir tek insanın cehenneme gireceği söylense onu da yine kendim bilirim." İşte ölçü budur. Öyle sonsuz bir ümit, öyle sonsuz bir korku.
Havf ve reca. Asıl kulluk da burada. Yaptığımıza, yapacağımıza güvenmeyeceğiz. Bu iki duygu arasında yapılması gerekenleri ihlaslı bir şekilde yapmaya devam edeceğiz.
"Allah bizi kulluk caddesinde en güzel şekilde yürüyen kullarından eylesin."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- İmam Zeynelabidin / 06.04.2025
- Şehitlerin efendisi İmam Hüseyin / 05.04.2025
- İmam Hasan dönemi bugüne ne kadar da benziyor / 04.04.2025
- İmam Ali'nin hilafeti / 03.04.2025
- Gelmiş ve gelecek kadınların en üstünü Hz. Fatıma / 02.04.2025
- En güzel örnek Hz. Muhammed Mustafa (sav) / 01.04.2025
- Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt / 31.03.2025
- Ramazan Bayramımız mübarek olsun / 30.03.2025
- Vesile haktır / 29.03.2025
- Türkiye’nin ve dünyanın ihtiyacı Milli Ekonomi Modeli’dir / 28.03.2025
- Şehitlerin efendisi İmam Hüseyin / 05.04.2025
- İmam Hasan dönemi bugüne ne kadar da benziyor / 04.04.2025
- İmam Ali'nin hilafeti / 03.04.2025
- Gelmiş ve gelecek kadınların en üstünü Hz. Fatıma / 02.04.2025
- En güzel örnek Hz. Muhammed Mustafa (sav) / 01.04.2025
- Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt / 31.03.2025
- Ramazan Bayramımız mübarek olsun / 30.03.2025
- Vesile haktır / 29.03.2025
- Türkiye’nin ve dünyanın ihtiyacı Milli Ekonomi Modeli’dir / 28.03.2025