İnşaatta alarm zilleri çalıyor
Türkiye’de yaklaşık iki milyon kişiye istihdam sağlayan inşaat sektörü düşen konut satışları nedeni ile zor durumda. Yaklaşık 800 bin konutun elde kalmış durumda. İnşaat şirketleri de 372 milyar TL’ye ulaşan borçlarını ödeyemez halde
17.11.2018 00:00:00





Türkiye ekonomisinin son 15 yıldaki itici gücü olan inşaat sektöründe alarm zilleri çalıyor. Yaklaşık 2 milyondan fazla insana istihdam sağlayan inşaat şirketlerinin bankalara olan borcu 370 milyar TL'yi aşarken iç talepteki durgunluk nedeni ile konut satışları her ay yaklaşık yüzde 10 düşüyor.
Türkiye genelinde 800 bin konutun elde kaldığı belirtiliyor. Hükümet de 2 milyondan fazla kişiye istihdam sağlayan ve geçen yıl itibariyle yaklaşık 3 trilyon liralık büyüklüğe ulaşan GSYH'nin yüzde 7.4'üne karşılık gelen dev bir sanayi haline gelen inşaat sektörünü nasıl kurtaracağını düşünüyor. Gündemde inşaat şirketlerine bir destek paketi sunulması var.
Ancak uzmanlar bu paketin işe yarayacağından kuşkulu. Sektörün uzun süre aylık yüzde 1 faizle kredi kullanma imkanına kavuştuğunu ve bunun da toplumdaki konut talebini körükleyerek bir inşaat patlamasına neden olduğunu dile getiren uzmanlara göre; bu pembe tablo, 2016 yılı ile birlikte tersine dönmeye başladı.
Ekonomide yaşanan bozulma, iyice kabaran konut fiyatlarında düşüşler yaşanmasının önünü açtı. Türkiye'ye yönelik sermaye akımının giderek azalması sonrasında inşaat sektörünün çok ciddi finansman sorunu yaşamaya başladığına işaret eden uzmanlar, son yıllarda düzenlenen konut kampanyalarının da sektöre can suyu veremediğini ifade ediyorlar.
Buna göre vatandaştan gelecek bir talep yoksa suni desteklerle piyasanın canlanması mümkün görünmüyor.
Şirket borçları rekor seviyede
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) Eylül 2018 verilerine göre, inşaat sektörüne verilen kredi miktarı, toplam kredilerin yaklaşık yüzde 15'ine ulaşmış durumda.
İnşaat şirketlerinin kullandığı nakdi kredi miktarı 217 milyar TL'yi geçerken teminat mektubu ile kullandırılan kredi miktarı ise 155 milyar TL'ye çıktı.
Buna karşın Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye genelinde konut satışları 2018 Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9.2 oranında azalarak 127 bin 327 oldu. İlk defa satılan konut sayısı ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14 azaldı.
800 bin konut elde kaldı
Türkiye genelinde yaklaşık 800 bin hazır konut şu anda elde kalmış durumda. Hükümet satılmayan bu konutları kamu kaynaklarını kullanan bir formülle satın alıp, sektöre destek vermeyi planlıyor.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Karatepe'ye göre, inşaat sektörünün diğer sektörlerle olan yakın ilişkisi nedeniyle konut stoğu konusundaki sıkıntılar tüm alanlarda hissedilen bir sıkıntı haline gelmiş durumda.
Bugün itibariyle inşaat şirketlerinin 372 milyar TL'lik borçlarını ödeyemez hale geldiğine dikkat çeken Prof. Karatepe, "Çok ciddi olan bu kredi riski bankacılık sektörünü de tehdit eder bir hale geldi" diyor. Buna karşın dünyada hiçbir ülkenin satılmayan konutları kamu kaynakları ile satın alma yoluna giderek, halka ilave borç yaratacak bir sonuca yol açamayacağını öne süren Karatepe, şunları söyledi: "Bu uygulama hayata geçerse, devlet inşaat sektörünün borçlarını üstüne alarak, ortaya çıkan sorunların faturasını halka çıkarmış olur. O zaman yarın satılamayan otomobilleri de mi devlet satın alacak? Ekonomideki mevcut sorunlar böyle palyatif çözümlerle değil, krizin yaşandığını kabul ederek daha gerçekçi çözümler üretilmesi gerekiyor."
HABER MERKEZİ
Türkiye genelinde 800 bin konutun elde kaldığı belirtiliyor. Hükümet de 2 milyondan fazla kişiye istihdam sağlayan ve geçen yıl itibariyle yaklaşık 3 trilyon liralık büyüklüğe ulaşan GSYH'nin yüzde 7.4'üne karşılık gelen dev bir sanayi haline gelen inşaat sektörünü nasıl kurtaracağını düşünüyor. Gündemde inşaat şirketlerine bir destek paketi sunulması var.
Ancak uzmanlar bu paketin işe yarayacağından kuşkulu. Sektörün uzun süre aylık yüzde 1 faizle kredi kullanma imkanına kavuştuğunu ve bunun da toplumdaki konut talebini körükleyerek bir inşaat patlamasına neden olduğunu dile getiren uzmanlara göre; bu pembe tablo, 2016 yılı ile birlikte tersine dönmeye başladı.
Ekonomide yaşanan bozulma, iyice kabaran konut fiyatlarında düşüşler yaşanmasının önünü açtı. Türkiye'ye yönelik sermaye akımının giderek azalması sonrasında inşaat sektörünün çok ciddi finansman sorunu yaşamaya başladığına işaret eden uzmanlar, son yıllarda düzenlenen konut kampanyalarının da sektöre can suyu veremediğini ifade ediyorlar.
Buna göre vatandaştan gelecek bir talep yoksa suni desteklerle piyasanın canlanması mümkün görünmüyor.
Şirket borçları rekor seviyede
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) Eylül 2018 verilerine göre, inşaat sektörüne verilen kredi miktarı, toplam kredilerin yaklaşık yüzde 15'ine ulaşmış durumda.
İnşaat şirketlerinin kullandığı nakdi kredi miktarı 217 milyar TL'yi geçerken teminat mektubu ile kullandırılan kredi miktarı ise 155 milyar TL'ye çıktı.
Buna karşın Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye genelinde konut satışları 2018 Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9.2 oranında azalarak 127 bin 327 oldu. İlk defa satılan konut sayısı ise bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14 azaldı.
800 bin konut elde kaldı
Türkiye genelinde yaklaşık 800 bin hazır konut şu anda elde kalmış durumda. Hükümet satılmayan bu konutları kamu kaynaklarını kullanan bir formülle satın alıp, sektöre destek vermeyi planlıyor.
Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Karatepe'ye göre, inşaat sektörünün diğer sektörlerle olan yakın ilişkisi nedeniyle konut stoğu konusundaki sıkıntılar tüm alanlarda hissedilen bir sıkıntı haline gelmiş durumda.
Bugün itibariyle inşaat şirketlerinin 372 milyar TL'lik borçlarını ödeyemez hale geldiğine dikkat çeken Prof. Karatepe, "Çok ciddi olan bu kredi riski bankacılık sektörünü de tehdit eder bir hale geldi" diyor. Buna karşın dünyada hiçbir ülkenin satılmayan konutları kamu kaynakları ile satın alma yoluna giderek, halka ilave borç yaratacak bir sonuca yol açamayacağını öne süren Karatepe, şunları söyledi: "Bu uygulama hayata geçerse, devlet inşaat sektörünün borçlarını üstüne alarak, ortaya çıkan sorunların faturasını halka çıkarmış olur. O zaman yarın satılamayan otomobilleri de mi devlet satın alacak? Ekonomideki mevcut sorunlar böyle palyatif çözümlerle değil, krizin yaşandığını kabul ederek daha gerçekçi çözümler üretilmesi gerekiyor."
HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.