IMF'nin kapısı

Ekonomilerindeki kırılganlık nedeniyle, dünya piyasalarında iki ülkenin adı öne çıkıyor: Biri Arjantin, biri de bizim ülkemiz Türkiye'miz?
Arjantin IMF kapısını çaldı, onlar da 'gel' dediler, sevip, (!) bağırlarına bastılar?
Bu IMF, kapısını çalan ülkeleri belli ki çok seviyor?
Bir miktar para veriyor, 'şu şartları da yerine getirirseniz kalkınacaksınız' diyor?
Verdiği parayı geri alması için, ülke insanını aç bıraktıracak şartlar bunlar? Maaşlar ya yerinde sayacak ya da düşürülecek. Yatırımlar duracak. Çok uluslu şirketlerin önü açılacak, ülkeye yatırım(!) yapacaklar, IMF'nin kapısını çalan ülke de rahata erecek.
IMF'nin kapısını çalmada Arjantin'den sonra ilk sıra da bizdeymiş.
Mevcut iktidar ekonomi politikalarıyla ülkemizi IMF'ye muhtaç hale getirdi. Haziran ayındayız, bu ay seçim ayı? Emekliler, bir nebze de olsa bu ay rahat etti. Emekli Haziran ayı maaşını almıştı, bin lira da ikramiye aldı, önümüzdeki hafta Temmuz maaşını da alacak. Haziran ayı, emekliler açısından bolluk ayı oldu.  Bakalım sonrası ne olacak? Bayram haftası olan Haziran ayının ortasındaki günlerden ta Ağustos ayına kadar nasıl bir yol izleyecekler, o zamana kadar bu paralarla idare edebilecekler mi! İnşaallah ederler.
Muhalefet de öyle vaatlerde bulunuyor ki, şaşırmamak elde değil! İktidarın da, iktidar olmaya can atan muhalefetin de kafası o kadar karışık ki. Her ikisi de IMF'ye teslim olacak, görünen bu?
Milli para nedir?
Milli Ekonomi Nedir?
Tarım ile kalkınma, tarım ve sanayi ile birlikte kalkınma nedir?
Toprak bereketli?
Millet çalışmaya, kazanmaya, başarıya susamış?
Ama bütün bu nimetlerin milletimiz için önemini biliyorlar mı, milli kalkınma hedefleri var mı, bunu başarabilecekler mi?
"Arjantin'i Türkiye mi izleyecek? Son bir aylık süreçte para birimi TL'den daha fazla değer kaybeden tek ülke olan Arjantin, bir kez daha IMF'nin kapısına düştü. Arjantin, IMF'den 50 milyar dolar borç alacak. Arjantin'i Türkiye'nin izlemesi de ihtimal dahilinde." (Yeni Mesaj,08 Haziran 2018 Cuma).
Milli Ekonomi Modeli ile Türkiye'mizi kalkındıracağını, insanlığı rahat ettireceğini beyan eden Prof. Dr. Haydar Baş'ın kapısını çalmak, çok zor geliyor bizim ekonomistlerimize ve siyasetçilerimize? Bu kapı halkın, milletin, insanlığın kapısı? Çalmayan çalmasın; gelmeyen gelmesin bu kapıya, milletimiz bu kapıya koşacak. Milli hassasiyeti olan her yurttaş bu kapıya yönelecek.
"Afganistan'ın dağlarında altın var, her yerinde zümrüt var; ama bizim başbakanımız bizi aç bırakıyor ve bizler ölümlü yolculuklarla göç etmek zorunda kalıyoruz." deyip ağlıyordu, ülkemizde yaşama savaşı veren Afganlı acılı bir anne?
Biz ne olacağız, bizim halimiz ne olacak ey siyasetçilerimiz!..
İktisatçı Uğur Civelek, on beş yıl kadar önce; "Türk Milleti'nin yüzde 85'i neyi var neyi yok kaybedecek" dediğinde, bu ifadesi bana hiç de inandırıcı gelmemişti.
Şimdiki halimizin iktisadi dökümü neredeyse böyle?
Çare Milli Ekonomi Modeli'nde?