"Andolsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikreden kimseler için, Resulullah'ta en güzel örnek vardır."
"Onları emrimizle doğru yolu gösterecek rehberler kıldık."
"Gerçek, bu Kur'an (insanları) öyle bir yola doğrultup götürür ki, o, en âdil ve en doğru bir yoldur."
"Onlar, Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Onların hidayetine uy."
Ayet-i kerimelerden anlaşıldığına göre, engelleri geçirmek ve insanları Hakk'a ulaştırmak için peygamberler, kitaplar ve veliler (mürşid-i kâmiller) birer vasıtadır. Burada kitapların, -özellikle ayet-i kerimede ifade edildiği şekilde Kur'an-ı Kerim'in- irşad vasıtası olması, ilâhî mesajı cem etmiş olmaları ve başvurulduğunda hakikati aksettirmeleri dolayısıyladır. Asıl irşad, mücerredi müşahhaslaştırıp hayata aktaran, uygulamada ortaya koyan ve örnek olan peygamberler ve velilerin egitimleri ve yol göstermeleridir.
Herkesce bilinen bir gerçektir ki, Cenab-ı Hakk, her şeyi bir sebeple halketmiştir. Bütün olaylarda mevcut olan sebep-sonuç ilişkisi bir hikmet ifadesidir. Bu sebeple ârifler bu âlem için Daru'l-Hikmet; ahiret için ise Daru'l-Kudret ifadesini kullanmışlardır. Dünyayı aydınlatan güneş, bitkiyi bitiren yağmur, insanı ihtiyarlatan zaman birer vesiledirler. Herşey bir vesîleye bağlı olarak meydana geldiğine göre, şüphesiz Allah (cc), kullarının dünya ve ahiret hayatının akıbetini belirleyecek olan hidayet ve irşad hadisesini de vesîlelere bağlamıştır. Bu vesîleler; resuller, nebiler ve onların varisleri olan velîler, kâmiller ve Allah dostlarıdır. Nitekim bir âyet-i kerimede "Ey inananlar! Allah'tan korkun ve O'na (yaklaşmaya) vesîle arayın" buyurulmaktadır. Bu bir emir'dir; bu emri yerine getirmek yani Allah'a yaklaşmak için vesîle aramak ibadettir.
Prof. Dr. Haydar Baş
"Onları emrimizle doğru yolu gösterecek rehberler kıldık."
"Gerçek, bu Kur'an (insanları) öyle bir yola doğrultup götürür ki, o, en âdil ve en doğru bir yoldur."
"Onlar, Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Onların hidayetine uy."
Ayet-i kerimelerden anlaşıldığına göre, engelleri geçirmek ve insanları Hakk'a ulaştırmak için peygamberler, kitaplar ve veliler (mürşid-i kâmiller) birer vasıtadır. Burada kitapların, -özellikle ayet-i kerimede ifade edildiği şekilde Kur'an-ı Kerim'in- irşad vasıtası olması, ilâhî mesajı cem etmiş olmaları ve başvurulduğunda hakikati aksettirmeleri dolayısıyladır. Asıl irşad, mücerredi müşahhaslaştırıp hayata aktaran, uygulamada ortaya koyan ve örnek olan peygamberler ve velilerin egitimleri ve yol göstermeleridir.
Herkesce bilinen bir gerçektir ki, Cenab-ı Hakk, her şeyi bir sebeple halketmiştir. Bütün olaylarda mevcut olan sebep-sonuç ilişkisi bir hikmet ifadesidir. Bu sebeple ârifler bu âlem için Daru'l-Hikmet; ahiret için ise Daru'l-Kudret ifadesini kullanmışlardır. Dünyayı aydınlatan güneş, bitkiyi bitiren yağmur, insanı ihtiyarlatan zaman birer vesiledirler. Herşey bir vesîleye bağlı olarak meydana geldiğine göre, şüphesiz Allah (cc), kullarının dünya ve ahiret hayatının akıbetini belirleyecek olan hidayet ve irşad hadisesini de vesîlelere bağlamıştır. Bu vesîleler; resuller, nebiler ve onların varisleri olan velîler, kâmiller ve Allah dostlarıdır. Nitekim bir âyet-i kerimede "Ey inananlar! Allah'tan korkun ve O'na (yaklaşmaya) vesîle arayın" buyurulmaktadır. Bu bir emir'dir; bu emri yerine getirmek yani Allah'a yaklaşmak için vesîle aramak ibadettir.
Prof. Dr. Haydar Baş
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.