İman sahibinin hem zahir hem de batın gözü vardır
İman sahibinin, hem zahir (dış) hem de batın (iç) gözü vardır. Dış gözleri ile Allah’ın yarattığı, tabii manzaraları görür. Yere serpilen sonsuz hikmetli işlere bakar
30.10.2021 00:00:00





"Ey evlat! Kâinatın her zerresinde Allahın güzel sanatı vardır. Bu güzel sanatların her biri Hakk'a vardıran delildir. Bu delillere yapışan herkes Hakk'a varabilir. Derin düşüncelere dal. Düşüncen derinlere kök saldıkça yükselirsin ve yücelirsin.
İman sahibinin, hem zahir (dış) hem de batın (iç) gözü vardır. Dış gözleri ile Allah'ın yarattığı, tabii manzaraları görür. Yere serpilen sonsuz hikmetli işlere bakar.
İç gözüyle de madde ötesindeki varlıklara bakar. Sema ve ötesinde saklı duran ulvî, ruhanî varlıkların seyrine dalar.
İşte bu iki göz görmeye başladıktan sonra bir göz daha hasıl olur ki, o da kalp gözüdür. Kalp gözünün açılması için iç ve dış gözünün, salim duyguya sahip olması gerekir.
İşte bundan sonradır ki ensiz ve boysuz bir deme geçer. Yakınlık mefhumu anılmayan bir yakınlığa erer. Dış manası ile bilinmesi kabil olmayan bir sevgi âlemine varır. Artık o kul sevgilidir; ondan saklı hiçbir şey yoktur.
Ancak bu hale ermek kolay değildir. Kalbin yaratılmış nesnelerden ve nefsin tabii istek ve cümle şehvet arzularından uzak olması icap eder.
Her cins şeytanî duygudan arı ve beri olması gerekir. Buna ruh temizliği derler. Bu temizliğe erene, yer hazineleri açık olur. Sema yolları onun uğruna döşenir. Ona göre taşla toprak arasında fark yoktur. Ve çamurla altın, ona eşittir.
Akıllı ol; söylediklerimi iyi düşün. İyi anlamaya çalış. Dikkat et: Ben sözün özünü söylerim. Sözlerim birer cevherdir. Daima büyüme istidadındadır. Zaman ve zemine göre binlerce mana taşır.
Ey evlat! Allah'ı, kula kesme. Kul hata işlerse elinden tut, Hakk'a götür. Allah'ın, kula gücü yeter. Ama kul Allah'a bir şey edemez.
Saklanması gereken birçok şeyler vardır. Saklanması gereken şeyi saklamak insanı hazine sahibi kılar.
Sır saklamak büyük iştir. Herkesin kârı değildir. Musibet anını sabırla gizlemek, hastalık anında Allah'a yalvarmak en büyük iştir. Bunlar saklı ve gizli yapılmalıdır.

Saklı tutulması gerekenler arasında sadaka da vardır. En önemli şey de budur. Birine yapacağın iyilik olursa sağ elinle ver, fakat sol eline duyurma. Mümkün olduğu kadar bunu yapmaya çalış. Sonra şeytanın ve dünyanın tuzaklarına kapılırsın.
Baştan sona kadar kötülüklerle dolu olan dünya denizine dalma. Ona her dalmak isteyen az sonra boğuldu ve kayboldu. Buna çokları düştü. Ancak tekler kurtuldu. Bu kurtulan tekler, halk arasında özellikle seçilmiş olanlardır.
Dünya denizi derindir. Herkesin ona yanaşması mukadderdir. Allah'ın kurtarmak istediği kimseler kendini saklar. Allah, kulları arasından dilediğini kurtarır.
Dünyada pisliklere dalanların öbür âlemdeki yeri cehennemdir. Onların pisliklerini ancak ateş temizler. O ateşin üstünde bir köprü vardır. Cümle kullar, onun üstünden geçerler.
Pisler aşağı yuvarlanır, temizler de kurtulur. Kurtulanlar, Allah'ın sevdiği ve seçtiği kimselerdir. Bunu haber veren şu ayetin manasını iyi düşün: "Sizden herkes cehenneme uğrayacak." (Meryem, 71) Yine dinle: "Ey ateş, serin ve selâmet ol!" (Enbiya, 69).
İkinci hitap, dünyada İbrahim (a.s) peygambere oldu. Öbür âlemde ise cümle iman sahiplerine olacaktır.
Şöyle rivayet edilir: Kıyamet koptukta cehennem üzerine köprü kurulur. Herkesin geçmesi için ferman çıkar. O anda ateşe de şu ferman verilir: Ey ateş, serin ve selâmet ol. Bu hali iman sahipleri için göster. Bana ibadet edenler geçsin. Beni arzulayanlar rahat yürüsün. Öbür âlemde benim için arzularını atanlar buradan gitsinler.
Nemrud'un ateşine de bu hitap vaki idi. Alevler saçılırken gül-gülistan oldu. Keza, cehennem ateşine erişen bu hitap da onu iman sahiplerine dokunmaz kılar." (Abdülkadir Geylani Hazretleri, İlahi Armağan eserinden) H: Akın Aydın
İman sahibinin, hem zahir (dış) hem de batın (iç) gözü vardır. Dış gözleri ile Allah'ın yarattığı, tabii manzaraları görür. Yere serpilen sonsuz hikmetli işlere bakar.
İç gözüyle de madde ötesindeki varlıklara bakar. Sema ve ötesinde saklı duran ulvî, ruhanî varlıkların seyrine dalar.
İşte bu iki göz görmeye başladıktan sonra bir göz daha hasıl olur ki, o da kalp gözüdür. Kalp gözünün açılması için iç ve dış gözünün, salim duyguya sahip olması gerekir.
İşte bundan sonradır ki ensiz ve boysuz bir deme geçer. Yakınlık mefhumu anılmayan bir yakınlığa erer. Dış manası ile bilinmesi kabil olmayan bir sevgi âlemine varır. Artık o kul sevgilidir; ondan saklı hiçbir şey yoktur.
Ancak bu hale ermek kolay değildir. Kalbin yaratılmış nesnelerden ve nefsin tabii istek ve cümle şehvet arzularından uzak olması icap eder.
Her cins şeytanî duygudan arı ve beri olması gerekir. Buna ruh temizliği derler. Bu temizliğe erene, yer hazineleri açık olur. Sema yolları onun uğruna döşenir. Ona göre taşla toprak arasında fark yoktur. Ve çamurla altın, ona eşittir.
Akıllı ol; söylediklerimi iyi düşün. İyi anlamaya çalış. Dikkat et: Ben sözün özünü söylerim. Sözlerim birer cevherdir. Daima büyüme istidadındadır. Zaman ve zemine göre binlerce mana taşır.
Ey evlat! Allah'ı, kula kesme. Kul hata işlerse elinden tut, Hakk'a götür. Allah'ın, kula gücü yeter. Ama kul Allah'a bir şey edemez.
Saklanması gereken birçok şeyler vardır. Saklanması gereken şeyi saklamak insanı hazine sahibi kılar.
Sır saklamak büyük iştir. Herkesin kârı değildir. Musibet anını sabırla gizlemek, hastalık anında Allah'a yalvarmak en büyük iştir. Bunlar saklı ve gizli yapılmalıdır.

Saklı tutulması gerekenler arasında sadaka da vardır. En önemli şey de budur. Birine yapacağın iyilik olursa sağ elinle ver, fakat sol eline duyurma. Mümkün olduğu kadar bunu yapmaya çalış. Sonra şeytanın ve dünyanın tuzaklarına kapılırsın.
Baştan sona kadar kötülüklerle dolu olan dünya denizine dalma. Ona her dalmak isteyen az sonra boğuldu ve kayboldu. Buna çokları düştü. Ancak tekler kurtuldu. Bu kurtulan tekler, halk arasında özellikle seçilmiş olanlardır.
Dünya denizi derindir. Herkesin ona yanaşması mukadderdir. Allah'ın kurtarmak istediği kimseler kendini saklar. Allah, kulları arasından dilediğini kurtarır.
Dünyada pisliklere dalanların öbür âlemdeki yeri cehennemdir. Onların pisliklerini ancak ateş temizler. O ateşin üstünde bir köprü vardır. Cümle kullar, onun üstünden geçerler.
Pisler aşağı yuvarlanır, temizler de kurtulur. Kurtulanlar, Allah'ın sevdiği ve seçtiği kimselerdir. Bunu haber veren şu ayetin manasını iyi düşün: "Sizden herkes cehenneme uğrayacak." (Meryem, 71) Yine dinle: "Ey ateş, serin ve selâmet ol!" (Enbiya, 69).
İkinci hitap, dünyada İbrahim (a.s) peygambere oldu. Öbür âlemde ise cümle iman sahiplerine olacaktır.
Şöyle rivayet edilir: Kıyamet koptukta cehennem üzerine köprü kurulur. Herkesin geçmesi için ferman çıkar. O anda ateşe de şu ferman verilir: Ey ateş, serin ve selâmet ol. Bu hali iman sahipleri için göster. Bana ibadet edenler geçsin. Beni arzulayanlar rahat yürüsün. Öbür âlemde benim için arzularını atanlar buradan gitsinler.
Nemrud'un ateşine de bu hitap vaki idi. Alevler saçılırken gül-gülistan oldu. Keza, cehennem ateşine erişen bu hitap da onu iman sahiplerine dokunmaz kılar." (Abdülkadir Geylani Hazretleri, İlahi Armağan eserinden) H: Akın Aydın
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.