İmam Hasan'ın, Muaviye’ye hutbesi
Bu hutbeyi, Muâviye ile sulh yaptıktan sonra Muâviye'nin, "Bizim faziletlerimizi anlat" demesi üzerine irâd etmiştir
16.02.2025 16:42:00 / Güncelleme: 16.02.2025 17:51:41
Haber Merkezi
Haber Merkezi
![İmam Hasan'ın, Muaviye’ye hutbesi](resimler/haberler/22/imam-hasanin-muaviyeye-hutbesi-H1558120-11.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![İmam Hasan'ın, Muaviye’ye hutbesi](resimler/haberler/22/imam-hasanin-muaviyeye-hutbesi-H1558120-12.webp)
![](temalar/resimler/bos.gif)
![](temalar/resimler/bos.gif)
Bu hutbeyi, Muâviye ile sulh yaptıktan sonra Muâviye'nin, "Bizim faziletlerimizi anlat." demesi üzerine irâd etmiştir.
Allah'a hamd-ü sena, resulü Muhammed'e ve Ehli Beyt'ine salât ve selâmdan sonra şöyle buyurdu:
"Beni tanıyan, kim olduğumu biliyor, ama tanımayan bilsin ki ben, Resulullah'ın oğlu Hasan'ım.
Ben, beşir ve nezir (müjdeleyici ve korkutucu) olan Peygamber'in oğluyum.
Ben, risalet makamına seçilen Mustafa'nın oğluyum.
Ben, meleklerin kendisine salâvat gönderdiği kimsenin oğluyum.
Ben, bu ümmetin kendisiyle şereflendiği kimsenin oğluyum.
Ben, Allah tarafından kendisine Cebrail'in elçi (olarak nazil) olduğu kimsenin oğluyum.
Ben, bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber'in oğluyum. (Allah'ın rahmeti O'na ve O'nun Ehli Beyt'ine olsun.)
Muâviye (İmam Hasan'a karşı olan) düşmanlığını ve hasedini gizlemeye tahammül edemeyip; "Ey Hasan! Hurmayı bize tarif et." dedi.
![](resimler/haberler/22/imam-hasanin-muaviyeye-hutbesi-H1558120-31.webp)
İmam aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: Evet, ey Muâviye rüzgâr onu aşılar, güneş şişirir, ay renklendirir, sıcaklık olgunlaştırır, gece soğutur."
Sonra İmam aleyhi's-selâm önceki sözüne dönerek şöyle devam etti:
Ben, duası reddolunmayan (müstecab-üd da've olan) kimsenin oğluyum.
Ben, Rabbine olan yakınlığı iki yay kadar ya da daha az olan kimsenin oğluyum.
Ben, itaat edilen şefaatçinin oğluyum.
Ben, Mekke ve Mina oğluyum.
Ben, Kureyş'in, kendisine istemeden boyun eğdiği kimsenin oğluyum.
Ben, uyanlarının saadete kavuştuğu, yalnız bırakanlarının ise bedbahtlığa uğradığı kimsenin oğluyum.
Ben, bütün yeryüzü kendisi için temizleyici ve secde yeri kılınan kimsenin oğluyum.
Ben, kendisine ard arda gök haberleri gelen kimsenin oğluyum.
Ben, Allah'ın bütün pislikleri kendilerinden gidererek tertemiz kıldığı kimselerin oğluyum.
Muaviye: "Ey Hasan! Nefsinin seni hilafet arzusuna sevk ettiğini zannediyorum." dedi.
İmam Hasan aleyhi's-selâm, onun bu sözüne şöyle karşılık verdi: Yazıklar olsun sana ey Muâviye!
Halife ancak Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'in sünneti üzerine hareket edip, Allah'ın emrine uyan kimsedir. Yemin ederim ki, hidayet nişaneleri ve takva işaretleri bizleriz.
Sen ise ey Muâviye, sünnetleri imha edip bidatları ihya eden, Allah'ın kullarını köle ve Allah'ın dinini oyuncak edinen bir kimsesin. Kazandığın bunca şan ve şöhreti Allah değersiz ve sönük kılmıştır. Yaşadığın geçici bir hayattır, onun veballeri ise sana kalacaktır.
Ey Muâviye! Andolsun Allah'a ki, O, Cabulka ve Cabulsa isimlerinde, biri doğuda diğeri de batıda olan iki şehir yaratmış ve ceddim
Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'ten başkasını peygamber olarak onlara göndermemiştir.
Sonra Muâviye: "Ya Eba Muhammed! Kadir gecesi hakkında bize bilgi ver." dedi; İmam Hasan, İşte bu gibi şeyleri sor, buyurarak şöyle devam etti:
"Allah yedi gök ve yedi yer yarattı. Cinleri ve insanları da "yedi"den yarattı. Kadir gecesini de (Ramazan ayının) yirmi üçüncü gecesinden yirmi yedinci gecesine kadar olan geceler arasında araman gerekir." Daha sonra İmam aleyhi's-selâm yerinden kalktı."
Allah'a hamd-ü sena, resulü Muhammed'e ve Ehli Beyt'ine salât ve selâmdan sonra şöyle buyurdu:
"Beni tanıyan, kim olduğumu biliyor, ama tanımayan bilsin ki ben, Resulullah'ın oğlu Hasan'ım.
Ben, beşir ve nezir (müjdeleyici ve korkutucu) olan Peygamber'in oğluyum.
Ben, risalet makamına seçilen Mustafa'nın oğluyum.
Ben, meleklerin kendisine salâvat gönderdiği kimsenin oğluyum.
Ben, bu ümmetin kendisiyle şereflendiği kimsenin oğluyum.
Ben, Allah tarafından kendisine Cebrail'in elçi (olarak nazil) olduğu kimsenin oğluyum.
Ben, bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber'in oğluyum. (Allah'ın rahmeti O'na ve O'nun Ehli Beyt'ine olsun.)
Muâviye (İmam Hasan'a karşı olan) düşmanlığını ve hasedini gizlemeye tahammül edemeyip; "Ey Hasan! Hurmayı bize tarif et." dedi.
![](resimler/haberler/22/imam-hasanin-muaviyeye-hutbesi-H1558120-31.webp)
İmam aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: Evet, ey Muâviye rüzgâr onu aşılar, güneş şişirir, ay renklendirir, sıcaklık olgunlaştırır, gece soğutur."
Sonra İmam aleyhi's-selâm önceki sözüne dönerek şöyle devam etti:
Ben, duası reddolunmayan (müstecab-üd da've olan) kimsenin oğluyum.
Ben, Rabbine olan yakınlığı iki yay kadar ya da daha az olan kimsenin oğluyum.
Ben, itaat edilen şefaatçinin oğluyum.
Ben, Mekke ve Mina oğluyum.
Ben, Kureyş'in, kendisine istemeden boyun eğdiği kimsenin oğluyum.
Ben, uyanlarının saadete kavuştuğu, yalnız bırakanlarının ise bedbahtlığa uğradığı kimsenin oğluyum.
Ben, bütün yeryüzü kendisi için temizleyici ve secde yeri kılınan kimsenin oğluyum.
Ben, kendisine ard arda gök haberleri gelen kimsenin oğluyum.
Ben, Allah'ın bütün pislikleri kendilerinden gidererek tertemiz kıldığı kimselerin oğluyum.
Muaviye: "Ey Hasan! Nefsinin seni hilafet arzusuna sevk ettiğini zannediyorum." dedi.
İmam Hasan aleyhi's-selâm, onun bu sözüne şöyle karşılık verdi: Yazıklar olsun sana ey Muâviye!
Halife ancak Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'in sünneti üzerine hareket edip, Allah'ın emrine uyan kimsedir. Yemin ederim ki, hidayet nişaneleri ve takva işaretleri bizleriz.
Sen ise ey Muâviye, sünnetleri imha edip bidatları ihya eden, Allah'ın kullarını köle ve Allah'ın dinini oyuncak edinen bir kimsesin. Kazandığın bunca şan ve şöhreti Allah değersiz ve sönük kılmıştır. Yaşadığın geçici bir hayattır, onun veballeri ise sana kalacaktır.
Ey Muâviye! Andolsun Allah'a ki, O, Cabulka ve Cabulsa isimlerinde, biri doğuda diğeri de batıda olan iki şehir yaratmış ve ceddim
Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih'ten başkasını peygamber olarak onlara göndermemiştir.
Sonra Muâviye: "Ya Eba Muhammed! Kadir gecesi hakkında bize bilgi ver." dedi; İmam Hasan, İşte bu gibi şeyleri sor, buyurarak şöyle devam etti:
"Allah yedi gök ve yedi yer yarattı. Cinleri ve insanları da "yedi"den yarattı. Kadir gecesini de (Ramazan ayının) yirmi üçüncü gecesinden yirmi yedinci gecesine kadar olan geceler arasında araman gerekir." Daha sonra İmam aleyhi's-selâm yerinden kalktı."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.